3

908 75 210
                                    

ay cok hastayim cok sinavlarim baslicak sictik

birbirlerini eş olarak kabul eden kurtlar kendi aralarından iletişim kurabilirler
bazen kişilerden bağımsız davranabilirler
bazen de tam tersi beraber hareket ederler
çok bağımsız hareket etmeye başladıklarında, eşleriyle araları kötü olduğunda ya da kurtların sahipleri kavga ettiğinde kurtları sahiplerine kızabilir kendi içine kapanabilir
burada da anlayacağınız jay kendi kurduyla çok bağımsız riki ise tam tersi

<>

evden çıkıp biraz yürüdükten sonra "kurdun beni seviyor biliyorsun değil mi?" diyerek riki'nin birden dibime girmesi ile korkarak olduğum yerde kalakalmıştım.

göz göze gelmemiz ile gülümsemişti. ben bir şey yapmadan önüme döndüğümde aklıma dün attığı mesajlar gelmişti. o mesajlardan sonra yanına bile gidememiştim.

onun feromonu etrafı sardığında rahatlayan kurdum ile haklı olduğunu biliyordum.

"yine ne oldu niye takip ediyorsun beni?"

"seni sevdiğime artık emin olmalısın bebeğim bunları aşmadık mı? sorgulamaktan bıkmıyorsun anlaşılan"

omuz silkip tekrar yürümeye başlamıştım fakat hala yanımdan ayrılmamıştı.

göz devirmiş ardından ona döndüğümde "ya bıraksana benim peşimde-" dediğim sıra hapşurmam ile sözüm kesilmişti.

"işte bu yüzden söylemiştim bebeğim. dün ben yokken yağmurda yürümüşsün. arkadaşım yağmurda eğlendiğini söyledi. eğlenmen güzel ama bunun olacağını biliyordum. gel arabamla gidelim okula. hem senin için arabayı ısıttım"

bunu demesiyle benim kabul etmeyeceğimi bildiği için kolumdan tutup ilerletirken sinirlenmeye başlamıştım. kurdum ona alışsa da korkuyordum. insanlardan... tepkilerden... riki'nin baskısından.

"yüzün biraz gülebilir mi?"

"hayır riki. keser misin şunu? dün eğlenerek yağmurda yürüdüm. sonucunda hasta olacak olsam da. benim üstümde baskı kurmayı keser misin? sen ne dersen de yapacak mıyım böyle?"

"bu konuşmayı tekrar tekrar mı yapacağız bebeğim?"

"evet?"

"neyse hadi gel sana yiyecek bir şeyler aldım. kore usulü kahvaltı yapmayı sevmediğini biliyorum"

"riki..."

"bak americano da var?"

ne dersem diyeyim kabul etmiyordu. kolumu onun elinden kurtarıp arkasından geldiğimde az önceki neşesine geri kavuşmuş bir şekilde arabanın kapısını açmış ben binince de kendisi yerine geçmişti.

"dün kokum seni rahatlatmış"

"ne? ne alaka?"

"bebeğim kurdun kurdumu seviyor diyorum çoktan anlattı bana" göz kırpmasıyla benim de göz devirmem bir olmuştu.

"işte diyorsun ki kurdun. ben değilim yani. gerçi hala anlamıyorum baskılanmayı nasıl bu kadar sever bir alfa?"

bunu dememle beraber hem kurdum bana karşı çıkmış hem de deltanın kokusunun keskinliği artmıştı.

"bağır çağır ama kes şunu" diyip camı açıp kafamı dışarıya çevirmiştim. derin nefesler alırken beni kendine çekip camı kapamış ve kendi feromonlarını kontrole alması bir olmuştu.

gözlerimiz birbirimizin dudaklarından ayrıldığında arabayı çalıştırmıştı. sessiz ve hızlı bir şekilde okula geldiğimizde arabadan inip fakültenin önüne kadar benimle gelmişti.

eskiden omegaların bana bakmasıyla gururu okşanan kurdum deltayla tanıştıktan sonra birkaç omeganın ona baktığını görünce bile kuduruyordu ve yine o anlardan birindeydik.

"sen de feromonlarını kontrole al istersen bebeğim yoksa bu sefer sen beni işaretleyeceksin. hem tüm omegalar sana bakıyor. hatta beta ve alfa da var dövemeyecek kadar mutsuzum şu an"

ya sen deltasın kendine gel. ne demek benim bir lafımla üzülmek.

fakültenin önüne geldiğimizde "hadi git artık" dememle elindeki kese kağıdını ve kahveyi uzatmıştı.

onu reddedip "sen ye onları benden daha çok seviyorsun" demiştim.

"ama açsın" derken omuzlarını düşürmüş benim onu almam için ısrar ediyordu.

"kahvaltı yapmayı sevmediğimi biliyorsun" diyip bir şey demesine izin vermeden içeriye girmiştim.

dışarısı gözüken bir yerden ona baktığımda gülümseyerek elindekilere bakıyordu.

"aptal delta"

<>

bana da bi delta riki ya nolur

ᴅᴇʟᴛᴀ-ᴊᴀʏᴋɪ ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin