CHAPTER CODE: K

224 20 1
                                    

Herkes öğrendiğinde kötü şeyler olacak

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Herkes öğrendiğinde kötü şeyler olacak.

Yukarıda volta atan akbabalara ve kara bulutlara baksana.

Aşk, kırılgan ufak bir kıvılcımdır.

Yanıp kül olabilir. Sönebilir.

Kafesleri ve kutuları var yanlarında.

Bir de silahları.

Onlar avcı, bizse tilkiyiz.

Kaçıyoruz.

🌼

DAY 6: THEY ARE THE HUNTER, WE ARE THE FOX

🌼

Zaman kimseye adil davranmaz.

Bileklerini adeta parçalayan zincirler, hareketiyle ortamda yankılandı. Zindanın küçük penceresinden ay ışığı süzülüyordu. Bu, ona kesinlikle yeterdi. Altı gündür olan şeylerin haricinde, geceler tek huzur bulduğu zaman dilimiydi.

"Glorian*," diye adını çağırdı. Canının acısından inliyormuş gibi çıkan sesin ona ulaşmasını diledi. "O iyi mi? Glorian!"

Ay ışığı, ufak parçacıklar halinde zindana uçuşmaya başladı. Toz zerreciklerinin arasında kıvrılan ve sanki bir şey arayan ışık, altı gündür olduğu gibi yine onun etrafında döndü. Sonra ise, hiç var olmamış gibi kayboldu.

Ancak Vega, mesajı çok net bir şekilde aldı. O iyiydi. Kendisinin hâlâ hayatta olma sebebi iyiydi ve bu da ona yeterdi. Çok ağlamamış olmasını umdu. Ancak cep evrende olmanın yararını da görecekti. Burada zaman oradakine göre çok hızlı geçerdi. Yavrularına göre yalnızca birkaç saattir yoklardı. Ayrıca emindi ki Glorian ona çok iyi bakacaktı.

Zincirlerinin gürültüsüyle beraber pencerenin altındaki duvara çöktü. Ağlamak istemiyordu. Gerçekten de zayıf görünmekten nefret ediyordu. Ama o kadar çaresiz hissetti ki, çığlıklar atarak bu duvarları yumruklarıyla yıkarak ağlamak istedi. Bunu hiçbiri hak etmemişti. Kadere lanetler savurmaktan başka bir şey yapamadı.

"Loki," dedi acıyla ağlayarak. "Lütfen, bütün bunlar çok fazla. Geri dönmeliyiz."

Loki, Gökkuşağı Köprüsü'nden düştüğünde Vega'nın cadı rünleriyle bezenmiş topraklarına düştü. Güçsüz ve çaresizdi. Hayatından neredeyse tamamen vazgeçmişti.

Vega, o terkedilmişlik hissini çok hissetmişti. Annesi Odin tarafından öldürüldüğünde ve babası sürgüne gönderildiğinde aynısını hissetti. Ailesinin güvendiği Odin onlara ihanet etti ve bu ceza ona kesildi. Kayboldu, haykırdı, Odin'e lanetler savurdu.

Belki de o lanetler dönüp dolaşıp onları bulmuştu.

"Kaybedişin yarattığı hissi iyi bilirim." Demişti Loki. "Ayaklarının bağı çözülür. Yığılıverirsin olduğun yere. Nefes dahi aldırmaz sana."

"Kaybettim," diye fısıldadı farkındalıkla. Gözleri irice açılmış, nefesi duraksamıştı. Bunu fark etmek onu öfkelendirdi, korkuttu. Bu kadar kolay pes etmiş olmak kendi gururunu kendi elleriyle kırmaktı. "Kaybedemem."

Zindanın ardında duyduğu ayak sesleriyle başını kapıya çevirdi. Gelen askere, mücadele etmekten korkmadığını göstermekten hiç çekinmemişti en başından beri. Kapı büyük bir gürültüyle açıldı, asker içeriye girdi. "Gidiyoruz."

Kadının yere sabitlenmiş zincirlerine ilerledi, onları sökerek kendine aldı. Kelepçeleri çıkardıkları an bu gezegeni en ufak parçalara ayıracağını herkes biliyordu. Ona nazik davranmak mümkün dahi olmazdı. Saf büyüden oluşturulmuş bir varlıktı.

Soğuk koridoru aştılar. Dışarıya, kar yağışının sürdüğü ve onlara göre hiç de soğuk olmayan bahçeye çıkarıldı. Ancak kemiklerine kadar titriyor ve bunu belli etmemeye çalışıyordu. Bildiklerini bilmesine rağmen görüntüyü normal tutmalıydı. Ancak karşısındaki manzara onu ağlatacak duruma getirirken, nasıl olacaktı ki tüm bunlar?

Loki'nin bedenine yaslı, zihin taşının içinde bulunduğu asa parlıyordu. Ve onun da gözleri masmavi olmuştu. Ama hâlâ tam olarak uyanık olmadığı belliydi. Direniyordu.

Komutana döndü. "Ne istiyorsun?" Dedi dişlerini sıkarak.

"Onu uyandır." Dedi tek düze bir sesle. "İşimize yaramayacak olursa seni de deneriz."

Loki'ye baktı. Onun gittikçe daha da mavileşen gözleri hiçbir şey yapmasına gerek olmadığını gösteriyordu zaten. Komutan da bunu fark etmişti. Kendisini tutan asker tarafından sertçe geriye çekildi. Tanrıya doğru ilerliyorlardı.

"Loki," kurtulmaya çalıştı. "Hayır, hayır. Bırak beni! Ne yapmaya çalıştığının farkında bile değilsin! Ne sen ne de Thanos!"

"Fesatlık Tanrısı," dedi pürüzlü sesle. Adamın kendisine dönen bakışlarıyla daha da keyiflenmiş görünüyordu. "Bir anlaşma yapmak istiyorum."

Loki, etrafına bakındı. Elindeki asa, komutanın isteğini daha güçlü kılıyordu. "Ne hakkında?"

"Thanos ve müritleri için çalış." Dedi. "Biz de sana, hayalini kurduğun tahtı verelim."

Loki, gülerek başını iki yana salladı. Onaylanmıyor değildi. Sadece komik gelmişti. Ve her zamanki alaycı üslubüydü.

"Kabul,"

Gülümsedi. Kadının bağırmaması için ağzı tutuluyor olmasa, bunu yapamayacağını biliyordu. Loki'yi büyünün etkisinden kurtarabilirdi. Yapamayacağının garantisi yoktu.

"Tesseract sana yolu açacak. Dünya ırkı o kadar aptal ki, bilmedikleri şeylerle oynamaktan çekinmiyorlar."

Dediği gibi oldu. Dakikalar sonra Tesseract'tın oluşturduğu geçit yakınlarında açıldı. Zihin taşının kudretiydi bu. Vega, sonsuzluktan nefret ediyordu.

Loki, asasıyla beraber geçide ilerledi. Vega bunu yapmasını istemiyordu, izin veremezdi. Herkes hiçbir şeyi bilmeden onu yargılayacak, zarar verecek hatta öldürmeye kadar götürecekti. Kendisini boş verse bile... Çocukları vardı. Ona nasıl söyleyebilirdi?

Bileklerindeki zincilere rağmen, zihnine seslenmeye çalıştı. Denedi, çok denedi. Ama olmadı.

Loki arkasını dönmedi.

Vega'yı tanımadı.

Loki Laufeyson, aşk çılgınlığı denilen hissi uzayda kazanıp uzayda yitirdi.

Ve şimdi tüm evren, onların sahnesi oldu.

İkinci perde başlıyordu.


*Glorian: Gerçek adı Thomas Gideon, kendisi bir milyarderin oğluydu. Shaper Of Worlds tarafından kanser hastalığı iyileştirildi, altın ten rengine ve engin güçlere sahip biri oldu. Gerçekliği kandırma, cep evrenler yaratma gibi oldukça tehlikeli yetenekleri var. Ona Gezegensel Tehdit de deniyor. Ve ek bir bilgi olarak da ekleyeyim: Glorian, Avengers Assemble çizgi dizisinde Hulk'ın en yakın arkadaşlarından biriydi. Şahsen eğlenceli bir bölümdü. 

𝐋𝐨𝐯𝐞 𝐌𝐚𝐝𝐧𝐞𝐬𝐬 • 𝐋𝐨𝐤𝐢 𝐋𝐚𝐮𝐟𝐞𝐲𝐬𝐨𝐧 [1]Where stories live. Discover now