22

341 26 26
                                    

(Artık içimden gelen hıçkırıkları tutamıyordum canı yanıyordu canım yanıyordu. Tedavi süreci bitmek üzereydi ve şimdi benim yüzümden kendine zarar veriyordu resmen. Bu gerçek daha da canımı yaktı.)

"Atlas, Atlas'ım, Gök Gözlüm neredesin?"

"Dönmüyor şu kahpe dünya
Olmuşum zaten ben leyla
Meylettim rakıya, düzen bilmez sevdamla
Bu şarkılar küfürdür ama gözlerinin yanında"

"Gök Gözlüm söyle geleyim yanına neredesin?"

"Seni çok üzdüm demi Ömrüm ama merak etme ben artık canım yansa da ölsem de rahatsız etmem seni çünkü sen çok daha mutlu olmayı hak ediyorsun."

"YETER! Yeter geri zekalı söyle nerdesin?"

"Sensizlikteyim Ömrüm ve canım yanıyor."

....

Kapatmıştı.

Başım dönüyor nefesim daralıyordu. Yataktan kalktığım gibi Demir'in odasına koştum.

Üst katta ki oda bana o an on kat mesafede ki bir oda gibi gelmişti.

Kapıyı bile çalmadan daldığım odada Demir korkarak yataktan düşerken bunun için gülmeyi bir kenara yazdım.

Bana kızmaya hazırlanan Demir yüzümün halini gördüğünde korkuyla olduğu yerden kalkarak yanıma geldiğinde vücudumu kontrol ederek konuştu.

"Ömür bu halin ne biri bir şey mi yaptı? Birine mi bir şey oldu? Ömür noluyor?"

Ağlamaktan konuşamazken ağzımdan sadece "Atlas" kelimesi çıkmıştı. Bunun üzerine iyice telaş yapan Demir bana sarılırken bir yanda da sakinleştirmeye çalışıyordu.

"Tamam sakin ol ne oldu Han'a"

"Oo..o ii..i..içmiş ç..çok ağladı Demir."

Demir benden ayrılarak üzerine bir ceket geçirerek arabasının kontağına uzandığında bende dolabında bir ceket alarak arkasından ilerledim.

Arabaya bindiğimizde Demir hem sövüyor hem telefonuyla birilerini arıyordu.

"Siktiğimin geri zekalısı içmiş daha bugün çıktı hastaneden bir şekilde bul bana konumu at bende nerde olabileceğine bakacağım."

Kimle konuştuğunu bilmesem de karşı tarafta Demir kadar sinirlenmiş olacak ki adamın telefondan gelen sesini yan koltukta oturan ben çok net duyuyordum.

Demir sabır dileyerek direksiyonu sıkarken karşı tarafın sözünü bitirmesini beklemeden telefonu kapatarak torpidonun içine atmıştı.

"Nerede olduğuna dair bir ip ucu verdi mi sana?"

"Hayır sadece 'sensizlikteyim' dedi. Sordum ama söylemedi."

"Ben sinirlendim attım şu telefonu çıkar şu torpidodan mesaj gelirse bana haber ver."

"T..tamam."

Ellerimin titremesini durduramazken gözlerimi telefondan ayırmıyordum. Nerede olabilirsin Atlas neredesin?

"Evde olamaz mı?"

"Hasta hasta ona kim içirir sence o illeti."

"Haklısın."

Hayat Ağacı | Yarı Texting Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin