Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
30. Bölüm: ''Final''
''Sence herkes bir gün hayallerine kavuşur mu Gonca?'' diye sordu Bekir sigarasını içerken. Bahçede meşe ağacının altında oturmuş iki kardeş muhabbet ediyorduk.
Dudaklarımı büktüm. ''Eğer çok uçarı hayaller kurmazsan neden olmasın?'' Güldüm. ''Mesela Hollywood'a gidip birilerini görsem fena olmazdı. Ne bileyim Leo, Tom Hardy falan... ama mümkün mü? Yok be ne mümkünü?''
Bekir güldü. ''Yurtdışına çık, ileride çok param olursa ben seni götürürüm.''
''Eyvallah,'' dedim memnuniyetle ve masanın üzerinde duran bisküvili pastamdan bir çatal alıp ağzıma attım. Dünya kadar da paran olsa şunun verdiği lezzet başka işte... ''Hem sen niye böyle sordun ki şimdi?'' dedim dudaklarımı temizleyip. ''Korktuğun bir şey mi var?''
''Yo,'' dedi iç geçirerek. ''Öylesine.''
''Yarın üniversite sonuçları açıklanacak diye mi gerginsin yoksa?''
''Yok be,'' diye geçiştirdi. ''Yeterli bir sıralama yapsam fena olmaz. Zaten son birkaç aylık ivmeyle olacak işten ne kadar gelirse. Benim asıl hedef futbol! Sınav sadece babama ben buradayım diyebilmek içindi.''
''Babam seni hep görüyordu oğlum,'' dedim. ''O sadece futbolun boş demeyelim de biraz daha arkada kalması gerektiğini savundu. Şöyle düşün; sen ne kadar iyi oynasan da valla ben bile bu kadar yol kat edeceğini düşünmezdim babam da öyle.''
Gözlerini kısarak sigarasının dumanını üfledi. ''Kızım bu daha kaymak tabaka... Siz beni ileride görün Ferrarilerden inmeyeceğim.''
Sırıttım. ''Tamam la hemen şımarma sen de.''
''İki dakika hayal kurdurmuyorsun la sen de.''
''Kur ablası kur, bedava nasılsa.''
''Eyvallah.''
Pastamı yerken bir çatal da ona uzattım. Sigara içtiği için reddetti ben de canıma com com diyerek onu kendi ağzıma ittim. ''Senin ilişki nasıl gidiyor bu arada?'' diye sordum lafın arasında. ''Ayşe'yle devam değil mi?''
''Tam gaz hem de.'' Sesindeki o ılık neşe hoşuma gitmedi değildi. ''Sadece...'' Duraksadı.
Kaşlarımı çattım. ''Sadece ne?''
Sigarasının külünü parmağının ucuyla süpürdükten sonra, ''Çok yüksek ihtimalle sınavdan sonra İstanbul'a gidecek,'' dedi. ''Hayali çünkü ve biz...''
Ona destek olarak kıkırdadım. ''E sen de gideceksin İstanbul'a.''
Çenesini omzuna yaslayarak yüzüme bakarken dudağımın kenarını kıvırarak içeceğimin bardağını iki elimle kavrayarak dudaklarıma yaklaştırdım. ''Galatasaray'ın altyapısına yerleşeceksin ya oğlum?''
