twenty two

291 45 2
                                    

Yazarın anlatımından

Chanyeol yüzündeki küçük gülümseme ile çıktı geniş toplantı odasından. Hemen ardından çıkan kadının yüzünde de onunkine benzer bir gülümseme vardı.

Bayan Lee'yi uzun zamandır tanıyordu Chanyeol. İyi bir arkadaşıydı, aynı zamanda ise iyi bir iş ortağı.

Kendini kötü hissettiği zamanlar bir çok kez yanında olmuştu Ji Eun. Birlikte yemek yemişler dertleşmişlerdi.

Sehun'dan sonra yanında olan sayılı kişilerdendi. Aklına gelen düşünce ile durdu Chanyeol. "Baekhyun odamda. Sizi tanıştıramamıştım, o yokken girdin hayatıma malum. Tanışın istiyorum, çok sever seni."

Bayan Lee gülümsemeye zorladı kendisini. Chanyeol'un mutlu olduğunu görmek biraz olsun içine su serpse de kendinde Baekhyun ile tanışacak gücü bulamıyordu.

Yıllardır içten içe sevdiği adamın deliler gibi aşık olduğu adamı görmek, onunla konuşmak zordu Eun için.

"Benim yetişmem gereken bir yer var, hem ayak üstü tanışmak yerine yemek ayarlarız olmaz mı?" Chanyeol duraksadı. "Aslında iyi olabilir, ama biliyorsun Minho var. Dışarıda yemek yerine seni evimize davet etsek olur dimi?"

Bayan Lee sertçe yutkundu. "Olur, neden olmasın?" O sırada açılan kapıyı gördü Chanyeol. Koridorda gözlerini gezdiren Baekhyun konuşan ikiliyi gördüğünde hafifçe gülümsedi.

Yaklaşık bir buçuk saat olmuştu, Chanyeol sonunda çıkabilmişti toplantıdan. Minho bir saat önce uyumuştu. Baekhyun sıkıntıdan patlamak üzereydi.

Hızlı adımlarla yaklaştı yanlarına. Ona arkası dönük olan kadına kaydı bir an bakışları. Chanyeol'un yüzünde onunla konuşurken samimi bir gülümseme görmüştü.

Arkadaşı mıydı?

"Gel sevgilim, bende tam tanışsanız çok güzel olur diye düşünüyordum." Ardından yeniden arkadaşına döndü. "Ama söz en yakın zamanda seni evimizde de ağırlayacağız Eun."

Baekhyun bakışlarını güzel kadının yüzünde gezdirdi hızla. Güzel ve oldukça bakımlıydı karşısındaki kadın. Üzerindeki elbise zayıf bedenine gerçekten yakışmıştı.

Chanyeol Baekhyun'a döndü. "Ji Eun. Londra'da şirketi var onunda, o sayede tanıştık. Yıllardır ortağız ve yakın arkadaşım kendisi."

Ardından büyükçe gülümsedi. "Eun seni tanıyor zaten, yıllarıdır bahsettim ama sonunda tanışabildiniz."

Baekhyun bakışlarını kadının gülümseyen yüzünde gezdirdi. İnsanları yorumlamada iyi olduğunu biliyordu, kadın ona samimi bir gülümseme vermiyordu asla.

Yinede ön yargısıyla yaklaşmamak adına gülümsedi ve elini uzattı.

"Merhaba, tanıştığıma memnun oldum." Bayan Lee hızla sıktı elini. "bende memnun oldum."

O sırada çalan telefon adeta kurtarıcısı oldu Eun'un. "Benim yetişmem gereken bir yemek daha var." Chanyeol'a döndü. "Konuşuruz, yemek yiyeceğimiz günü kararlaştırırız. İyi akşamlar." Hızla yanlarından ayrıldığında titrek bir nefes vermişti Eun.

Canı yanıyordu. Chanyeol'un o adama olan bakışlarını görmek, nefes almasına engeldi.

Yine de biliyordu Eun. Başından beri bilerek çıkmıştı bu yola. Chanyeol'un o adamı kendinden bile çok sevdiğini biliyordu. Yanında olmuş, dostça elini sıkmaktan ileri gidememişti ayrı geçirdikleri yıllarda bile.

Şimdi birliktelerken hatta ortada bir bebek varken hiç şansı yoktu. Arabasına bindiğinde akşam olmasına aldırmadı ve taktı gözlüklerini.

Göz yaşlarının kimse tarafından görülmesini istemiyordu. Göz yaşlarını herkesten gizleyen Eun yalnızca Chanyeol'un yanında ağlamıştı.

Fault/ChanbaekWhere stories live. Discover now