< 13. Bölüm >

292 20 37
                                    

"Ne yapıyorsun burda?" Aniden gelen sesle yerimde sıçrayıp açık defteri kapattım. Mutfak kapısına döndüm. Zoro tek omzuyla yaslanmış bacaklarını birbirine dolayarak bana bakıyordu.

"Üzgünüm, korkuttum mu?"

"Yok, hayır. Bi anda gelince şey ettim. Dalmıştım." Gülümseyip yanıma doğru geldi.

"Ne yazıyordun?"

"Hiç, öylesine aklımdan geçenleri." Sorma sorma sorma...

"Bakabilir miyim?" Hayır beee. Sorma dedik o kadar. Gerçi içimden dedim ama OLSUN.

Yüzüme mahcup bir ifade koyup cevap verdim.

"Eee, olmaz. Belki başka zaman." Kafasını onaylar anlamda sallayınca içimden şükrettim daha fazla kurcalamadığı için.

"Tamam o zaman. Akşam oldu, acıkmışlar. Yemek hazırlayalım mı?" Kafamı çevirip camdan baktım. O kadar dalmıştım ki saatin geçtiğini bile fark etmemişim. Güneş neredeyse batmış hava kararmıştı. Bacaklarımı aşağı indirip ayağa kalktım.

"Tamam, ben hazırlarım. Sen git otur."

"Hayır, bende yardım edicem. Hem belki gizli malzemeni öğrenirim." Sinsi bi şekilde güldüm.

"Malesef canım. Kimse öğrenemedi şuana kadar."

"E tamam işte ilk kişi olucam."

"Görürüz."

"Görücez."

Defteri, kalemi ve örtüyü yukarı çıkarıp yerlerine bıraktıktan sonra tekrar mutfağa dönüp malzemeleri çıkardım. Kollarımı sıvadıktan sonra ellerimi yıkayıp yemek yapmaya başladım.

Zoro yeşillikleri doğrarken bende kalan yemekleri yapıyordum. En son salatanın sosunuda döküp masayı kurduk. Zoroya baktığımda soğanları doğradığı için kızaran gözlerini gördüm. Gülerken bana dönünce gülüşümü durdurmaya çalıştım.

"Gülme lan gözüm acıyo."

"Tamam tamam. Git suyla yıka biraz geçer. Hem bu kadar üzülme ya değmez valla." Daha çok kahkaha atıp ona baktım. Sinirli sinirli bakarken lavaboya girip gözünü yıkadı. Masaya oturup yemeği yedikten sonra toparlayıp salona geçtik.

Başka eve gitmenin saçma olduğunu -özellikle de bu yağmurda- düşünüp bu gece de Baji'de kalmaya karar verdik. Hepimiz salonda oturmuş sohbet ederken Baji ve Chifuyu hiçbir sohbete katılmıyordu. Merak etmeme rağmen yine de kurcalamayıp bizimkilerle konuşmaya devam ediyordum ama Mikey düşüncesiz bir it olduğu için hemen ortaya atlamıştı.

"Lan oğlum siz niye hiç konuşmuyorsunuz? Yemek yediğimizden beri sessizsiniz. Çıtınız çıkmıyor."

İkisininde yüzünde huzursuz bir ifade oluşunca Baji, Chifuyunun omzundaki elini çekip parmaklarıyla oynayarak konuştu.

"Ya aslında bizim size söylememiz gereken birşey var." Hepimiz susup dikkatlice onları dinlemeye başladık. Ne diyeceklerini beklerken sonunda Baji devam etti.

"Biz Chifuyuyla sevgiliyiz." Gözlerini sıkıca kapatıp kafasını aşağı eğerken az da olsa şaşırmıştım. Ama yinede umursamayıp lafa girdim.

"Bu zamana kadar değil miydiniz?" Baji, şaşkın bir şekilde kafasını kaldırıp bana bakınca ne? dercesine kafamı salladım. Yanımda oturan Zoro'da bana katıldığını belli ederek "Aynen." diyip kafasını salladı. Öbürlerinin de aynı fikirde oldukları suratlarından belliydi zaten.

"Ne yani? Şimdi siz bizi sevgili sanıyordunuz ve bize kızmadınız mı?" Bana doğru bakıp sorduğu soruyla tekrar cevap verdim.

"Hayır, oğlum. Niye kızalım hem? Ne var ki bunda? Seviyorsunuz işte birbirinizi, bizim birşey demeye hakkımız bile yok ki. Hem zaten demeyiz."

SanZoWhere stories live. Discover now