ASTROPHE | KORKU ONU CANLI CANLI YİYECEK*

855 53 16
                                    

Astrophe: Ucu bucağı olmayan bu sonsuz evrende dünyada sıkışıp kalmış gibi hissetmek.

Bölüm ismi: Halsey, The tradition adlı şarkıdan bir cümledir. Aynı zamanda da bölüm şarkısı.

-

15 Mayıs 728, Liberosis, Unutulmuş Topraklar

Küçük kız yetimhane bahçesinde tek tük kalmış ağaçlardan birinin tepesine tünemişti. Dayak yemekten bugün de kurtulamamıştı ama bulduğu ilk fırsatta kasvetli binadan kaçabilmişti. Dayaktan kalan izleri saklamayı beceremediği için azarlanmaktan da payını almıştı. Biri ağacın altından seslendi.

"Hey, Vici!"

Küçük çocuğun saçları bir erkek gibi kesilmişti, adı Fey'di ve cezalandırılıp ahıra kapatıldığı için bitlenen çocuklardan sadece biriydi. "Vici, deli kadın gitti, inebilirsin. Yoksa bu gece de aç yatmak zorunda kalırsın." Fey, elini ağzına örterek kıkırdadı. Veronica, küçük çocuklara özgü bir saflıkla kıkırdayan çocuğa bakarken kaşlarını çatmıştı. Eğer deli kadın sapanını kırmasaydı ondan sadece üç yaş küçük olan Fey'in kafasına çakıl taşı atabilirdi. Sesini çıkarmadı, neticede çocuk haklıydı. Dün gece de aç yatmıştı ve midesinin büzüşüp omurgasına yapıştığını hissedebiliyordu.

Ancak Fey'den ve yetimhanedeki diğer çocuklardan farklı olarak Veronica'nın içinde zehirli bir çiçek gibi büyüyen korku, açlığı göz ardı etmesine sebep oluyordu.

Dayak yemek sorun değildii yaşlı kadın yaşlandıkça basit okşamalar gibi hissettirmeye başlamıştı. Ancak her an dayak yeme ihtimaliyle yetimhane binasında dolanmak ödünü koparıyordu. Ancak bunu Fey'e söylemedi, ağzının kenarında hala yediği tokattan kalma yara duruyordu, konuşarak kabuğu açıp yarasını kanatmak niyetinde değildi. Açlığı sıkıntı etmeyi bırakmıştı, karnı ağrıdığında sıska kedilerin yaptığı gibi bahçedeki ekşi otlardan yiyordu. Dişlerinin arasından bir kedi gibi tısladı, özel değildii önemli değildii her yetim hangi otun onları zehirleyeceğini ya da açlığını dindireceğini elbet öğreniyordu.

Piçlere özel yemekhane.

Mürebbiye, binanın bahçeye bakan kapısından çıkarken "Vici," diye bağırdı avaz avaz. İrkildi küçük kız. Çok ciddi bir şey yoksa ortalıkta görünmeyen kadın son birkaç gündür fazla etrafta dolanıyordui bu pek sık olmazdı, eğer bir çocuk satılmamışsa hele hiç olmazdı...

"Vici!"

Kız birkaç dal aşağı indi ancak yere inmeye cesaret edemedi. Uzun dallar ve yaprakların arasından sesin geldiği yöne baktı. Mürebbiyenin yanında iyi giyimli bir adam vardı. Kız iyice sindi tünediği dala. Yetimhaneye daha önce gelen adamlara benzemiyordu. Veronica buraya gelen paralı askerleri hiç sevmezdi, güzel giyimli olanlardansa nefret ederdi. Mürebbiye adamın önünden yürüyerek ağaca doğru gelmeye başladığında Veronica sapanı olmadığı için bir kere daha hayıflandı. Adama birkaç çakıl taşı atabilseydi kaçmasına sebep olabilirdi. Daha sonra kan öksürene kadar dayak yerdi ancak idare edebileceğini geçmiş deneyimlerinden biliyordu, henüz ölmemişti. Mürebbiye ve adam ağaca iyice yaklaşmaya başladığında Fey hemen bir sonraki ağaca doğru koştu ve gövdesinin arkasına saklandı.

"Vici," dedi mürebbiyenin memnuniyetsiz sesi. Bağırırken sesi hep olduğundan daha tiz çıkardı. Kadının içinde yaşamdan başka her şey olan kinli gözleri ve yabancı adamın meraklı lacivert gözleri ağacın altından Veronica'nın oturduğu dala doğru bakıyordu. "Ağaçtan in."

Adam suskundu. Sert bir yüzü ve daha da sert bakışlarıyla bir çocuğa gülümseyecek en son kişi gibi görünüyordu. Üzerinde önemli bir aileye ait olduğunu belli eder cinsten armalı bir broş ve dik yakalı lacivert bir ceket vardı, siyah çizmeleri yetimhanenin toprak yolunu yürümemiş gibi temizdi. Oturduğu dala sıkıca tutundu, aptal bir çocuk değildi, eğer mürebbiye buradaysa satılan çocuğun kendisi olduğunun pekela farkındaydı ancak cehennemden beter olan yetimhane bildiği tek yuvaydı ve dış dünyaya dair olan cehaleti kızı başka bir şeyle tanıştırmıştı; bilinmezlikle.

KÖTÜLER AŞKA DÜŞTÜĞÜ ZAMANWhere stories live. Discover now