♬ │ON ALTI

27.1K 1.5K 424
                                    

moira & claire - your voice

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

moira & claire - your voice

Kesinlikle bir daha konuşmalıyız,
hep konuşmalıyız çünkü seni
merak etmekten kendimi alıkoyamıyorum, sesini duymak istemekten...

"Ee yanında gelen çocuk kim?"

İdil tezgahın üzerinde bezi gezdirip döktüğü kahve ve süt damlalarını silerken gözlerimi lattenin üstündeki yaprak deseninden çektim ve omzumun üzerinden dönüp bahsettiği çocuğa baktım.

Ben tezgahın önündeki yüksek taburelerden birisinde oturuyordum, Sarp ise Ankara'da başka kafe yokmuşçasına denk geldiğimiz Talha ve sevgilisiyle aynı masadaydı.

Evet, bugün Talha'dan o kadar bahsetmiştik ki sonunda karşımıza çıkmıştı. Tesadüfler silsilesi burada bitiyor muydu peki? Hayır tabii ki. Sanki simülasyonda on kişiymişiz gibi Talha'nın sevgilisi Ecem'in de İdil'in arkadaşı olduğunu öğrenmiştim. Kızı tanımıyordum ama İdil dershane zamanlarında ondan bahsettiği için az buçuk biliyordum.

İdil'li Sarp'la tanıştıracaktım ama beyefendi arkadaşının burada olduğunu fark edip onlara selam vermek için gitmişti. Sonra da bana özür dileyen bakışlar atıp yanlarına oturmuş, İdil de gelen müşterilerle ilgilendiği için tanıştırma planım ertelenmişti.

Hal böyle olunca İdil'e sarıldım ve taburelerden birisine oturup Deniz'in babası Akın amcayla sohbet ettim. Ders çalışma planımız yalan olmuştu tabii ki, kütüphanede çalıştığımız kadarıyla yetinecektim.

Şimdi aramızdaki kısa nasılsın, nasıl gidiyor muhabbetinden sonra İdil kısık sesle bana bunu sormuş, gözleri benim arka tarafımda kalan Sarp'a kaymıştı.

Sarp Talha'nın yanına oturmuş gülerek bir şey anlatıyordu. Karşılarında da Ecem vardı. Siyah küt saçlıydı ve saçları gibi simsiyah giyinmişti. Halinden memnun olmadığını anlayabiliyordum. Onu böyle görünce İdil dershanede, yanımdayken ona mesaj attığını ve yine memmuniyetsiz davrandığını hatırlamıştım.

O ikisinin düşük enerjisine karşılık Sarp yine ışık saçıyordu. Boşuna güneşin evlatlık oğlu demiyordum.

Tekrar İdil'e döndüğümde benim sessizliğimi kendi kendine yorumladı. "Erkek arkadaşın mı?"

Gözlerim büyüdü. "Hayır!"

Sanki duyabilirmiş gibi hissetmiştim ama oturdukları masa yakın değildi ve kendi muhabbetleriyle meşgullerdi. Yersiz Hale paniği diye buna diyordum işte.

DİNLEDİĞİMİZ TÜM ŞARKILARHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin