21

571 46 159
                                    

hizli atiyom diye okunma azaldi ya :(

<>

"ne demek mühürleneceksiniz? saçmalama" sunghoon ona döndüğünde şu an ne olduğunu ben de anlamıyordum.

kesin içtiğimiz su filan kafa yapmıştı başka bir açıklaması yoktu bunun.

"sen benim ona zarar vereceğimi düşünüyorsun ya da yarı yolda bırakacağımı düşünüyorsun. mühürlenelim o zaman? jungwon ne dersin?"

"suno-"

"bir dakika abi sana sormadı ve ben de kabul etmiyorum?"

"NE" sunoo ile beraber elde olmadan tepki verdiğimizde jungwon omuz silkmişti.

"ben niye kendimi kanıtlamak için mühürleniyorum ya? sanki yanlış bir şey yaptım."

"jungwon gerçekten neden anlamıyorsun beni de?" diyip jungwon'un yanına oturduğunda jungwon da sunghoon'a sarılmıştı.

"abi anlıyorum tamam öncesinde yanlış bir kişiye güvenmiş olabilirim ama sunoo'nun öyle olduğunu kim söyledi. öyle çıksa bile hata benim hatam. ki hata olduğunu da düşünmüyorum" diyip sunoo ile ellerini kenetlediklerinde sunghoon iç çekip ikisini onaylar bir şekilde kafasını salladığında "bir şey olursa ağlayarak bana gelme" dediğinde ben de gülmüştüm.

"bana gelir rahat ol hoonie~" dediğimde herkesin az önceki gerginliği gitmişti bile.

"evet benim bir jay'im var zaten sana kalmadım" dediğinde ben de kahkaha atıp tişörtüme astığım güneş gözlüğümü takmıştım.

<>

"sonunda yatağımız" diyerek kendimi yatağa attığımda riki de kıkırdayarak yatağa girmişti. kollarını kafasının arkasında kavuşturduğunda kollarına bakıyordum.

"ne ara bu kadar spor yaptın ya?" dediğimde "yapmadım ki?" cevabını almıştım.

"imkanı yok"

bana dönerek "bebeğim ben sana her zaman ne diyorum? delta olduğumu unutuyorsun" demişti.

"doğru delta olduğunu hep unutuyorum" dediğimde düşen yüz ifademi görmemesi için göğsüne yatmıştım.

"bir şey mi oldu bebeğim?" yine hissetmişti.

"hayır ama biraz feromon salgılar mısın uyuyamıyorum"

"emin misin uyuyamadığından olduğuna" derken sorgulasa bile çoktan feromon salgılamaya başlamıştı.

"kahve içtiğim için böyl-"

"ben demiştim içme diye kim bilir bu son bu son diye diye kaç kupa daha içerdin" dediğinde "haklısın özür dilerim" diyip biraz daha ona yaklaşmıştım.

"jay?"

"hm"

"seni çok seviyorum bunu asla unutma tamam mı?" dediğinde kafamı sallamıştım.

gözyaşlarımı elde olmadan tutamadığımda "sen ağlıyor musun?" diyerek bana baktığında "evet ama hemen meraklanma çok mutluyum sadece" dediğimde saçlarıma öpücükler kondurup okşamaya başlamıştı.

"hadi artık ağlama ve uyuyalım tamam mı? çok yorgunum" dediğinde kafamı sallamıştım ama uyuyamıyordum.

iyice göğsüne yaklaşmış riki'nin feromonlarıyla rahatlamaya çalışırken uyumaya çabalamamın saçma olduğunu fark etmiştim. riki'nin yavaşlayan ve düzelen nefes sesleriyle yataktan kalkmıştım.

ders çalışmak bana iyi gelebilirdi ki her şeyi unutmak için bunu yapacaktım.

kaç saat çalıştığımı bilmiyordum ki riki'nin alarmının çalmasıyla irkilmiştim.

riki yatağında hareket ettiğinde dudağımı ısırmıştım. kesinlikle kızacaktı ama uyuyamamıştım yani ne yapabilirdim ki?

"jay?" diyerek uyandığında beni yanında görmediği için böyle yaptığını fark etmiştim.

"günaydın" dememle kafasını bana çevirmiş hala zar zor açılan gözleriyle bana bakmıştı.

"rüyamda ayrılıyorduk... bir an seni göremeyince ödüm koptu" demesiyle yanına gitmiş "öyle bir şey imkansız olduğu için kabus diyelim" diyip dudağına öpücük kondurmuştum.

"sen niye uyanıktın?"

uykulu olduğu için kafasını boynuma yaslamış nefeslenirken huylandığım için kıkırdayarak kendimi çekmiştim.

"uyuyamadım ben de çalışmaya başladım. sonra da sabah olmuş" dediğimde çatık kaşlarıyla bana bakmıştı.

"tamam hadi kızma... senin hastaneye benim de okula yetişmem gerek ben kahvaltı için pirinç yapmaya gidiyorum" diyip dudağına hızlıca birkaç öpücük kondurmuş ve odadan kaçmıştım.

"jay bunu konuşuruz sonra bak" diye bağırdığında cevap vermemiştim.

<>

ay ben de kaos kisa surer yani

ᴅᴇʟᴛᴀ-ᴊᴀʏᴋɪ ✓Where stories live. Discover now