01.08

474 23 24
                                    

Medyadaki Şarkıyla okuyabilirsiniz.

Keyifli Okumalar...

Her gün şirketle, ailesiyle ilgili yeni bir şey öğrenmekten bıkmıştı Angelina. Güçlü durmaya, üstesinden gelmeye çalışıyordu ama her geçen gün gücünün tükendiğini hissediyordu. Her şeyi içine atıyor, kendi içinde yaşıyordu. Çevresinde onlarca insan olmasına rağmen oturup konuşabileceği, derdini anlatabileceği, sığınabileceği kimsesi yoktu. Kendi ailesine bile güvenemezken kime güvenebilirdi?

Eline ulaşan dosyayı açmaya korkuyordu. Gözlerini kapağına dikmiş öylece otururken masada oluşan titreşimle irkildi. Telefonu eline alarak arkasına yaslandı.

N: 'Ben geldim ama sanırım sen yoksun, kapıda kaldım.'

A: 'Ben şimdi güvenliğe söylerim, sen geç başla ben de geleceğim.'

Güvenliği arayarak evin kapısını açmalarını rica etti Angelina.

N: 'Tamamdır, ama geç kalma bak enfes yemeklerimi kendim yerim : )'

Kız cevap vermeyerek telefonu geri yerine bıraktı. Oflayarak dosyaya uzandı.

Neymar bir süre ekrana baktı, yazmayacağını anladığında cebine atarak yabancı olduğu eve girdi. Mutfağı bularak elindeki malzemeleri bıraktı. Zaten öyle çok bir şey yoktu çünkü yemek yapmaktan anlamazdı. İç çekerek aldığı biftekleri pişirmeye başladı.

...

Gözünden damlayan bir damla yaş elindeki kağıda düştüğünde transa girmiş, o koltuğa yapışıp kalmış gibi hissediyordu kız. Bu kadarı da olamazdı. Babası birilerini öldürtmüş olamazdı, bu teröristlerle iş yapmış olamazdı. Bu adam onun babası olamazdı. Elindeki dosyayı masaya sertçe bırakarak hızla ayağa kalktı. Ellerini özenle dalgalandırılmış saçlarından geçirdi. Her şeyi dağıtmak, hayatına son vermek istiyordu. Yavaş adımlarla koltuğunun hemen arkasındaki, duvarı kaplayan pencereye yaklaştı. Ne kadar sürdüğünden emin olamadığı bir süre şehri izledi. Hala ne için çabalıyordu? Değer miydi? Elbette değerdi. Kendisine umut dolu gözlerle bakan insanlar için değerdi. Derince bir nefes alarak gözyaşlarını sildi. Masasına dönüp çantasını aldı, eve gitmek üzere dışarı çıktı.

Şoförü aracı park edince kapısını açmasını beklemeden inerek eve yürüdü. Kapının kilidini açarak evine girdi. Yüksek topuklu ayakkabılarını yine bir köşeye fırlatmıştı, oturma odasına gidip kendini koltuğa attı. Başını geriye yaslayarak gözlerini kapattı, iç çekti. Düşündükçe gözleri yeniden doluyordu.

"Hoş geldin!" hemen arkasından yükselen enerjik sesle yerinde sıçrayarak ayağa kalktı. Karşısında sırıtan Neymar ile elini kalbine götürdü. "Yüce İsa." Diye mırıldanırken sakinleşmeye ve dolan gözlerini belli etmeden silmeye çalıştı. Kafası o kadar dalmıştı ki onun evde olduğunu bile unutmuştu.

Neymar hızla gelerek kızı oturtmaya çalıştı. "Tanrım, üzgünüm. Korkutmak istemedim." Kız oturunca önüne çöktü. kızın yüzüne baktığında kaşları çatıldı.

"Ne oldu sana?"

"Hi- Hiç."

"Hayır, iyi değilsin, ne old-"

"Su, su verir misin?"

Adam başını sallayarak hızla mutfağa giderken, kız zaman kazanıp toparlanmak istedi. Kim bilir nasıl görünüyordu?

"Sikeyim." Kendi kendine küfürler mırıldandı. O bu gece burada olmamalıydı. Onu böyle görmemeliydi.

Neymar yeniden kızın önüne oturarak suyu uzattı. Kızın yüzüne baktıkça kız gözlerini kaçırıyordu. Sudan bir yudum aldığında Neymar destek olmak istercesine kızın dizlerinin üstünde duran elini tuttu.

Pretinha (& Neymar Jr) (+18)Tempat cerita menjadi hidup. Temukan sekarang