eleven

313 42 6
                                    

Jongin bakışlarını sürekli Kyungsoo'nun bakışlarından kaçırıyor olsa da hala ona bakmayı sürdüren beden onu her saniye daha da fazla geriyordu.

Baekhyun bahçedeydi. Jongin ve Kyungsoo ise sessizlik yemini etmişlercesine konuşmadan salonda oturuyorlardı.

Sessizliği bozan kişi Kyungsoo olurken "yüzüme neden bakmıyorsun?" Diye sordu. Jongin derin bir nefes verdi. Onun burada olması, Baekhyun'a destek olması Jongin'i rahatsız ediyordu.

Gerçek hislerini en iyi gören kişilerden biriydi. Kyungsoo Baekhyun'u sevmiyordu. Hiç bir zaman onun iyiliğini düşünmemişti hareket ederken.

Tek düşündüğü kendi çıkarı olmuştu. Aralarındaki ilişki de bunun kanıtıydı.

"Burada olmaman gerek." Kyungsoo ruhsuzca güldü. "Neden? Arkadaşıma destek olmaya gelemez miyim?"

"Nedenini biliyorsun. Konuşturma beni şimdi." Oturduğu yerden kalkarken mırıldandı Jongin. "Gereksiz uzatıyorsun."

Kyungsoo da hızla kalktı ayağa. Kolundan tutup durdurdu bahçeye ilerleyen Jongin'i. "Anlıyorum. Bebeğiniz kayıp, ortam belirsiz. Canın sıkkın. Ben seni anlıyorum Jongin. Ama sen beni hiç bir zaman anlamaya çalışmıyorsun. Aksine, kırıp döküyorsun. Unutma, benimde bir kalbim var. Ve o senin için atıyor."

"Benim kalbim de Baekhyun için atıyor Soo. Anla şunu artık. Israr etme." Kyungsoo dolan gözleriyle baktı acımasız adamın gözlerinin içine. "Neden bana umut verdin o zaman? Neden sevdin? Kollarının arasına aldın? Değerli hissettirdin, neden?"

Jongin yutkundu. Nedenini o da bilmiyordu. Cevap vermekten kaçındı. Kolunu tutuşundan kurtardı ve bahçeye ilerlemeye başladı.

Baekhyun'u görmek istiyordu. Ona iyi gelmek, onun ilacı olmak istiyordu. Yine, yeniden.

Baekhyun'u tanıdığında ürkek biriydi. Hiç bir şeye adım atamaya dahi gücü yoktu. Çok acı çektiğini hissetmişti Jongin. Ona iyi gelmek, kendisine de iyi gelmişti. Bir yeri olduğunu hissetmişti hayatta. Bir amacı olduğunu.

Onu sevmişti. Sevmiş, pamuklara sarmış her şeyden korumuştu. Baekhyun başta direnmişti ona. İyileşmek istememişti. Jongin pes etmemiş, her daim peşinden gitmişti.

Şimdi ise Baekhyun yeniden yaralanmıştı. Kanıyordu ve ona ulaşamıyordu. Jongin ona ulaşamadıkça kurduğu dünyasından silindiğini hissediyordu. Sanki, varlığının amacı Baekhyun ile bir anlam buluyordu.

Bahçedeki salıncakta oturan eşinin yanına ilerledi Jongin. Hava sıcaktı, Baekhyun'un üzerinde ona bir miktar bol gelen beyaz bir tişört vardı. Yüzü sanki daha da beyazlamıştı geçen günlerde.

Gözleri ise tam tersi olarak kıpkırmızıydı. Ağır adımlarla ilerledi ve yanına oturdu. Dalmış olan Baekhyun yanına oturan Jongin'i fark etmedi bile.

Koluna dokunduğunda irkildi. Bakışları Jongin'in bakışlarıyla bulduğunda yutkundu. "Ne zaman geldin?" Diye sordu. Sesi çatlaklarla doluydu. Uzun zamandır tek kelime kurmadığı belliydi.

"Şimdi sayılır. İyi misin?" Sorusu ile kaçırdı bakışlarını Baekhyun. "Nefes alıyorum." Diye mırıldandı. "Bebeğim iyi mi, nefes alıyor mu onu bile bilmeden nefes alıyorum işte."

"Baekhyun suçlama kendini. Bulacaklar onu, biliyorsun." "İki hafta oldu Jongin. Kimin kaçırdığını biliyoruz ama hiç bir şey yapamıyoruz. Bebeğim nerede iyi mi? Ben o kadını yanımıza almasaydım şuan benim kucağımda güvende olabilirdi. Tabii ki de benim suçum bu!"

Sonlara doğru yükselen sesi ile yeniden doldu gözleri. Çok mutsuz hissediyordu kendini. Başına gelen her şeyi hak etmiş olabilir miydi?

Günahlarının cezasını bu şekilde mi çekiyordu?

Jongin çalan telefonu ile kalktı oturduğu yerden. Derin bir nefes verdi. Chanyeol adını gördüğünde. Ortağı her zaman yanlarında olmuştu.

Bir çok şekilde yardım ediyordu.

"Efendim Chanyeol?" Diye cevapladı telefonu. "Bir haber var mı?" Diye sordu hızla. "Bay Kim aradı mı hiç?" Bu neredeyse her gün sorduğu bir soruydu o yüzden garipsemedi Jongin.

"Hayır, aramadı." Diye cevapladı. Hiç bir ses seda yoktu. Derin bir nefes verdiğini duydu Chanyeol'un. "Jongin, telefonu iki dakika Baekhyun'a verebilir misin?" Sorusu ile bir kaç saniye duraksadı ama yine de "tamam." Diyerek döndü Baekhyun'a.

"Chanyeol, seninle konuşmak istiyor." Baekhyun uzattığı telefonu reddetmezken yorgun bir nefes ile kalktı oturduğu yerden. Bu negatif enerji Jongin'in nefes almasına engel oluyordu.

"Nasılsın bugün?" Chanyeol'un sorusu ile iç çekti Baekhyun. "Neden bana bu soruyu soruyorsun sürekli?" Diye cevapladı. İyi değildi, bunu en iyi o biliyordu. Yine de soruyordu.

"Bir adım atacağım Baekhyun. Bu sayede, bebeğini bulabiliriz." Kararlı ses tonu ile oturduğu yerde dikleşti Baekhyun. "Gerçekten mi?" "Evet ama, büyük ihtimalle hiç bir gerçek saklı kalmayacak. Herkes, her şeyi öğrenecek. Yapmak istiyor musun?"

Baekhyun sertçe yutkundu. Bu bebeğin mi yoksa binbir güçlükle kurduğun yeni hayatın mı diye sormaktan farksızdı.

Düşünemezdi. Onun için başka bir seçenek yoktu. "Eğer bu yapacağın şey, bebeğime ulaşmamı kolaylaştırcaksa yap Chanyeol. Onun için her şeyi yaparım, biliyorsun."

Chanyeol derin bir nefes verdi. "sizin için, her şeyi yaparım." Diye mırıldandı. "Kapatmam lazım. Arayacağım, bu kez aç olur mu?"

İç çekti Baekhyun. "Bekleyeceğim."

///////////////////////

Baekhyun'un anlatımından

Salondaki koltukta öylece otururken sessizliği dağıtsın diye açtığımız televizyon pek de bir işe yaramıyordu.

Jongin sehpadaki kumandaya uzandı ve haber kanalını açtı. Bu sırada yorgun bir nefes vermişti.

Evimizdeki tüm duygular kaybolmuştu sanki bebeğimizle birlikte. Zorlukla yutkundum, Jongin onun bile olmayan bir bebeğin acısını çekiyordu.

Chanyeol ise kendi bebeği olduğunu bilmeden arıyordu bebeğini.

Bunu onlara ben yapmıştım. Günahımın cezasını ise oğlum çekiyordu.

Telefonuma ardı ardına gelen bildirimler ile bakışlarım telefonuma düştü. Jongin hızla uzandı ve kendi telefonunu aldı.

"Ne oluyor?" Diye sordum telefonuma uzanırken. Jongin bakışlarını telefonunda gezdirdi. Ardından açtığı video ile dikkatle dinlemeye başladım.

Bu ses, Chanyeolun sesiydi.

"Biliyorsunuz ki, yaklaşık iki hafta önce bir bebek hastaneden kaçırıldı. Kore'nin önde gelmiş oyun yapımcılarından biri olan Kim Jongin ve eşini tanıyorum. Sizden yardım istiyorum. Yeni doğmuş olan bebeği kaçıran kişi tespit edilmiş olsa da henüz ikisine de ulaşamıyoruz. Benim sizden ricam ise, eğer o gün bir şeyler gördüyseniz o konu hakkında bilgi vermeniz ya da Kim Hyorin denen kadını tanıyorsanız ve onu geçen bu iki haftada gördüyseniz bana ulaşmanız. Yardımlarınız yüklü bir miktar ile ödüllendirilecektir. Bir babanın oğluna kavuşması için size muhtacız. Lütfen, yardımınızı esirgemeyin."

Uzun konuşması bittiğinde sertçe yutkundum. Şimdiden bir çok etkileşim almış olan video, bir çok işe yarayabilirdi.

Bakışlarım Jongin'e döndüğünde titrek bir nefes çektim içime. Artık gizli hiç bir şey kalmayacak demişti Chanyeol. Haklıydı, bu videodan bu kampanyadan sonra büyük ihtimalle hakkımızda eski eşler olduğumuza dair bir çok haber yapılacaktı.

Jongin her şeyi öğrenecekti. Hiç bir şey, eskisi gibi olmayacaktı.

Hehe yalancının mumu yatsıya kadar baekim.. neyse nasıl gidiyoruz bakalım?💮

Fault/ChanbaekWhere stories live. Discover now