Dark of the Tower of London 4: Kızıl Gözlerin Yüzleşmesi

843 52 219
                                    

Genç muhafız elindeki anahtarla kapıyı açmaya uğraşırken alnından terler dökmeye başlamıştı. Anahtarlıktakilerin hiçbirinin kilide uymaması her geçen saniye daha fazla streslenmesine neden oluyordu. Neden bu tehlikeli görevi ona verdiklerini anlamıyordu bir türlü. Başka muhafız mı kalmamıştı da Bay Moriarty'nin odasına gizlice girip eşyalarını karıştıran kendisi olacaktı. Dakikalardır açmaya uğraştığı kapı sonunda aralandığında zifiri karanlık olan odanın içine doğru yürümeye başlamıştı. Şu anda Bay Moriarty odasında yokmuş gibi görünüyordu fakat bu tahmini, odaya girdiği anda ayağına takılan çelmeyle yanlış çıktı.

- Gecenin dördünde burada ne işin var, Asker?

Kendini bir anda yerde bulan genç oğlan kapının arkasından gelen ürkütücü sesle gözlerini büyüttü.

- B-bay Moriarty ama siz kütüphanedeydiniz.

- Dur tahmin edeyim. Buraya Bay Milverton'nun emriyle evimin anahtarını bulmak için geldin, değil mi?

Muhafız hızlıca ayağa kalkarak siyah silüete mahçupca gözlerini dikti.

- B-ben...şey yani evet, bu doğru.

William cevabı memnuniyetle kabul ederken kapıyı yavaşça kapatıp elindeki mumu kendi yüzüne doğru kaldırdı.

- O zaman odayı araştırmaya şimdiden başlasan iyi olur.

- Efendim?

- Ama maalesef bu zifiri karanlıkta onu bulman çok zor olacak bu yüzden sana yardım etmeyi çok isterim.

- ...

- Beni duydun, Asker.

Genç oğlan şapkasını düzelterek başını salladı.

- Peki Efendim, siz nasıl isterseniz. Ama neden böyle bir şey yaptığınızı hâlâ anlayamıyorum bir türlü.

William gülümseyerek cebindeki anahtarı ona uzattı.

- İşte, onu çoktan buldum.

Genç muhafız gözlerini şaşkınlıkla açarken bu adamın neyin peşinde olduğunu anlamaya çalışıyordu. Anahtarı çoktan bulmuş ve şimdi de kendisine mi veriyordu yani?

- Teşekkür ederim, Bay Moriarty. Bana çok yardımınız dokundu. Anahtarı geri getireceğimden emin olabilirsiniz.

- Şimdi boş ver o anahtarı...

Kapının arkasından çıkarak koltuğuna oturduğunda bacaklarını üst üste atıp küçük mumu yanına koydu.

- Sana bir sorum olacak.

- Buyrun Efendim.

- Bugünlerde bu yer altı üssü gittikçe daha soğuk olmaya başladı. Londra şuan sıcak havanın son anlarını yaşarken, buranın bu kadar soğuk olmasının nedeni nedir sence? Demir kapıyı çok mu fazla açık tutuyorlar diye merak ediyorum doğrusu.

- Bunu ben de fark ettim, Bay Moriarty. Ve sanırım söyledikleriniz doğru. Kapıya yaklaşmama çok izin vermeseler de orası sıkça açılıp kapatılıyor olmalı, fakat burada başka bir şeylerin döndüğünden eminim.

- Bir problem mi var demek istiyorsun.

- Bu sadece benim fikrim ama...

William koltuğu patpatlayarak yanına oturmasını işaret etti.

- Yanıma otur Asker ve benimle açık konuş.

Gilbert formasını düzeltip onun yanına oturduğunda şapkasını kucağına koydu.

- Peki o zaman. Şey, bugünlerde vardiyalı olarak çalıştığım yerlerde gerçekten tanıdık bir yüz göremez oldum. Her taraf daha önce hiç görmediğim yabancı yüzlerle dolmaya başladı. Sizce de bu Bay Milverton'un Non Arma'lar için yaptığı yeni bir vardiya düzenlemesi olabilir mi?

Dark Of The Tower Of London - SherLiamWhere stories live. Discover now