ATEŞLİ KANATLAR

Perde 86- Kıyametin Başlangıcı

Keyifli okumalar....

Bi süredir yoktum çünkü ameliyat oldum. Bölümü şu an operasyonun üzerinden 14 gün geçmiş halde yayınlıyorum. Her şey yolunda <3

Şarkı: Depech Mode- Never Let Me Down Again

Çığlık çığlığa bağırıyordum.

Hissettiğim dehşet öyle büyüktü ki mantıklı sesler çıkaramıyordum.

"Siz," diyebiliyordum beni zapt etmeye çalışırlarken ama cümlenin sonunu getiremiyordum.

Siz kafayı yemişsiniz! Meredith'in kucağındaki içi türlü zehirle dolu şişeler bir bir yere düşerken cadı küfrederek tırnaklarını koluma geçirdi. "Ne olacak sanıyordun?" dedi tükürür gibi. "Aynı kanı taşıyoruz diye her istediğini yapacak mıyız?" Ensemdeki saçları tutup başımı geriye çekince ellerim havayı döverken kalakaldım. Hemen yanında Lilith'in bana yaklaştığını görebiliyordum. Bakışlarım tavandaki aptal döşemeden deli saçması aileme kaymak istiyordu ama yapamıyordum. Cadı beni zapt etmek uğruna neredeyse boynumu kıracaktı.

Bir erkek sesi oldukça ağır bir şekilde küfrederken mahzenin kapısı tekmeleniyor gibi sesler çıkardı. "Geldiler," dedi Lilith hızlıca. Meredith'in saçlarımı çeken bileği kendini serbest bırakınca doğrulup parmaklarımla acıyan boynumu yokladım. "Seni kaçık gerizekalı," dedim yutkunmaya çalışırken. "Sessiz ol," dedi cadı emreder gibi.

Ve ben yapmam gerekeni anladım. "Buradayım. Lütfen yardım edin!" Meredith yüzüme sertçe bir tokat atınca sözlerim ağzıma gömüldü. Cadı uzun tırnaklı parmaklarını tenime geçirerek çenemi tutup beni kendine bakmaya zorladı. "Bu yaptığına pişman edeceğim seni."

Yüzüne tükürdüm. Ve Merr tiksinti dolu bir çığlıkla beni bırakıp yüzünü temizlemeye çalıştı. Kapı kırılarak ardına kadar açılırken sırtımı duvara yaslayıp deli anne ve kızından uzaklaştım.

"Buradalar," dedi gürüldeyen bir erkek sesi. Uğruna birkaç diyarı feda edeceğim bir erkeğin sesi diye düşündüm. Hemen sonrasında Hell elinde kılıcıyla görüş açıma girdi, arkasında da sadık hizmetkârı Aloha vardı.

"Aile toplantısı herhalde," dedi Hell parlak kılıcını belindeki kınına sokarken. Gözlerindeki delici bakış öyle çok şey söylüyordu ki sanki konuşmasına bile gerek yoktu.

Dalgalı saçları terden sırılsıklam olmuş alnına yapışırken şeytan eliyle kendini yelledi. "Burası çok sıcak," dedi gözleri kazanlardayken. Hiç benden tarafa özellikle baktığı olmamıştı. "Ama sen cadı daha sıcak bir yere gideceksin. Bunu sağlayacağım." İşaret parmağını azarlarcasına Meredith'e sallarken gözlerim kız kardeşime ilişti. Bir insan teni mor olabilseydi eğer Meredith şu an mosmor olmuştu. Öfkeden içine doğru sıçıyor gibi bir hali vardı. Gözlerindeki irislere parıltılar dolunca öne doğru atılıp Hell'e bağırdım. "Dikkat et! Şu an büyü yapıyor." Kız kardeşimin öfkeli bakışları benden tarafa kayınca hapı yuttuğumu anladım. Meredith çığlık atar gibi bir sesle elini kaldırınca ellerimi başıma siper ederek gözlerimi kapadım.

Ben canımın yanmasını beklerken başka bir şey oldu. Cadı öyle ürkütücü bir şekilde bağırdı ki kulaklarımdaki sesi perde perde çınladı. Gözlerimi açtığımda dizlerinin üzerine çökmüş elinin tersinden saplanan hançere bakarken bağırdığını gördüm. Elinden oluk oluk kan akarken Hell'in yanındaki adam boğazını temizledi. "İyi nişancıyımdır," dedi alayla bana göz kırparken.

Gözlerim Aloha'nın bıçağının deli Meredith'te açtığı yaradayken ağır adımlarla geri geri yürüyerek kendimi Hell'in arkasına gizledim. "Benim tutsağımı benden habersiz alıkoymak neymiş ödeyeceksin Meredith." Sonrasında şeytan yüzünü ekşiterek ahşap zemine tükürdü. "Babamla yattığında canını almalıydım ama şeytan bile bazen şaşırabiliyor." Gözleri kanlar içindeki ağlayan kız kardeşimin arkasına kaydı. "Ya sana ne demeli Lilith? Yazık. Son günlerini huzur içinde geçirmek varken." Cümlesini tamamlamadı şeytan.