< 9. Bölüm >

364 27 49
                                    

Tahmin edin bakalım, hangi ağzına sıçtığımın malı sabahın köründe, en güzel uykumdayken, hayvan gibi kapıyı tekmeliyor?

Evet doğru cevap, piç Mikey.

İçimden özlü küfürlerime devam ederken bi yandanda kapıya doğru gittim. İt gibi adımı bağırarak kapıyı tekmeliyordu. Sinirli bir şekilde kapının kolunu aşağı indirip bağırarak konuştum.

"Ulan orospu çocuğu. Pardon annene haksızlık etmeyelim. Lan piç niye sabahın bu saatinde kapıyı sınır kapılarına dayanmış alacaklı askerler gibi tekmeliyosun lan!?"

"Lan bi sakin. Bu ne sinir evladım. Bi sakinleş, durul, nefes al. Sağlığa zararlı bunlar."

"Yemin ederim elimde kalıcaksın."

"Ya olm bi bi sakin bi calm down ol. Relax bi."

"Sikerim ingilizcenide senide. Niye geldin söylsene?"

"Şimdi öncelikle ölüm riskimi göze alarak bir iki adım geriye çekiliyorum."

İki adım geriye attıktan sonra konuşmaya devam etti.

"Şey...ummmm..."

"Ne var lan söylesene?"

"Canım sıkıldı."

Ellerini önüne siper edip saldırmamı bekledi. Benim hâlâ yerimde durduğumu görünce ellerini indirip gülümsedi.

"Ayy canım ya biliyodum dövmi-"

Üstüne atlamamla yarım kalan cümlesi bağırışlarıyla devam etti. Biraz dövüp sinirimi attıktan sonra üzerinden kalktım. Saçlarımı düzelltikten sonra yerde yatan ona bakıp elimi uzattım, kalkmasına yardım etmek için.

Önce elime sonra bana baktıktan sonra tutup ayağa kalktı.

"Eyvallah ya."

"Sen kaşındın oğlum."

"Evet, doğru. Tamam her neyse hadi kahvaltı yapalım. Çok açım valla. Senin yemekleri de özlemişim."

Gülümseyip mutfağa girdim. Ona gerekli malzemeleri söylerken usta çırak ilişkisi gibi o da elime veriyordu. Birlikte yemek hazırladıktan sonra o fark etmeden tadını güzelleştiren özel malzemelerimden atıyordum içine. Onca senedir bir türlü görememişti.

Kahvaltıyı hazırlarken yaptığımız şeylerin sadece ikimize çok çok fazla geleceğini görüp Mikey'e baktım.

"Lan. Bunlar bize çok fazla gelir. Hepsini bitiremeyiz ki. Söyle bizimkilere gelsinler, çöpe gitmesin bunlar. Her türlü buraya geleceklerdi zaten."

"Tamam, sen devam et ben hepsine haber verip geliyorum."

Kafamı sallayıp yaptığım işe geri döndüm. 5 dakika falan sonra da Mikey gelince yapmaya devam ettik. Ben son kalan şeyleri hazırlarken o da sofrayı kurdu. Çalan kapının sesini duyduktan sonra salona doğru bakmaya çalıştım.

"Ben bakıyoruuuumm."

Mikey'in sesini duyunca son kalan yemekleri hazırladım. Herkes gelince yemeklerde bitmişti. Masaya oturup kahvaltıyı yerken bizimkilerden onaylar mırıltılar çıkıyordu. Luffy tabağındaki şeyleri nefes almadan yerken kısa bir ara verip konuştu. Daha doğrusu konuşmaya çalıştı.

"Olom sonjo nosul bo kodor gözol yopuyosun lon?"

Dediği şeyleri anlamaya çalışırken onun tam tersine yavaş yavaş yiyen Usopp tercümanlık yaptı.

"Nasıl bu kadar güzel yapıyorsun diye soruyor."

"Cidden lan. Ne zaman yesem mükemmel oluyor."

Draken'in söylediği şeylerden sonra Mikey'de ortaya atlayıp konuştu.

SanZoWhere stories live. Discover now