5

333 50 111
                                    

Conan Gray/People Watching

"Minho sen olduğunu biliyorum,çık haydi.Bak kaç gündür seni bekliyorum bari iyi olduğunu görey-"hapşırmamla konuşmam kesilmişti.

Suyun içinden gülümseyen yüzünü gördüğümde rahatlamıştım.En azından yaşıyordu.

"Yanına gelebilir miyim Minho?" Yavaşça kafasını salladı,yanına doğru ilerledim.Ben ona yaklaştıkça yanıma doğru geldi.

"İyi misi-"Tekrardan hapşurduğumda bu sefer kahkaha atıyordu.İyiyim manasında kafasını salladı.Gülümsedim.İnanılmaz derece üşüyordum.Titrediğimi farkedip ürkekçe yanıma yaklaştı,elimi tuttu.

"Jisung asıl sen iyi misin?Titriyorsun.Dün geceden beri yağmurun altında yatıyorsun."yanlış bir şey söylemiş gibi yaptı.

"Sen dünden beri beni mi izliyorsun?"

Bir süre sessiz kaldı.Sonra kafasını salladı.

"Evet ama bunun bir önemi yok.Hala titriyorsun.Eve gitmen lazım."

"Seni görmeyeli bir hafta oldu,merak ediyorum seni."Şaşırmışa benziyordu.Ben olsam ben de şaşırırım.Neden 1 saat geçirdiğin birini merak edersin ki?Tekrar hapşurduğumda korkmuşa benziyordu.

"Jisung..."Yavaşça yanıma yaklaştı,alnımdan öptü.

"AMAN!YANIYORSUN JİSUNG!HEMEN KALK EVE GİT!" Yavaş yavaş ateşim kendimi belli etmeye başladığında sarhoş gibiydim.Omuz silktim.

"Hayır,bana ne!İstemiyorum!Gidersem seni son görüşüm olur.Ben seni çok sevdim.Gitmiycem."lafım bittiğinde kollarım çoktan onu sarmıştı.Karar veremedi önce sonra o da ıslak kollarını belime sardı.Bir süre sessizce sarıldık birbirimize.İkimizin de ihtiyacı vardı anlaşılan.

Ayrıldık,gözlerime baktı elimi tuttu.O an bir şey oldu sanki anlayamadım.Elini çekti,sadece göz teması kurduk.

"Ben burdayım Jisung-ah~ ama sen şimdi eve gidiyorsun."

"Dedim ya saba Minhooo,gitmiyce-Dur elimi tutmadan nasıl konuştuk biz lan!?"

"Hadi Jisung.Evine git,gerçekten korkuyorum sana bişey olmasından."

"Bi şartla giderim."

"Söyle bakalım."

"İyileştikten sonra benimle tekrar buluş.Hatta telefon numaranı ver bana."

"Jisung-"dedi ve kuyruğunu gösterdi.

"OH,tamam pekala o zaman eeee-"

"Eğer beni 5 dakika beklersen haberleşebileceğimiz bir şey getirebilirim."

"Beni bırakıp gitmeyeceksin değil mi?"

"Hayır tabi ki şapşalım.Bekle sadece."

Kafamı salladım,suya daldı.10 dakika sonra geldiğinde daha çok titrediğimi hissediyordum.

"İşte Jisung-ah~Bu deniz kabuğuyla konuşursan seni duyarım.İyileştiğinde burda seni bekliyor olacağım."

"Tamamdır.Görüşürüz balıkcık."hafifçe kıkırdadı.Gülüşü gözlerimi alıyordu.Gözlerim gülüşünde oyalandığında o an yapmamam gereken bir şey yaptım.

Tuttum kollarından,çektim kendime.

"Bir daha bu gözlerde yaş görmek istemiyorum."dedim ve öptüm gözlerinden.
"Ağladığında gözündeki yaşları tek tek öpeceğim Lee Minho."

Cevap vermesine izin vermeden ayağa kalktım.Bana hala şaşkınlıkla bakıyordu.
Yalpalayarak yürüdüm arkama döndüğümde gitmişti.Elimdeki kabukla bakıştık.Gerçekten bununla mı haberleşecektik?

"Ses kontrol öhm öhm ben Han Jisung ve şu an Hyunjin'i arayacağım."dedim ve kabuğu kolumun altına attım.

Telefonu açtığımda ağzımdan çıkan küfüre engel olamadım.Hyunjin'den 89,Jeongin'den ise tam 102 arama vardı ama gözüme başka bir isim daha ilişti.Yaklaşık 91 arama yapılmıştı.

Seo Changbin tarafından.

-5.bölüm sonu-

Nasılsınız mahperilerim
 
Hikaye nasıl gidiyor hızlı mı yavaş mı dozunda mı

Öpüyorum sizi güzelleriiim<3

Siren | Minsung Where stories live. Discover now