12: bazı çocuklar kendi evlerinin yetimhanesinde kalırlar

262 44 5
                                    

Her şey o gün başlayıp o gün bitti. Araba kayıtlarım ve küçük kıza ulaşılmasıyla olaydan tamamen sıyrıldım. Annem onu magazine düşürdüğüm için artık beni evladı olarak görmüyordu, evde benimle konuşmuyordu. Bunun bir ceza olduğunu düşünse de bu aldığım en güzel ödüldü.

Aradan geçen 1 hafta boyunca sadece odamdaydım. Evde kimseyi görmüyordum, bazen geceleri mutfağa iniyordum onun dışında balkonuma bile çıkmıyordum. Sanki yokmuşum gibiydim. Bunun sebebi kendimi naza çekmem değildi, annemin beni hayal kırıklığı olarak görmesinden sonra bir de Chanyeol bunu dile getirince artık etrafta görünüp kendimi onların gözünde hayal etmeyi sindiremeyecektim. Ölmeyi dilediğim zamanlarla geçiyordu vaktim. İnsanları bu odanın içinde bile rahatsız ediyor muyum diye düşünüyordum.

Yatağımın üzerine uzanıp müzik dinlemek ve varlığımı sorgulamak artık en büyük aktivitemdi. Sürekli uyuyordum, evdekilerin uyuduğu vakitlerde de uyanıyordum. Onlarla ne gecem ne de gündüzüm birdi. Perdemi açıp bahçeye bile bakmıyordum.

Ben bu bir haftayı yaşarken kalbim de sızlanmaya devam ediyordu. Gerçekten Chanyeol'e bu kadar bağlanmış olmam inanılmazdı. Kalbime ağrımayı kesmesini söylüyordum, yoluma devam etmem için Chanyeol'ü tekrar hayatımdan çıkarmalıydım. Bunu küçükken yapmıştım, bir daha yapabilirdim. Kalbim sızlanarak işleri zorlaştırmayı keserse gerçekten yapabilirdim. Zaman zaman aklıma gülüşü düşüyordu, gamzelerini özlemiştim. Parlak gözlerini, bir şeyler anlatan bakışlarını özlemiştim. Onu öpmeyi, dokunmayı özlemiştim. Binlerce duyguyu bastırıyordum, kalbimin sızlanması normaldi tabi.

Günler öyle böyle geçiyordu. Bir gece yarısı aklıma piyanom düştü. Bu evde beni seven tek şey şu an o olmalıydı. Benim için basit bir çalgı değildi, canlıydı, çoğu zaman sırtımı okşardı ve bana yaşadığımı hissettirirdi. Piyanoma duyduğum özlem içimi kavurduğu için mecbur ayaklandım. İşte Chanyeol'ü 8 gün sonra aynı evde yaşamamıza rağmen ilk görüşüm burda gerçekleşti.

Merdivenlerden sessiz sessiz inerken o da merdivenin sonunda dikiliyordu. Beni ilk gören oydu, ben başım yere eğik indiğim için merdivenin ortasında fark ettim onun orda dikildiğini. Biraz bitkin görünüyordu, ne zamandır uyumuyordu merak ettim. Kyungsoo'ya üzülüyor olmalıydı, onun yanında olmayı çok istedim fakat bir tarafım da ondan nefret ediyordu. Ben kötü bir zamanında onun yanında olmak istiyordum fakat o neden o akşam benim yanımda olmamıştı?

Gözlerimi ondan çok zor olsa da çektim. Onun bakışları hala üzerimdeydi, varlığım sanki onu rahatsız ediyor gibi hissettim. Bu his annemle karşı karşıya geldiğimde oluşan histen farklı değildi. Bana o akşam hayal kırıklığı olduğumu söylemeseydi böyle olmayacaktı. Muhtemelen şu an aptal kalbimi dinleyip onun peşinden koşuyor olurdum ve Chanyeol'e beni affetmesi için yalvarmakla meşguldüm. Ama şimdi onun karşısından hemencecik yok olmak istiyordum, hayal kırıklığı olarak görülmek bok gibi hissettiriyordu. Yıllardır bunun travmasıyla uğraşmışken tekrar başa dönemezdim.

Duvar tarafına geçip merdivenleri indim. Chanyeol orda yokmuş gibi yanından geçerken, onunla aynı basamakta "Ölü gibi görünüyorsun." dedi. Bu beni biraz duraksattı fakat bir şey demeden o basamağı da indim. Sesi bambaşkaydı, çöküp ağlamak istiyordum. İlerlediğimi gördüğünde arkasını dönüp sırtıma baktı. "Yemek yemelisin." dedi.

Olduğum yerde tekrar durdum. Derin bir nefes aldım. Bana böyle şeyler dememeliydi, derdi neydi? Onu yine duymamazlıktan geldim, dış kapıya kadar ilerlediğimde bulunduğu basamaktan indiğini duydum, yaklaşan adımlarını hissettim, kalbim durdu bir an. "Sana diyorum." dedi. Sesi bu sefer sinirliydi. Belki ona cevap vermediğim için belki de beni gördüğü için sinirliydi. Durdum, ona doğru döndüm, bakışlarını hemencecik yüzüme sabitledi. Bir süre öylece kaldık sonra bu bekleyişin aptalca olduğunu ilk o fark etti ve "Yemek ye." dedi.

piyano çalan gölge | chanbaekOpowieści tętniące życiem. Odkryj je teraz