65. Bölüm • Mahkeme-i Rûz-ı Cezâ

2.8K 192 163
                                    

Herkese merhaba,

Bunu bu kitap için son kez yazıyor olmanın üzüntüsü ama aynı zamanda sevinci ve gururu içindeyim.

Evet, bu bölüm Gül ve Hançerin son yani final bölümü.

Bu bölümle Cihangir'e Elizabeth'e ve -belki de- diğer karakterlere veda edeceğiz.

Umarım iyisinizdir, kendinize iyi bakıyorsunuzdur.

Ben iyiyim ve bölümü -sonunda- yayınladığım için çok mutluyum.

Bu bölüm yani final Gül ve Hançerin en uzun bölümü. Yirmi bin yirmi iki kelime ve kırk iki word sayfası uzunluğunda.

Dilerim ki bölümü büyük bir şevk, merak ve heyecan içinde okursunuz. Benim için yazmak öyleydi çünkü.

Hepinizi çok seviyorum.

Daha fazla uzatmadan bölüme geçin istiyorum.

Bol bol yorum yapmayı ve bölümü oylamayı unutmayın.

Twitter hesabım "leilaxgrim" bölümü okuduktan sonra koşarak twittera gelin. Bol bol final hakkında konuşacağız ve ses odası açacağız. Mutlaka gelmelisiniz.

İyi okumalar.

Kendinize çok iyi bakın.

Bölüm şarkıları:

Abel Korzeniowski – Charms

Daprinski – Le début du bonheur

Jeff Russo – The Next Screen

Cults – Gilded Lily

Kai Engel – Curtains Are Always Drawn

Brambles – In The Androgynous Dark

The Neighbourhood – Baby Came Home 2

Lana Del Rey – Dealer

*

65. Bölüm • Mahkeme-i Ruz-ı Ceza

Mahkeme-i Ruz-ı Ceza: Ceza günü mahkemesi (ahiret)

Son.

Elizabeth kelimelere anlam yüklemeyi severdi. Kalemin güçlü bir silah olabileceğini zaten çok küçük yaştan beri biliyordu. Mesela bir insanın hayatını karartabilirdi.

Sırlar. Satır satır işlenmiş, kâğıdın üzerini bir ateşin külleriymiş gibi lekelemiş, camdan bir kalemin keskin ucundan fırlamış acı verici lakin aynı zamanda acı verdiği kadar da gerçek olan sırlar. Sırları bir kalem doğuruyordu. Elizabeth'in sonunu hazırlayan kelimeler de bir kalemin keskin ucundan çıkmıştı.

Elizabeth tavana baktı. Şakalarından inen gözyaşları bir kalemin mürekkebine benziyordu lakin Elizabeth'in sonunu yazan kalemin mürekkebi gözyaşı olamazdı. Beyaz çarşafları kendi rengine boyayan, kırmızının en koyu tonuydu onun mürekkebi. Kandı.

Son. Ahir.

Eğer Elizabeth yattığı yataktan kalkabilseydi. Bu kelimeleri bir kâğıda yazar daha sonra uzun uzun yazdığı kelimelere bakardı lakin bunu yapamadı.

Yapamayacağını biliyordu.

Zira hikayesini yazan kalemin mürekkebi bitmişti.

*

Rüzgâr, sokağın ıssızlığını imzalamak için iç ürperten bir şekilde esti. Elizabeth, Giray'ın korkuyla gerilmiş yüzüne bakarak bir cevap arıyordu. Giray Elizabeth'in ona böyle baktığını bilse cevap verebilirdi belki lakin tek yapabildiği Rüveyha'nın babasına bakmaktı. Sonra kimsenin beklemediği bir şey yaptı. Tek bir söz söylemeden hala hızlı hızlı soluyan atına bindi ve hızla sokaktan uzaklaştı.

Gül ve Hançer Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin