8: öyle korkunç bir acı vardı ki bu gözlerde, ağlamak istese bile ağlayamazdı

315 49 5
                                    

"Benim için mi boyadın saçlarını sarıya?" dedim sinirle. Boyu uzun olduğu için ona bakarken gözlerimi yukarıya kaldırmak zorunda kalıyordum ve bu hareket ne kadar sinirli olduğumu çok yansıtmıyor olmalıydı çünkü karşımda sadece gülümsüyordu.

"Beğenmedin mi?" dedi sırıtarak. Hemen yanımızda duran aynaya bakış atıp eliyle saçını taradı. "Çok yakıştı bence."

"Siktir git. Nasıl bir insansın sen?!"

"Nasıl bir insanmışım?" dedi. "Bugün ters tarafından falan mı kalktın sen?"

"Bana bak Sehun.." dedim yakalarından tutarak. "Benden uzak dur, yoksa.." maalesef cümlem bu kadardı çünkü onu tehdit edecek herhangi bir şeyim yoktu. Fiziksel olarak benden güçlü olduğu için onu dövemezdim, ikimiz birlikte bir bok yediğimiz için Jongin'e söylerim tarzı tehditte de bulunamazdım.

Sehun kahkaha atıp yakalarında duran ellerimin üzerine ellerini koydu. Ellerimi hemen çekip bir adım geriledim. "Yoksa ne? Sevgiline mi söylersin?"

"Evet." dedim. Aklıma düşürdüğü süper olmuştu. "Chanyeol duyarsa bunu öldürür seni."

"Gerçekten sevgili olduğunuza inanmamı mı bekliyorsun Baekhyun? Sadece senden uzak durmam için böyle bir şey yaptığın o kadar belli ki, buna inanmamı mı bekliyorsun?"

"Ne saçmalıyorsun?" dedim şaşkınca. "Benden uzak durmazsan ve bu hallerini Chanyeol görürse olacaklardan sorumlu değilim."

"Beni mi dövdürteceksin?" diye kahkaha attığında kapıya doğru ilerledim. Herhangi bir cevap vermeden son defa Sehun'a ve yakışsa bile gözüme iğrenç gelen saçlarına bakıp malzeme odasından çıktım.

Tabi ki o küçük odadan çıkmam direkt koridordakilerin gözüne batıyordu. Derin bir nefes alıp, köşede arkadaşlarıyla konuşmasını durduran ve bana bakan Kyungsoo'ya gözlerimi devirdim. Kyungsoo çok önemsediğim biri değildi, genel olarak kimse önemsediğim birisi değildi, isteyen istediğini düşünebilirdi ama artık Chanyeol hayatımda olduğu için sanırım bazı şeylere dikkat etmeliydim.

Her ne kadar ilişkimiz çok ciddi bir ilişki gibi olmasa da normal bir sevgili olmalıydım. Bu yönden gerçekten dikkatliydim, etrafta içip gezmiyordum, geceleri geç saatte gelmiyordum, erkeklerle flörtleşmiyordum... kendimi dahi şaşırtacak birçok huyumu kenara bırakmıştım. Bu ilişkiye Chanyeol kadar emek vermeye çaba gösteriyordum.

Yine de daha çok seven belki de tek seven taraf olarak Chanyeol bambaşkaydı. İlişki içinde olduğumuz zamandan beri yaptığı tek şey etrafımda olup beni mutlu etmekti. Değerli hissediyordum ve bu his daha önce yaşamadığım bir his olduğu için Chanyeol'e ister istemez kapılıyordum.

Dersliğe girip etrafta onu aradım, köşede arkadaşlarıyla bir şeyler konuşuyordu. Az önce Sehun'un beni malzeme odasına çekip, saçlarımı senin için sarı yaptım demesi moralimi öyle bir düşürmüştü ki şu an o görmek istediğim tek şeydi. Neyse ki aynı bölümde, aynı sınıflardaydık. Çoğu hoca beni ayrı onu ayrı bir sınıfa yerleştirip, ortalamayı eşitlemeye çalışsa da birçok ortak dersimiz vardı. İşte onlardan birine gelmiştim.

"Günaydın." dedim yanına durarak. Arkadaşlarıyla konuşmasını bırakıp bana döndü. Yüzü saniyesinde gülerken kolunu belime dolayıp "Günaydın." diye yanıtladı.

"Nasılsın bugün?" dedim. Saçları çok güzeldi, hala ağlamak istiyordum.

"İyiyim güzelim..." dedi. "Bir sorun mu var?" o konuşurken yanında duran kıza takıldı gözlerim. Beni baştan aşağıya süzüp iğneleyici bakışlar sunuyordu. Tanrı bilir kıza geçmişte ne demiştim, okulda gerçekten bana fazla kin besleyen insan vardı. Egomdan besleniyordum böyle ortamlarda ve insanlar da rahatsız oluyorlardı. Onları umursamamam onları rahatsız ediyordu. Büyük ihtimalle bu kız da onlardan birisiydi.

piyano çalan gölge | chanbaekWhere stories live. Discover now