Bir okulda intihar ve cinayetlerin ardı ardına geldiği, ama ne olursa olsun okulun mühürleme kararı almadığı bir okulda olmak ister misiniz?
"Yurtiçi Koleji" okulunda yaşanan bu olaylar bütün haber mensuplarına konuk olmuştu. Cinayetlerin işlendiği...
- Uzun hikaye, eğer işin yoksa benim eve gelir misin?
- Tamam, hemen geliyorum.
Dedi ve telefonu kapattı. Aşağıya inerek aradığımı ve birazdan geleceğini söyledim. Sabırsızlıkla Sarp Komiser'i beklemeye başladık, o gelene kadar USB Belleğine elimizi bile sürmedik.
Yaklaşık yirmi beş dakika sonra dış kapıdan kapı tıklama sesi geldi. Hızlı adımlarla kapıyı açtım, elinde bilgisayar vardı ve bu kişi Sarp Komiser'di!
- Hoşgeldin Sarp Komiser, buyur geç içeri.
- Hoşbulduk Damla.
İçeri geçtiğinde onun gözlerinden gözlerimi ayıramıyordum, bu duyguyu ilk defa yaşıyordum ona bakmaya devam ederken içeriden Esin'in sesi geldi.
- Damla, Sarp Komiser geldi mi?
- Geldi, buyur oturma odası şurada.
İkimizde oturma odasına geçtik. Sarp Komiser içeridekilere selam verip Maraz'a geçmiş olsun dileklerini söyledi, ardından USB Belleğini istedi.
- Bahsettiğiniz USB Belleği nerede?
- Sen gelene kadar dokunmadık, al.
Dedi Esin. Sarp Komiser, Esin'in verdiği USB Belleğini bilgisayarının kenarında olan bir çıkıntıya kattı ve bilgisayardan sistem yükleniyor yazısı çıktı.
- İşe yardı mı?
- Sistem şu an bakıyor, sahte olup olmadığına.
Yaklaşık on dakika sistemin yüklenmesini bekledik. Ardından bilgisayardan güvenli yazısı çıktı ve bilgisayarın ana sayfası açıldı. Sarp Komiser hemen bilgisayardaki dosyalara girdi ve biraz dolaştıktan sonra bir dosya buldu.
Dosyanın adı ise, "Kazandınız!"
Sarp Komiser hemen bu dosyaya tıkladı. Dosya güncel hali ile açıldı. İçindekiler ise;
Görüntü Kayıtları!
Sonunda o görüntü kayıtlarını bulmuştuk, Egemen, Esin, Maraz ve ben sevinirken Sarp Komiser araya girdi.
- Daha sevinmek için çok erken, bi izleyelim bakalım.
Sarp Komiser haklıydı, bu da bir oyun olabilirdi. Sarp Komiser hemen dosyadaki videoya tıkladı. Video iki dakika içerisinde açıldı ve o geceki partinin görüntü kayıtları olduğuna emin olduk.
Videoyu biraz daha ileri sarınca Hazal'ı gördük. Ve videonun devamında ise yaşanan vahşeti..
Videoda Hazal yanımızdan ayrılıp lavaboya gidiyor. Daha sonra lavabonun kapısını açarak yanımıza gelecekken Kenan arkasından ona sesleniyor. Ardından Hazal, Kenan'a doğru dönüyor ve Kenan, Hazal'ın ona döndüğü gibi kafasına bir taş gibi birşey ile vuruyor.
Ardından tekrar lavaboya götürüp Hazal'ı içeri katıyor ve lavabonun kapısını kapatıp ileride bir süs çiçeğinin içine kibriti atıyor. Daha sonrasını zaten biliyoruz...
- Bunu nasıl yapabilir? Kimse peşimden gelmesin ben ondan bunun hesabını sormaya gidiyorum.
Dedi sinirli bir şekilde Esin. Ona engel olamaya çalıştık ama sinirinden deliye dönmüş gibi bize bağırıyor ve bırakmanızı istiyordu. Daha fazla Esin'i tutamadık, nereye gittiğine baktık. Benim evin arka bahçesindeki bir depoya girdi ve elinde arabam için aldığım benzin kutuları ile çıktı.
- Ne yapacaksın onlarla Esin?
- O okulu onun başına yıkacağım.
- Saçmalama!
Esin'in yine tutmaya çalıştık, Sarp Komiser'in yardımı ile onu tutmayı başardık ama bize cebinden silah çıkartarak bize doğru doğrulttu.
- Esin..
- Sakın Damla! Sakın yaklaşmayın, ben bunun intikamını almak zorundayım. Hazal bunları haketmedi. Peşimden gelmeyin!
Dedi ve Sarp Komiser'in geldiği motoru alarak Yurtiçi Koleji'ne doğru yol aldı. Sarp Komiser'in bize verdiği arabayı ona verdim, ben onunla gidecektim Egemen ise benim arabamla Maraz'ı içeri katarak arkamızdan gelecekti.
Sarp Komiser hemen şoför koltuğuna geçti ve benimde hemen yan koltuğa geçmemi söyledi. Hemen dediğini yaptım, Sarp Komiser olduğunca arabayı hızlı sürüyordu. Ben böyle şeylerden biraz korkardım. O yüzden arabayı hep orta hızda sürerdim.
Sarp Komiser benim paniklediğimi görünce bir eli ile arabayı sürmeye başladı ve diğer elini benim elimin üzerine koyarak korkmamamı söyledi.
- Korkma Damla, ben varken sana hiç birşey olmaz!
Onun bu motive edici cümlesi ile elimin üzerine koyduğu elini sımsıkı tuttum. Hızlıca Esin'e yetişmeye devam ediyorduk. Yaklaşık beş dakika içinde Yurtiçi Koleji'nin önünde durduk. Önümüzde ise Esin"in geldiği motor duruyordu, hemen arabadan inip Esin'i aramaya başladık.
- Esin, nerdesin!?
Diye bağırdım ancak ses yoktu. Okulun etrafında dolaşıp Esin'i ararken geldiğimiz yolun ilerisinde yani okulun girişinde alevlerin olduğunu görüyorduk. Hemen oraya doğru koştuk. Geldiğimizde ise Esin, okulun giriş kapısını yakmış ve bize alevlerin önünde gülümsüyordu.
Sarp Komiser önceden itfaiye ve polis ekiplerine haber vermişti. Daha sonra bize bakmayı bırakıp elindeki yarım kalan benzini okulun ön tarafına döküp kibrit eşliğinde yaktı. Okul gözlerimin önünde yanıyor Esin ise tekrar alevlerin önüne geçerek bize tekrar o gülümsemesi ile bakıyordu....
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
