This Is Him Trying ||Irondad AU||

11 • Pankek Ama Masadaki Dördüncü Tabak????

Tony ile Steve jetlerinin iniş yapması üzerine uzunca bir süre uzak kaldıkları New York'a geri adım atmışlardı. El ele tutuşup gülümseyerek huzurla iniyorlardı. Tabii bu huzurları sırtlarına yapışan bir şeyle yukarı çekilerek bir o yana bir bu yana savrularak uçmalarıyla sona erdi.

"GÜNAYDINLAR TÜNAYDINLAR SEVGİLİ YOLCULARIMIZ, SPIDEY EXPRESS UÇUŞA KALKMIŞ BULUNMAKTADIR. LÜTFEN AĞLARINIZI İYİ BAĞLAYIN. DOĞUM GÜNÜ YOLCUSU KALMASIIIN!"

Kafalarını yukarı kaldırıp baktıklarında ise bu oğullarının ikinci kimliği Örümcek Adam'dan başkası değildi. Bu tarzda uçmak Tony'i bile korkutmuş, ufak çaplı bir "ya krize girersem" düşüncesi salmıştı.

"PETER SANA YEMİN EDERİM BEN IRONMAN'İM, KENDİ İMKANLARIMLA UÇABİLİYORUM. BIRAK BENİ!"

"EVET BAY STARK UÇABİLİYORSUNUZ AMA BENİM GİBİ UÇAMIYORSUNUZ!"

Peter neşe içinde maskenin altından gülerek onları evlerine getirdi. Bilerek açık bıraktığı camdan onları güvenlice içeri sokup kendisini de bodoslama içeri atmıştı. En sevdiği şeyler listesi yapsa ilk 10'da kesin olacak olan "yerde yatma" eylemini gerçekleştirirken maskesini çıkardı.

Steve ve Tony adrenalinden dolayı nefes nefese kendilerine gelmeye çalışıyorlardı. Peter ise dirseğini yere, başını eline yaslamış sırıtarak onları izliyordu.

"Seni, seni bir gün kesinlikle ben öldüreceğim. Ne o fanus kafalı adam, ne siktiğimin ahtapotu, ne Afrika'dan çıkma kum adam-"

"Tony, çocuğun önünde ne biçim konuşuyorsun. Dile dikkat."

Tony, Peter'a öfke saçarken Steve'in ahlak radarlarına yakalanınca bön bön Steve'e bakmaya başladı. Anlık bir ilişkilerini sorgulamıştı.

"Otel odasında hiç de dile dikkat etmiyordun ama Yüzbaşı?"

Steve duyduğu şeyle aklına doluşan görüntüler sayesinde hafifçe kızarıp Tony'nin koluna vurmuştu.

"Sana dile dikkat demedim mi ben?"

"Ya ne var Steve, sanki Peter seksin ne olduğunu bilmiyor. Peter kalk ayağa."

Peter konunun kendisine nasıl geldiğini anlayamadan ayağa kalkmıştı.

"Hadi biyoloji sözlüsü, bebek nasıl yapılıyor Peter?"

"Bay Stark ne diyorsunuz?"

"Ih-ıh. Yanlış cevap. Karşındaki bir kızsa-"

Steve, Tony'nin ağzına bir tane şaplatınca Tony sonunda susmuştu. Tatillerinin niye bu kadar uzun sürdüğü anlaşılıyordu. Bu uzun serüven onun hormon dengesine de işlemişti anlaşılan.

"Neyse ne, sizi çok özledim."

Peter aniden ikisine birden sarılmış, iki baba için de çok tatlı bir an yaşatmıştı. Üçlü grup birbiri ile sarılırken Peter onları neden buraya getirdiğini hatırlamıştı. Hemen onu sarmalayan kollardan kurtulmuş koşa koşa yemek odasına gitmişti. Son bir ufak düzenleme yapıp babalarını çağırdı.

"Ta-daaa! Size pankek yaptııım!"

Masada bir sürü pankek, çeşit çeşit çikolatalı şeyler, meyveler ve fındık fıstık gibi yemişler vardı. Meyve suları da taptaze görünüyordu. Bu görüntü, sıcacık kokularla birleşince baya karın acıktıran bir görüntüye dönüşüyordu.

"E hadi gelsenize, kaç gündür bu anı bekliyorum be ben!"

Ufak bir baş köşeye kim geçecek kavgasından sonra minik aile hemen masaya kurulmuş, iştahla pankekleri yiyorlardı. Bu sırada Steve tatilde neler yaptıklarını oğullarına anlatıyordu. Yüzündeki silinmeyen gülümseme, anlık mimikler ve hala taze duran adrenalin sebebi ile babasının çok iyi bir doğum günü geçirdiğine emin olmuştu Peter.