you just want attention

87 16 44
                                    

"ne işin vardı senin onunla?" dedi soobin, koridorda karşıdan gelen yeonjun'un kolundan tutup. "soobin, ne oluyor sana?" yeonjun, çok kısa bir süre önce ondan vazgeçtiği ilk aşkının gözlerinin içine bakıyordu, soobin'in epey anlam yükleyebileceği bu bakışla yeonjun'un asıl amaçladığı şey gözlerine bakıp daha ötesini görmek istemesiydi.

yine de soobin kapalı bir kutuydu ve onu çözmek en çok yeonjun'u zorlardı. zaten bu yüzden yeonjun hiç onu çözmeye çalışmadı, yalnızca onu sevdi fakat şu sıralar sevdiğine pişman gibiydi.

"ne işin vardı senin onunla jun, iyi biri değil o."

yeonjun kime inanmalıydı? kimse ona doğruyu söylemiyordu sanki. yine de düşününce, yalnızca partilerine gittiği beomgyu'ya inanmak mı yoksa çok sevdiği eski sevgilisine inanmak mı daha etikti? bana kalsa ikinci daha doğru çünkü beomgyu'yu henüz tanımıyor bile ancak yeonjun elbette benim tam tersim kararlar veren birisi.

"öyle mi cidden? inan sana zerre güvenim yok artık. beomgyu ve taehyun'a yaptıklarınıza baksana, bunu hak ediyorlar mıydı cidden? hiç özür diledin mi onlardan? hatta özür dilemeyi geçtim hiç pişman oldun mu soobin? ne pişman oldun ne de özür diledin, şu an da haksız olduğunu bile bile üzerime geliyorsun çünkü ilgi istiyorsun ama ben sana istediğin ilgiyi veremem artık." soobin duyduğunun etkisiyle neye uğradığını şaşırdı, e hakkıdır. düşünsenize, iki yıllık sevgiliniz size değil üç günlük birine inanıyor. çok haklı tabii.
ama sorun şu, gerçekten de soobin haksız olmasına rağmen yersiz tepkiler veriyordu.

yani aslında bu bir çeşit algı oyunu, yeonjun haklı olan kişiye inanmayı seçerken soobin'in onu manipüle etme çabası.. gelin görün ki yeonjun hayatınız boyunca muhtemelen görüp görebileceğiniz en enayi ve kandırılmaya meyilli insan olsa da, soobin'in garip çabası onda bile işe yaramıyordu artık.

yeonjun yürümeye başladı, ilerliyordu fakat hiç yol katedememişti. "bizi onun yüzünden mi ayırdın yeonjun? onun yüzünden mi beni sensiz bıraktın?" yeonjun hızla soobin'e dönüp aralarındaki mesafeyi kapattı, "dalga mı geçiyorsun amına koyayım?" ve bu, soobin'in yeonjun'u sinirli gördüğü ilk andı.

yeonjun ya çok neşeli olur ya da hiçbir şey hissetmezdi. genelde sinirlenmezdi yani, insanları, onlara sinirlenecek kadar umursamayı bir süre önce bırakmıştı zaten. özellikle de soobin.. ilk aşkıydı o yahu, insan nasıl olur da körkütük aşık olduğu kişiye sinirlenir. "öyle, neden ayrıldığımızı bile söylemedin ve ertesi gün seni onun masasında otururken gördüm yeonjun." yeonjun sinirle göz devirip hemen arkalarında kalan koltuğa oturdu ve onu gözleriyle takip eden soobin'e baktı. "ya, öyle mi olmuş? neşeli miydim bari soobin? senin aksine kendime ağlayabilecek bir yer bulmuştum, arkadaşlarımla bir olup eski sevgilimle alay etmediğim için özür dilerim ya."

"neden söylemedin o zaman yeonjun? bu kadar mı cesaretin yoktu? sebepsiz yere ayrılamazsın ya, sebebi ne ki bu kadar saklamak istedin benden?" yeonjun derin bir nefes aldı ve koridor biraz daha boşalana kadar bekledi, soobin için ölüm gibi geçen birkaç dakika, yeonjun'a düşünme fırsatı vermişti. gerçekten soobin'e söylemek istiyor muydu? istemese bile ona bir cevap borçluydu. "soobin, bana zarar veren bir ilişki içinde bulunamazdım daha fazla."

"sana zarar veren kısım hangisiydi jun, söyle, yemin ederim düzelirim."

"senin düzeltebileceğin bir şey yok soobin. ne olur zorlama beni daha fazla.."

"o zaman düzgün bir cevap ver bana n'olur, ne haldeyim görmüyor musun yeonjun?"

yeonjun, soobin'e baktı. baştan aşağı dikkatlice süzdü onu. en ince ayrıntısına kadar görmeyi amaçladı, ardından tekrar gözlerine baktı. "yalanlar duymayı hak etmiyorsun, doğru, anlatıyorum o zaman. tedavim ilerledikçe ilişkimiz beni etkiledi çünkü seni hak etmediğimi, sana yetemediğimi ve yanına yakışmadığımı düşünüp durdum. sen değil ama arkadaşların böyle hissettirdi bana soobin ve inan bana iğrenç bir his.. bunlara kafa yordukça ilaçlarımı aksatmaya, öğünlerimi atlamaya ve hatta terapilerime gitmemeye başladım. terapistim de bu durumun seni de etkileyeceğini söyleyip senden ayrılmamın en iyisi olacağını söyledi. belki bencilce, bilmiyorum, yalnızca ben artık iyi olmak istiyorum soobin, ne olur anla beni."

bitmek bilmeyen takvim yapraklarıWhere stories live. Discover now