Birbirinden nefret eden iki komşu çocuğu mecburen ortak olursa neler olur?
Emre: Hemen bana gelmen lazım.
Emre: Çabuk!
Mine: Neden? Bir şey mi oldu?
Emre: Bebek yapacağız.
Mine: Ne!
Emre: Yanlış okumadın.
Emre: Senin o inat abini ikna etmenin tek yo...
Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
&
Mine1: Bugün seni çamaşır asarken gördüm.
Mine1: Bir kez daha aşkla doldum.
Mine1: Dedim kalk al bir hat.
Mine1: Hiç durma asıl, bu sefer olacak.
Emre: Emre bunu yemedi.
Mine1: Alındım, gücendim birazda acımasız buldum. Aşk ilanı yapıyoruz burada.
Emre: Hı hı!
Mine1: Anonim diyorum; önce beni mesajlarımdan tanı sonra gör, vurul. Sonra ikimiz arasında kal. İkimiz de sonuçta aynı kişiyiz; birimizi seçersen sorun olmaz, diyorum.
Mine1: Ya da olmadı. Sen benim kim olduğumu önce bulur ve azıcık süründürürsün. İki seni seven kızla dalaşırım. Arada kavga ederiz, barışırız ve mutlu son.
Mine1: Nasıl?
Emre: Senaryo çok klasik geldi.
Emre: Uzatmasan mı?
Mine1: Klasik klasik diyorlar ama hep aynı şeyleri okuyup izliyorlar.
Mine1: Ne varsa klasiklerde var demek ki.
Mine1: Hem...
Mine1: Azıcık bile mi yemedin?
Mine1: Azıcık hı azıcık...
Emre: Eski hattın hâlâ kayıtlı Mine.
Emre: Yemedim yani bana aşık bi kız var yalanını.
Mine1: Oha! Kaç zamandır kullanmıyorum.
Mine1: Az kullandım; sonra köydeki büyük anneanneme vermişlerdi.
Mine1: O zamanlar abime göre telefon kullanmak için daha küçükmüşüm.
Mine1: Benim hattımı aldığı yaşlarda abim iki telefonla dolaşıyordu.
Mine1: Abi terörü hiç bitmez.
Mine1: Silmemiş miydin?
Emre: Hayır.
Mine1: Bozuldun mu sen?
Mine1: Asıl benim bozulmam lazım yemedin.
Emre: Ders çalışıyorum Mine.
Mine1: Çalış çalış rakiplerin başarısız girişimlerde bulunuyorlar zaten.
Mine1: Okumaktan bir şey olunmuyor; liseden sonra bırakacağım ben.
Mine1: En iyisi şu dolarla iş yapılan sitelerde bir şeyler satayım.
Emre: Bunun için üniversiteye gitmemen mi gerekiyor?
Emre: Annenle bu konuyu uzun uzun konuşurken başarılar dilerim.
Emre: Bir de abinle...
Mine1: İyi.
Emre: Güzel.
...
Emre: Eren sizde mi?
Mine: Hayır.
Mine: Neredeki bu çocuk?
Emre: Bilmem arada kayboluyor böyle birkaç gündür.
Mine: İlginç...
Emre: Sana bir şey söyleyeceğim.
Mine: Gönder gelsin. :)
Emre: Sen bu oyun ayağına bana mı yazıyorsun?
Mine: Çüş! Allah'ım sen koru; Amin.
Mine: Şaka yapmaya çalıştık.
Mine: Şakaların altında gerçeklik arayıp büyütmeyecektik.
Mine: Asıl dün güzelimler, sultanımlar senin tarafından havada uçuşuyordu.
Mine: Emre Bey sen mi bana yazıyorsun?
Mine: Sana bakmam ben hiç boşuna umuda kapılma.
Emre: Takıldım sana ama abarttın kızım. :)
Emre: Hoşlanmadığını gayet iyi biliyorum.
Emre: İkimizde birbirimizden hoşlanmıyoruz. Bunu mahallenin tümü ve bütün okul biliyor. Kavga ettiğimiz yerdekileri saymıyorum bile.
Mine: Hıhh bana bunlarla gel.
Mine: Bugün olmadı ama...
Mine: Daha hafta uzun...
Mine: Birinden birine tepki vereceksin.
Mine: Bu hafta cumartesi Eren ile ben vakit geçireceğim.
Emre: Eminim öyle olur.
Emre: Rüyalarında!
Mine: Benim arkim o...
Emre: Benim kardeşim o...
Emre: Hem de ikiz kardeşim.
Mine: Eee ne olmuş?
Mine: Cumartesi görürsün rüya mı, gerçek mi?
Emre: Kesin kesin konuşup üzülüyorsun sonra.
Mine: Sen beni düşünme. :)
Emre: Ağlayınca senin kadar çirkin olan birini görmedim ki elimde değil. :)
Mine: Cumartesi Eren ile ben gideceğim işte ben; kudur!