likör on your Lips 17

24 3 0
                                    

-Hazır değilim Hara, kaçmak en iyi seçenek gibi geliyor.

Luna uzun süredir çıkmadığı yatağından bacağını sarkıttı ve bıkkınlıkla konuştu. Hiçbir telefonu açmamak ve okula gitmemek ona sadece 2 gün kazandırmıştı. Hara attığı mesajında eğer böyle devam ederse evine geleceğinden  bahsettiği için telefonunu açmış ve kendi komfor alanından dışarı çıkmıştı.

Mutfağa doğru ilerlerken Hara derin bir nefes aldı. Okulları öğle arasında olduğu için rahatlıkla konuştuğunu tahmin etti Luna.

-Bebeğim, seni anlamaya çalışıyorum ama bu kaçış nereye kadar sürecek tahmin edemiyorum. Ayrıca istesen de istemesen de okula gelmek zorunda kalacaksın ve onu birden görmek emin ol ki sana daha iyi hissettirmeyecek.

Luna onun haklı olduğunu bilmesine rağmen bunun için hiç isteği olmadığını göz ardı edemiyordu. Jeon Jungkook'a oluşabilecek hislerini kabullenmek açık açık cehenneme gitmekti. Jungkook onu rahatlıkla kandırabilecek, kullanıp bırakabilecek biriydi ve Luna 2.kez aynı şeyleri yaşamaktan ölesiye korkuyordu.

-Okulda durumlar nasıl?

Hara telefona daha da yaklaşırken derin bir nefes aldı.

-Okul dediğin dedikodularsa aynı devam ediyor. Asıl okul diye bahsettiğin Jungkook'ların tayfasıysa orası karışık.

Tekrar derin bir nefes aldı ve ayağa kalktığı belli olan hışırtılar çıkardı.

-Youngjae genel olarak onlarla takıldığı için arada bir yanlarına uğruyoruz ve Jungkook ağzımdan çıkan her kelimeye muhtaç gibi duruyor. Göz altları çökmüş muhtemelen bayadır uyumuyor. Taehyung sürekli konuşmalarının üstünü kapatıyor gibi. Sadece Yoongi antrenmanlara katılıp katılamayacağını sordu, ben de yorgun olduğunu ve dinlenip iyileştikten sonra eskisinden daha iyi geleceğini söyledim. Şu anlık sorun yok gibi ama yokluğun farkedilirse okulda büyük dedikodular çıkar.

Luna sıkkınlıkla nefes verdi tekrar. Adam akıllı midesi bir şey almadığı için sabahları sadece kahveyle uyanır hale gelmişti. Dağınık bir şekilde topladığı saçları, kışın en sert zamanlarından olduğu için giydiği bol, kahverengi kazağıyla dikiliyordu. Uzun zamandır uzandığı için ağrıyan baldırlarını yok saymaya çalıştı ve kenardaki yarısı yenmiş karamelli çikolatasını aldı.

-Dikkat çekmeden dönmem lazım diyorsun yani?

Hara , Luna görmese de kafa salladı.

-Jungkook sana her ne dediyse ki tahmin edebiliyorum, çocuk yıkılmış. Senin yapman gereken sadece bu konuyu kafanda rafa kaldırmak ve sorunsuzca okula gelmek . Ben senin için ortam hazırlayacağım. Herkes hasta olduğunu düşünüyor Jungkook ve muhtemelen Taehyung haricinde. Jungkook'un da sana bu kadar tutulmasını kenara atacağını düşünüyorum. Muhtemelen bir iki güne başka birisini bulur ve sen kendine yazık etmenle kalırsın.

Luna Hara'nın mükemmel iç karartıcı ama gerçeklerden oluşan konuşmasını dinledikten sonra :

-O zaman yarın gelirim okula. Sana okulda kolay gelsin. Sonra görüşürüz. dedi.

Onun için birinin onu sevmesi ve bu kişinin Jeon Jeongguk olması asıl sorun doğuran şeydi. Onun son aşkı iyi geçmemişti, son hoşlantısı olan Mark Tuan ise bir dahası olmaması için iyi bir uyarıydı . Ardından 3.kez kendini es geçip Jeon Jungkook'a kapılmak... Kulağa aptalca ve tam Hwang Luna için gibi geliyordu.

*****************************

Jungkook 15-20 dakikadır aynı noktada 3.sigarasını içine çekerken acıyla gülümsedi. Kendi düşüncelerini düşündü. Kimseye kapılmayan kalbi ve tek kişide duramayan beyni ona kayıplı ama eğlenceli birkaç sene hediye etmişlerdi. Şu anda ise organlarının tamamı tek bir şey için savaşıyor gibiydi.

seni dert etmeler' jeon jeonggukWhere stories live. Discover now