Elinde ki resmi ağır hakaretlerle aldığımda karşımda ki adamın gözleri dolmaya başlamıştı.

"Burada henüz bir buçuk yaşındaydın. Bu resmi ben çekmiştim. Ömür bunu sana nasıl söylemem gerek bilmiyorum ama ortada büyük bir oyun var hepimizin 22 senesini çaldılar.."

Alparslan beyin gözlerinde ki yaşlar birer birer düşerken sessizliğimi koruyor ve neler olduğunu anlamaya çalıyordum. Sessizce onu dinlemeye devam ettim.

"Ömür ben senin babanım..."

Tek bir cümle gözümden düşen ve devamı gelecek olan yaşların sebebi olmuştu.

Benden tepki gelmediğini giren Alparslan Öztürk sözlerini devam ettirdi.

"Annen ve ben Mardinde tanıştık lise sonda aynı sınıftaydık sevmiştik birbirimizi ve daha sonra üniversite için aynı şehri tercih ettik ikimiz de Ankaraya geldik. Annen tıp fakültesi öğrencisiydi.. Ben hukuk okuyordum. Biz daha 3. Sınıftayken sen dünyaya geldin sen 1.5 yaşına geldiğinde ben üstten derslerimi alarak stajımı tamamlamış bir avukat olmuştum. Dedenlerin senden haberi vardı başta bize çok kızsalar da kendi aramızda küçük bir nikah kıymıştık, Annen kimse duymasın diyerek sürekli pimpiriklenirdi.."

Derin bir nefes alarak gözlerimin içine baktığında tepkisiz bir şekilde ona bakıyordum.

"Daha sonra annenin sınıf arkadaşı Aytekin piçi çıktı ortaya salak herif sapıklığı yüzünden kendini de yakmıştı ve okuldan atılmıştı ama annenin peşini ve ona olan takıntısını bırakmamış. Bir gün yurt dışı ile iletişimde olan bir mafya ile anlaşmış o gün benim kabusum olmuştu. Ben adamların mahkemede kaybetmesini sağladığım içim onlarında işine gelmişti yani.
Bir gün iş yerine bir telefon geldi ve evin yandığını senin ve annenin öldüğünü söylediler evet ev gerçekten yanmıştı ama içinde kimse yoktu. O gün aynı adamlar benim ofisimi de yakarak öldü süsü vererek anneni ve ailemi kandırmışlardı. Annenle sessizce evlendiğimiz için iki aile de acısını yaşayamadı... sizi kurtarmak adına bir umut gittiğim evde beni bayıltarak kaçırmışlardı. 20 senedir yurt dışında beni kaçıran adamın yanındaydım sırf ordan kurtulabilmek adına o adamın sağ kolu oldum götünü her türlü boktan kurtardım sırf senin ve annenin mezarının yanına kendimi gömebilmek için ben 22 senedir elinde o resim ile yanıyorum Ömür. İki sene önce beni kaçıran herif öldüğün de tüm işlerini bana bırakmıştı buna tüm mal varlığı da dahil. Onun bokundan kurtularak buraya gelmem bir buçuk senemi aldı. Mardine geldiğimde ise herkes şok olmuştu ve asıl şoku ben yaşıyordum. Sen yaşıyorsun, Annen yaşıyordu ve en önemlisi siz mutluydunu.."

"Değildik!"

Sözünü kestiğimde gözleri gözlerimi bulmuştu.

"Ne annem ne de ben mutlu değildik sadece mutluymuşuz gibi davranıyorduk. BEN ÇOCUKLUĞUMU YAŞAYAMADIM BEN BABA SEVGİSİ NEDİR BİLMEDİM YA BENIM SAÇIMI OKŞAYAN BİLE OLMADI!"

Boğazımın ağrımasına sebep olacak kadar bağırdığımda göz yaşlarım artık görüş alanımı engelliyordu.

Aytekin Öztürk bana sarıldığında ona engel olmadım. Onunda bir suçu yoktu benim mahrum kaldığım her şeyden o da kalmıştı hatta belki de en ağırını yaşamıştı.

"Özür dilerim güzel gözlüm yemin ederim özür dilerim daha önce gelemediğim için yıllar önce hiç bir şeyin önüne geçemediğim için özür dilerim..."

"Bu geç kalışlarınızın hiç biri sizin suçunuz değildi. O yüzden lütfen benden özür dilemeyin."

Yüzümü ellerinin arasına alarak gözlerime hayran hayran bakmıştı.

Hayat Ağacı | Yarı Texting Donde viven las historias. Descúbrelo ahora