2.Bölüm: "Ateş Hattı"

22.3K 3.6K 8.8K
                                    

Keyifli okumalar, oy ve yorum bırakmayı ihmal etmeyelim. 🤜🏻

 🤜🏻

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

2.Bölüm: "Ateş Hattı"

Sabahın yedi buçuğuna ders koyan hoca insan mıdır?

İnsandır ama insafsızdır.

Durakta oturmuş, ellerim kapüşonumun cebinde ayaklarımla beraber ritim tutarak çalan şarkıyı mırıldanıyordum. Bu sayede uykumu da biraz açmak için çaba sarf ediyordum. ''Uzunlar yanıyo' arabamızda, bu ışık ikimiz fazla, geceyi böler...''

Esnedim.

Sonbahar olduğundan sabahları hava da bir hayli serin oluyordu. Gülbade ilk derse gelmeyeceğini mesaj attığında durakta tek başıma otobüs bekliyordum. O da trip atan sevgili gibi amma nazlı çıktı be. Oflayarak kafamı kaldırdığımda otobüsün geldiği daha doğrusu bir türlü gelemediği caddeye baktım ve görebildiğim tek şey hiçbir şeydi. Gözlerimi kapattım, iç geçirdim sonra da karşıdan gelen Yekta'ya denk gelip mefta oldum.

Yekta beyefendi, sabah sabah benim sana olan aşkımı sen bile diriltemezsin. Şaka yaptım, gel de görmezden geleyim seni hayırsız.

Yekta siyah kotu ve oduncu gömleğinin içindeki asker yeşili tişörtüyle yanıma geldiğinde kalp atışlarım hızlanmaya başladı. Ulan iki dakika kıçın başın ayrı oynamasın be abiciğim, tek yapman gereken yaşamam için kan pompalaman, aklının ermediği işlere kalkışırsan beni anca günaha sokarsın, dedim kalbime ama anlamaz o çünkü geri zekâlı.

''Günaydın,'' dedi hemen yanımdaki boş yere oturduğunda. Ona fark ettirmeden şarkının sesini kısarak çok da samimi bir şekilde gülümsemeden, ''Günaydın,'' dedim.

''Ne dinliyorsun?'' diye sordu merak edermiş gibi.

Gözlerimi kısarak gözlerine baktığımda bunun iyi bir fikir olmadığını bir buçuk yıldır bir dargın bir barışık olduğum kalbimin hızlanmasıyla fark ettim. Koyu kahverengi gözleri hiç de sabahın yedisinde uyanmış gibi şiş şiş durmuyordu, sırrın ne oğlum senin? ''Evdeki Saat,'' diye cevapladım. ''Uzunlar.''

Bu hoşuna gitti. ''Sahi mi? Ben de çok sever ve dinlerim.''

''Biliyorum,'' deyiverdim.

Hasiktir! Ne?

Babam olsaydı ''Gonca bir daha öyle söyleme kızım'' derdi. Neyse ki iç sesimi duymazdı.

Yekta bu sözüm sonrasında ufak bir şaşkınlığa uğradığında alnıma düşen kâküllerime dokunarak dikkat dağıtarak güldüm. ''Yani bir keresinde dinlerken duymuştum da kulaklığından, o yüzden.''

''Anladım.''

Aferin!

''Peki birinci versiyon mu ikinci versiyon mu?'' diye sorarken buldum kendimi. Dikkat dağıtmaya devam Goncagülüm.

GÜNDÜZ GÜNCELERİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin