12 | KÜKREYEN DENİZDEN ÇOK DAHA GÜVENLİ*

252 32 2
                                    

*Bölüm ismi: Blackbear, Arms of the Ocean isimli şarkısından bir cümledir.

-

Bazı anlar vardır, fiziksel olarak o anın içindesinizdir ama aynı zamanda ruhunuz ve bedeniniz birbirinden ayrılmış gibi olayı dışarıdan izleme şansına da erişirsiniz. İşte tam olarak böyle bir anın içinde tutsak edilmiştim. Mutlak bir sessizlik tüm yemek salonunu ele geçirmişti, kendi nefes sesimi bile duyamıyordum. Derin, mavi suların gümbürdeyerek büyük bir şiddetle aktığı yaşam nehrinin; yüzyıllık bir ağaç tarafından yolu kesilmiş gibi, önüne bir duvarla set çekmişler gibi zaman da durmuştu. Tam da böyle bir anda sessizlik histerik bir kahkahayla bozuldu. Hubert Maximillian'ın kahkahaları birkaç saniye boyunca odada duyulan tek sesti. "Bu resmi bir teklif miydi Dük Clarence?"

"Evet, bir hayli," dedi adam aynı sakinlikle, bir kere bile bana baktığını hissetmemiştim ancak sesi, duruşu, bakışı... Öyle kendinden emindi ve benim öyle farkında değildi ki... Eğer farkında olsaydı, eminim öfkeden kudurduğumu görebilirdi.

"Veronica'nın çok güzel bir kız olduğunun farkındayım," dedi Hubert Maximillian. "Ancak güzelliğine vurulmuş olsan da bu büyük bir teklif."

Eğer Maximillian ailesinin gerçek bir ferdi olsaydım, en azından Hubert ile kan bağımız olsaydı belki de babamın evleneceğim adama karışmasına, onun benim yerime karar vermesine ses çıkarmaz ve kabullenirdim. Neticede yaşadığımız krallıkta kadınların evlilikleri, ailelerini güçlü ailelerle bağlamak için kullanılırdı. Unutulmuş tanrılarls bile bunu konuşmuştuk, kraliyette bile kız çocuklarının önemi bir sonraki veliaht prensin gücüne güç katmak için gerçekleştirilirdi. Maximillian hanesi krallıktan sonraki en güçlü aileydi, eminim kızlarını daha güçlü bir aileyle birleştirmek isterlerdi. Ancak ben gerçek bir aile üyesi değildim.

"Gıyabımda benden izinsiz konuşmanız bir hayli saygısızca Dük Clarence."

Belki çenemi kapamalıydım, belki de onlar farkı düşünüyorlardı: Seni bu zamana kadar beslediler o halde şimdi, iyi bir evlilikle işe yara. Yine de Maximillian'dan beteriyle karşılaşmayacak olsam bile tanıdığım düşmanı tanımadığım düşmana tercih ederdim. Maximillian oğlanlarıyla nasıl uğraşacağımı bilirdim, en kötü defolur giderdim ancak evlilik bir başka meseleydi. Bu krallıkta boşanmak neredeyse tamamen yasaktı. Burada din, kraldan da büyük tek kişiydi.

"Leydinin fikrini de elbette alacağım," dedi Felix. "Fakat size kur yapabilmem için vasinizden izin almam gerekir." Gerçekten tuhaf biriydi, dik başlı olduğunu şimdiden söyleyebiliyordum. Krallık yanlısı insanları da krallığı da sevmediğini kimseden gizlemezken onun hakkında söylenecek en basit şeydi belki de bu ancak evliliğin ne demek olduğunu bilmiyor olmalıydı. Nasıl bir sadakatsizlikle devam edecek olursa olsun evlilik birleşmek demekti. Güç, para, sevgi, aile, yalanlar, suçlar... Her biri eşler arasına birleşirdi, bazı leydiler eşlerinin gayrımeşru çocuklarına sahip çıkardı, bazısı onları öldürtürdü ancak ayıplanan suçlar bile eşlerin ağız birliğiyle örtbas edilirdi. Doğu Dükü ne kadar farklı bir kültürden geliyor olursa olsun, bunu göremeyecek kadar aptal bir adam değildi, belli ki umursamıyordu. Bu da onun hakkında söylenenleri pekiştiriyordu, o cidden kadınlarla anlaşabilen türden biri değildi.

"Babasıyım," dedi Hubert. "Sanmıyorum," dedi hızla Felix Bo. Ve kesinlikle inatçıydı, hem de çok inatçı... "Öncelikle Veronica bizim kız kardeşimiz," dedi Hunter. İkizler ve Hal, sessizliklerini koruyorlardı ama baktığımda Herman'ın çatık kaşlarını görebilmiştim. "Senin için kan bağı belli ki önemli Felix Bo fakat kan bağımız olup olmaması bizi daha az kardeş yapmıyor."

KÖTÜLER AŞKA DÜŞTÜĞÜ ZAMANWhere stories live. Discover now