12 • Abi Kim Problemi

668 65 52
                                    

Yeni uyanmanın verdiği etki ile birlikte afallayan Tony, esneyerek sakallarını kaşıyordu. Steve ise çoktan üstünü giymiş, aynada saçını düzeltiyordu.

"Hadi Tony kalk, yatakla bütünleşeceksin yoksa."

Tony mızmızlanarak yataktan kalkmış ve ayılmak için -tek gözü kapalı- kendine kahve yapmaya başlamıştı. O sırada gelen patırtı kütürtü ile aşağıya Harley'nin indiğini anladı. Çünkü Peter'ın uyanması için saat daha çok erkendi. Bilirsiniz, Peter'ın altın kuralıdır geç kalkmak.

"Günaydın, kerata."

"Günaydın, Tony."

Harley enerjik bir şekilde başlamıştı sabaha. Babası onun bu enerjisine anlam veremeyip masaya oturdu. Bugün yapması gereken çok şey vardı. Ne olurdu ki tatili bir hafta daha uzatsalardı? Steve'e o kadar yalvarmıştı bir de....

"Tony"

Harley'nin neşe ve merak dolu sesi ile Tony'nin uyuşuk bakışları ona dönmüştü. Bu ailede daha yeniydi ve henüz baba demeye alışamamıştı. Aslında az önce denemeye çalışmıştı ama bu bir sırdı.

"Peter ne zaman uyanacak?"

Tony bu duruma gülüp kahvesini yudumlamıştı çünkü konu Peter ve uyanmaksa, işte o biraz zordu. Çocuk nedendir bilinmez, ne kadar uyursa uyusun uykusunu alamazdı. Ki genelde de çok uyuyamazdı, uyanamazdı.

Tony tam komik olduğunu düşündüğü bir espri ile cevap verecekti ki üst kattan gelen sesler eşliğinde gözler merdivene kaydı. Steve kızgın bir şekilde Peter'ı kolundan çekiştirerek adeta sürüklüyordu. Peter'ın pijamaları herkesi güldürürken uyanamamış yüz ifadesi, kapalı gözleri ve dağınık saçları buna tuz biber olmuştu.

Zar zor masaya oturtulan Peter ile ailecek kahvaltı faslı başlamıştı. Tabii herkes kendince sağlıklı ve gerekli şeyler yerken Peter zor da olsa ağzına mısır gevreği sokmaya çalışıyordu.

Komedi gibi geçen bir saatin sonunda herkes hazırlanmış; Peter ve Harley, Happy öncülüğünde okula bırakılıyorlardı. Yarım saate kadar da Steve ile Tony, Avengers Kulesi'ne uğrayacaklardı. Tatillerinin her detaylarını anlatmaları gereken bir Natasha vardı.

Bu sırada Peter arabadaki gerginliğin farkındaydı ama ne yapsa bilmiyordu. Harley'nin gelmesinden elbette rahatsız değildi, onun da ailesi ile olan geçmişi iyi değildi. Hatta Tony'nin ona kanat germesi çok hoşuna gitmişti ama sonuç olarak şu an resmen bir abisi vardı ve bu çok garip hissettiriyordu. Daha önce hiç kardeşi olmamıştı ki onun?

Aslında Peter en çok da, ona çok bağlanıp tıpkı diğer sevdikleri gibi onun da başına bir şey gelmesinden korkuyordu. Aramızda kalsın, Peter her gece -3 civarında- bunu düşünüp bir posta ağlardı.

"Hey,"

Harley ortamdaki gerginliği dağıtmak için konuşma başlatmaya karar vermişti ama bu ne kadar iyi bir karardı, tartışılır. Çünkü şu an cidden ne dese bilemiyor, yanlış bir şey demekten veya yanlış bir tepki almaktan korkuyordu. Peter'ın tepkisinden ölesiye korkuyordu.

"Benden rahatsız değilsin, değil mi?"

Harley batırmıştı. Bu aileye gelenin huyundan mı suyundan mı bilinmez, saçma şeyler söylemek genetik olmuştu artık. Harley bunu sormayı kesinlikle istemiyordu, hayalinde en sevdiği renk gibi ilkokul sevgililerinin birbirleri hakkında bilmezse aldatıyor veya sevmiyor derecesine bile gelebileceği, bu yüzden de her gece oturup tekrar ederek hatmettikleri şeyleri sormak gibi şeyler vardı.

Peter ilk başta şaşırmış, daha sonrasında da çok üzülmüştü. Harley'e böyle hissettirmeyi gerçekten istememişti. İkisi de batırdığını, şu an en dipte olduklarını düşünseler de mimikleriyle belli etmemeye çalışıyorlardı.

"Yoo, ne alakası var. Sadece bir abim olmasına henüz alışamadım. Sana öyle hissettirdiysem kusura bakma bu arada, özür dilerim. Gerçekten aileye katılmana sevindim, Harley."

Harley duyduğu şeylerle mutluluktan havaya uçmuş, Peter'ın onu sevdiği gerçeği ile yanıp tutuşmuştu. Çünkü o asla Hollywood klişelerindeki gibi bir kardeşlik -hele ki üvey- olsun asla istemiyordu ve çok korkuyordu. Ama hayat yüzüne gülmüş, onu utandırmamıştı.

"Hayır hayır, bana öyle hissettirmedin zaten. Sadece sormak istedim. Böyle düşünmene de çok sevindim ayrıca."

Peter diyecek bir şey bulamamış, gülümseyip sohbeti sonlandırmıştı. Sohbeti sonlandıranın yine o olduğu gerçeği ile içinden yerinde tepinip Tony duysa tavana çıkmama cezası vereceği, Steve duysa dünyayı başına yıkacağı birkaç küçük kötü kelime etmişti kendine. Kendi kendine debelenme faslından sonra camdan dışarıyı izlemeye devam etmişti. Bu sırada Harley ona hep sormak istediği şeyi sormak için özgüven kazanmıştı.

"Peki ya Örümcek Adam? Nasıl böyle bir şeye dönüştün? Tony sadece radyoaktif bir örümcek tarafından ısırıldığını söylüyor ama çok mantıksız geldi bana. Demek istediğim o örümcekle nasıl karşılaştın, nasıl radyoaktif bir örümcek olabilir, DNA'larınızın birleştiğini nasıl anladın, nasıl ağ üretebiliyors-"

"Bence anlatmama izin ver önce."

Peter bu soru yağmurunun ardı arkası kesilmeyeceğini anladığında her şeyi ilk baştan anlatmaya karar vermişti. Harley ise kendisini kaybetmesine gülüp Peter'ın serüvenini dinlemeye başladı.

"Ya aslında her şer radyoaktivite ile ilgili bir sunum ile başladı. Sunumda radyoaktif ışınlar yansıtılacaktı, bu sırada o ışınlar yansıtılınca tavandan sarkan bir örümceğe denk geldi. Bu örümcek de benim elime düşüp içgüdüsel olarak ısırınca da DNA'larımız birleşti. Tabii benim bunu anlamam bir haftamı falan aldı. Tabii bu süreç içinde inkar etme ve inanmama gibi şeyler de dahil. Sebepsizce uzağı eskisinden de iyi gördüğümü anlayınca o an bir şeyler kafama dank etmeye başladı zaten. Kısacası duyularım çok gelişti."

"Peki ya ağ olayı?"

"Ağ atabildiğimi tamamen rastgele, derste bileğimi kaşırken fark ettim. Tabii, ilk başta çok garipsedim ve sürekli nasıl organik ağ üretebildiğimi araştırıyorum ama hala bir sonuç bulamadım."

"Yani ağın bitebilir mi?"

"Bilmem, daha önce hiç bitmedi veya damarlarım hiç tutukluluk yapmadı."

Damarların tutukluluk yapma fikri ikisinin de komiğine gitmiş, gülüşerek sohbete devam etmişlerdi. Konu konuyu açmış, Peter'ın Örümcek Adam'ından çıkıp Harley'nin Tony ile ilk tanışmasına kadar uzanmıştı. Bu süreçte okula varmış, hatta Harley'nin sınıfına bile varmışlardı.

"Neyse o zaman, hadi iyi dersler sana. Teneffüste gelmek istersen bir alt kattayım."

"Tamamdır."

Peter el sallayıp arkasını dönüp gidiyordu. Tam merdivenlerden inmeye başlayacaktı ki arkasından Harley seslenince ona geri döndü.

"Peter şey..."

Peter meraklı ve sorgulayıcı gözlerle Harley'nin maviş gözlerine bakıyordu. Tabii sarı saçlarına uğramadan da geçmemişti.

"Teşekkür ederim."

Harley bir anda Peter'a sarılınca Peter önce affalamıştı. Etraftaki insanlar ne der diye düşünse de sonradan umursamamıştı. Yüzünde sebepsiz bir gülümseme oluşmuştu.

"Niçin?"

Peter da geri sarılmış, bir süre öylece kalmışlardı. Sonra sarılmayı Harley kesmişti.

"Beni abi olarak kabul ettiğin için."

"Hey, abi olarak kabul ettiğimi kim söyledi be? Bu aileye ilk ben geldim, benim abi."

This Is Him Trying ||Irondad AU||Where stories live. Discover now