29

224 19 21
                                    

Atlas Han'ın ağzından...

"Ah, canım sevgilim derin bir okyanustayım
Hiç kimse gelmiyor, bırak bеni konuşayım
En azından bugün, bugün de sonbahardayım
Soracak olursan ben şimdi uzaklardayım

Ben sana "Gel" dedim
İçimde kaybolan papatyalardı gözlerin
Eski bir radyodan çalan şarkıyı dinledim
Hayatı kahrolan gibi, gururu ayaklar altına alınmış biri gibi.."

Sessizce eşlik ettiği şarkıyı yaşarmışcasına söylemesi içimde istemsiz bir sızı bırakırken yüzünde ki buruk tebessümü benim yüzümde de küçük bir tebessüm oluşmasına sebep oldu.

"Emin misin güzelim bak evin önüne kadar götüreyim babana durumu açıklarım."

Aşık olduğum çikolata kahvesi gözlerinde ki hüzüne inat küçük bir tebessüm bahşederek kafasını iki yana sallayarak beni tekrar red etti.

İçimde Aksaray'dan çıktığımız zamandan beri bir sıkıntı vardı. Ankara'ya gelmemek için bilerek yavaş bile sürdüm diyebilirim.

"Lütfen beni merak etme birazdan taksi gelir ben ineyim sende git hadii."

"Ne o küçük hanım benden çok çabuk sıkıldınız sanırım."

Aşık olduğum gözleri hızla büyürken ellerini yüzüme yerleştirerek konuştu,

"Saçmalama lütfen Atlas sadece seni daha fazla yormak istemiyorum. İlaçlarını da almamışsın yanına, bu yüzden sana ayriyeten sinirliyim zaten."

Gülümseyerek yüzümde ki elini tutarak avucunun içine küçük bir öpücük kondurdum.

"Atlas şu kısacık süre zarfında herşeyim oldun sen anonimken ben sana tutuldum beni her gülümsettiğin de ben senin için bir sonraki nefesi almak istedim. Seni çok seviyorum bunu unutma."

Gözünden düşen tek bir göz yaşına dayanamayıp iç çekerek göz yaşından öperek sarıldım.

"Sen benim diğer yarımsın çikolata gözlü yarim sende bunu unutma."

Kafasını olumlu bir şekilde sallayarak beni onayladığında arkadan gelen korna sesiyle arabadan indi. Yüzünde ki gülümsemesiyle bana el sallayarak taksiye bindiğinde derin bir nefes alarak içimde ki sıkıntıdan kurtulmaya çalıştım.

Atlas Han Yanar: Biz Ankaraya geldik Ömür şuan da taksi de bende burada ki eve geçiyorum ilaçlarımı alır uyurum arama beni.

Demir Ağan: Tamam kardeşim.

Atlas Han Yanar: Bi on dakika sonra Ömür'ü arar mısın? Ben aramak isterdim ama teyzen ve enişten sıkıntı yapsın istemiyorum.

Demir Ağan: Teyzemin sıkıntı edeceğini düşünmüyorum ama eniştem sıkıntılı biraz. Neyse ben hallederim sen daha fazla yorulma evine git dinlen.

Mesaja görüldü atarak telefonu yan koltuğa fırlatarak arabayı çalıştırdım.
Şuan ne eve gitmek ne dinlenmek nede o soktuğumun ilaçlarını içmek istemiyordum. Şuan sadece Ömür'ün yanında olup saçlarının arasında soluklanmak istiyordum.

İçimi kemiren düşüncelerle eve geldiğimde telefonumda herhangi bir bildirim veya arama yoktu. Telefonu sesliye alarak yatağıma uzandığımda Ömür ile geçirdiğim bir günlük saat diliminde yaşadığımız her şey bir bir gözümün önünde canlanırken yaşananları yeni idrak etmişcesine yastığıma yumruk atarak kahkaha atmaya başladım. Mutluluktan resmen yatağın içinde tepinirken yaptığım şeyi fark ederek kendime çeki düzen verdim. 27 yaşındaki bir adam gibi değil de 17 yaşında ki bir ergen gibi hissediyordum.

Hayat Ağacı | Yarı Texting Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin