Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
frankie valli - can't take myeyes off you
Gerçek olamayacak kadar iyisin. Gözlerimi senden alamıyorum.
♫
O akşam benim için oldukça huzurluydu.
Akşam yemeğinden sonra odama kapanmış, Sarp'la görüntülü konuşuyordum.
Telefonumu çalışma masamın üzerindeki kitaplara yaslamıştım ve sadece masa lambam açık olduğundan etraf loş, ayrıca sessizdi. Bizim evde gürültü yapacak kimse yoktu zaten. Elimi masanın üzerine açmış, başımı eğmiş dikkatlice oje sürüyordum.
Bakmadığım ekranın ötesinde ise gürültü vardı. Sarp'ların evi bugün normalden kalabalıktı çünkü.
En büyük ablası Didem ve ailesi gelmişti. Birkaç dakika öncesine kadar da ablasının dört yaşındaki kızı Alya Sarp'ın kucağındaydı. Normalde çocuk sevmezdim, Sarp dedikodu arası yeğenini ikram ettiğinde de ilk başta sahte bir biçimde onunla ilgileniyor gibi yapmıştım. Sonra kız çok tatlı gelmişti, gerçekten kanım kaynamıştı.
Alya gelince yaptığımız dedikodu bölünmüş ve bir müddet sadece onunla ilgilenmiştik. Sarp'tan daha açık kumral saçlara, fındık gibi bir burna sahipti. Görümcem diye demiyordum ama Didem abla gerçekten zevk sahibiydi. Kızını çok tatlı giydirmişti. Zaten Alya da tam kokoştu, oje sürdüğümü görünce "Bak, teyzem bana ondan sürdü!" diyerek kendi küçük tırnaklarını ekrana tutmuştu.
Ben onun ojelerini överken Sarp da Alya'nın saçlarını öpmüştü. "Sinem bulduğunda hiç affetmez, hep girerler odaya makyaj yaparlar. Değil mi dayıcım?"
Onun bu dayıcım dayıcım diyerek Alya'yla konuşması beni mahvediyordu. O kadar sevecen, huzurlu bir havası vardı ki kendi kendime kudurmuş ve keşke telefondan geçip Alya'nın yanına, onun kucağına oturabilsem diye düşünmüştüm. Diğer bacağına da beni alsa ne olurdu ki?
Sarp benim içimdeki kuduruk düşüncelerden habersizdi, yeğeniyle kaynaşmamı gülerek izliyordu. İki kokoş bir araya geldiğimizden iyi anlaşmıştık. Bilmiş çocuklardan hiç hoşlanmazdım, Alya öyle olmadığından zaten iyi başlamıştık ama Sarp annesinin onu günlere götürdüğünden bahsettiğinde tamamen kalbimi kazanmıştı.
"Ablamın kalabalık bir arkadaş grubu var. Hepsi evli, birkaç tanesinin Alya'yla yaşıt çocuğu var. Anlayacağın bu cadı doğduğundan beri gün gün geziyor, mercimek köfteleriyle birlikte marula sarıp yersin bunu."
Hem anlattıklarına hem de anlattıktan sonra yanağını ısırmasına güldüm. O kadar tatlılardı ki her an saçma seslerle karışık çığlık atacağım diye korkuyordum.
