blöf

5.6K 260 114
                                    

Aptal kedi:
Neredesin? Ortaya çık!


Bilinmeyen numara:
Arkanda.

Aptal kedi:
Sikerim belanı çocuk, yoksun işte?


Bilinmeyen numara:
Beyazlar içinde çok şık görünüyorsunuz Min.



Aptal kedi:
Benimle oynamayı kes. Korkak gibi saklanmaktandan da vazgeç.

Telefonumu cebime göndererek tuvalet kapısından içeri daldığımda içeride ellerini yıkayan sırtı bana dönük kişiyi umursamadan bir köşeye geçtim. Telefonuma gelen bildirime bakmak isterken cebimden geri çıkardığım telefonumu elimden birinin kapması beklediğim bir şey olmaması dışında tamamen dalgınlığıma gelmişti. Refleksimin bana verdiği tepkiye bağlı olarak kollarına yapıştım.

"Telefonumu ver!"

"Selam, aptal kedi."

Kim olduğunu anlamlandıramadığım yüze baktım. Uzun boyunun avantajından faydalanarak telefona uzanmamı engelliyordu.

"Ben Taehyung. Sanıyorum ki beni tanımıyorsun. Ha?"

"Kim olduğunla ilgilenmiyorum. Şimdi bana telefonumu geri ver yoksa sen benim kim olduğumla ilgilenmek zorunda kalacaksın."

Alaya alan gülüşünün kahkahaya dönüşmesi kısa zaman almıştı. Ciddi ifadem onun için bir şey ifade etmediği tavırlarından anlaşılıyordu.

"Min Yoongi. Son sınıf öğrencisi aynı zamanda okulun en zorba öğrencisi."

"Beni tanımana sevindim. Benimle uğraşmaman gerektiğini de anlamış olman lazımdı."

Yukarı istemsizce dikilen tek kaşımın vermek istediği mesajı karşı tarafa iletmişti. Kendinden yeterince emin görünümlü bu çocuksa bu iletiyi almamakta pek bir ısrarcıydı doğrusu.

"Biliyor musun Yoongi, baban bu videodaki oğlunu gördüğünde ne kadar da üzülecek."

Eline aldığı diğer telefonun ekranda görmemi en son isteyeceğim şeyi, kendimi görüyordum. Karşımda tepkimi ölçmeye çalışan Taehyung adındaki çocuk, istediğini almakta kararlıydı.

"Sen..? Sen nereden buldun bunu?"

"Ne o? Sırrın bozulmuş gibi bay Min?"

Video herhangi bir yerde yayınlanırsa bu benim yerle bir olacağım anlamı taşıyordu. Tüm her şeyimi kaybedebilirdim. Sahip olduğum her şeyi.. Buna öylece izin veremezdim.

"Ne istiyorsun? Para? Ev? Araba?"

Geri çekilirken gülümseyen yüzünün kendince kazandırdığını düşünüyor olmalıydı telefonumu elime tutuştururken.

"Bunların hepsine zaten sahibim."

Tam olarak neyi kastettiğini anlayamıyordum. Amacı para değilse neden böyle bir şeye kalkışıyordu?

"Ne istiyorsun?"

"Dediklerimi yapmanı."

Mr. Kim? TaegiTempat cerita menjadi hidup. Temukan sekarang