i'll see you in 40

109 19 27
                                    

tw: bölüm sonuna doğru minik bir cinayet ? sahnesi var. lütfen etkilenecekseniz orayı atlayın!!

---

beomgyu'nun insanlardan saklanmak için kaçtığı bir yer vardı, sadece taehyun biliyordu. fakat bir sabah derslerden önce gelip uzun zamandır içmediği için çantasında olduğunu unuttuğu tek dal sigarayı içmek için dördüncü kattaki kullanılmayan bu müzik odasına gittiğinde içeriden gelen tıkırtıları duymak onu huzursuz etmişti.

elindeki sigarayı yavaşça hırkasının koluna sakladıktan sonra kapıyı açıp içeri girdi. yanına bağdaş kurup oturduğu masanın üzerinde oturmuş masa takvimini inceleyen yeonjun'u görmeyi elbette beklememişti, yine de bir öğretmenin çıkmasından elbette daha iyiydi. "benim odamda, benim takvimimle mi oynuyorsun? izin almayı dene bir sonraki sefere." beomgyu'nun sesiyle irkilmişti ve diğer insanların aksine bunu belli ederken çekinmemişti.

"senin odan?" sorusunun cevapsız kalacağının farkında değildi yeonjun o an, daha sonrasında anlasa da sorusunu tekrarlamıştı ve yine bir cevap alamamıştı. bir süre sonra beomgyu onun çıkmayacağını anlayıp cama ilerledi, camı açtıktan sonra önüne oturup bağdaş kurdu. "sigaradan rahatsız oluyorsan, söyle." yeonjun ise sorun olmadığını söyledi sakince, insanı ürküten bir sakinlikti.

"ağlamaların bitmiş gibi görünüyor, daha iyi misin?" ve işte, bu kez soruları cevapsız kalan beomgyu idi fakat o bunu yeonjun kadar kafaya takmazdı çünkü yeonjun'un aksine onun her sorusunu cevaplayan bir erkek arkadaşı ya da babası hiç olmadı. beomgyu bunları düşünerek kendini karanlığa daha çok bırakırken yanında bir hareketlilik oldu, ardından parmaklarının arasındaki sigara ondan uzaklaştı. yine de bu, bizim bildiğimiz beomgyu. tepkisizdi.

beomgyu'nun dönüp sigarayı istememesini fırsat bilen yeonjun, ilk sigarasını önce dudakları ardından ciğerleriyle buluşturdu. içinde inanılmaz bir merak vardı, her şeye karşı olan bu merak nedense beomgyu ile zaman geçirdiği birkaç günde daha da artmıştı.

beomgyu, choi beomgyu. onun yalnızca adını ve yaşadıklarından sonra her şeyden uzaklaşan eski bir partisever olduğunu biliyordu. yaşadıklarından sonra onu dışlayan olmuş muydu bilmese de yine de onun popülerliğini koruyabileceğini tahmin etmişti. gerçi bu durumun sorumlusu beomgyu'nun ta kendisi de olabilirdi. "seni daha çok tanımama izin verir misin?" dediğinde, beomgyu bunun cevapsız bırakamayacağı bir soru olduğunu anladı. kendince cevap niteliğinde olan bir şekilde yanıt verince, yeonjun gülmüştü.

ardından beomgyu ona ne öğrenmek istediğini sordu, ardından ona anlattığı şeyler eğer eski erkek arkadaşının grubundan birinin - bu kişiler içinde özellikle huening kai'ye olan nefretini de araya katarak - kulağına giderse yeonjun'u kendi elleriyle öldüreceğini de ekledi. "neden buradasın?" diye başladı yeonjun, aldığı "sabahları ders başlayana kadar burada oturmak iyi geliyor." cevabı ona yeterli gelmiş olacak ki daha fazla sorgulamadı.

beomgyu'nun ona verdiği ilk cevaptı bu. yeonjun hissettiği mutluluk ile devam etti sormaya, aldığı her bir cevap onu daha fazla şey sormaya itiyordu. her sorudan sonra beomgyu'nun cevapları gittikçe açılıyor, yeonjun'un soruları özel hayata biraz daha fazla müdahele ediyor olmuştu. beomgyu ise o kadar aptaldı ki o an, rahatsız olup olmadığını bile anlamıyordu.

"kardeşim yok, arkadaş grubundan ayrıldım çünkü onlarla aynı ortamda bulunmak istemedim, rus ve japon edebiyatını okumaktan zevk alırım, doğum günümü prensip gereği söylemem ama burcum balık, sigara bağımlısı değilim yahu binde bir içiyorum, gitar çalmayı ve bisiklet sürmeyi özlüyorum."

hepsine sıkılmadan cevap verdikten sonra yeonjun son bir soru soracağını söyledi, "o görüntülerin internette dolaşmasını neden engellemedin?" beomgyu dondu kaldı, beklemiyordu. hem soruyu hem de suçlu bulunmayı..

bitmek bilmeyen takvim yapraklarıWhere stories live. Discover now