Part 14

35.8K 376 28
                                    

"tekrar!" dedi jason bağırarak. Mermi ağaca saplanması gerekirken bir metre sağından geçip orman da gözden kayboldu. Jasonun beni yerle bir etmesinden bu yana üç saattir çalışıyorduk. Daha doğrusu jason oturmuş keyifle beni izlerken acıları çeken yine bendim. Ve bu üç saat bana hiçbir şey öğretmemiş gibi duruyordu.

Bir şey hariç! "ben alexe benzemem!"

Bu kelime kafam da dönüp duruyordu. Evet alexle uzaktan yakından alakaları yoktu ve bunu sadece ben değil dışarıdan gören herhangi bir insan bile anlardı.'Onla olduğum sürece kontrolün onda olduğunu' söylemenin başka bir yoluydu bu cümle. Tamam baştan başlayalım.. jasona karşı inanılmaz bir çekim hissettiğim doğruydu. Bunu inkar edecek değildim ama alex.. o bambaşkaydı. Beni el üstünde tutuyor benle ilgili herşeye önem veriyordu. Dedim ya ikisi bir adam ediyorlardı ve ben hangisine ne hissettiğimi bile bilmiyordum.

"hey ! sana diyorum küflü prenses!" düşüncelerimden sıyrılıp jasona döndüm. "bir şey öğreneceğin yok hadi gidelim" oturduğu yerden kalkarak arabaya doğru ilerledi. Bense bitik ve leş gibi ter kokuları arasında onu takip ettim. Lanet olası herif canımı çıkarmıştı. Eve gidince istediğim tek şey ılık bir banyo ve sabaha kadar uyumaktı.

Arabada son hızla giderken uyumamak için kendimi zor tutuyordum ama pek başarılı olduğum sayılmazdı.  Arabanın durduğunu bile farketmemiştim ama yanağımdaki eli hissetememem imkansızdı. Gözümü açtığım anda elini çekmişti ve ben ne olduğunu anlamadan arabadan inip eve doğru yürümeye başlamıştı. Yada bunların hiçbiri olmamış ve ben öyle hissetmiştim. Aptal gibi arabadan çıkıp jasonun peşinden eve girdim. Kapıdan içeri girer girmez alex koltuktan fırlayarak kapıya koştu. Yüzünde korku ve şaşkınlık vardı.bir bana bir de jasona bakarken ağzından çıkan küfürleri farkında değildi.

"neredeydiniz! Lanet olsun o kadar korktum ki!"

Jason elindeki spor çantasını umursamazca koltuğa fırlattı. "in'deydik"

Alex soru sorarcasına bakmaya devam etti. "ona kendini savunmayı öğretiyorum"

"ona kendini savunmayı öğretiyorsun!!" diye tekrar etti alex bana bakarak. Olabildiğince masum görünmeye çalışarak sessiz kalmaya devam ettim.  Jason hiç ses çıkarmadan mutfağa geçti. Alexin sinirli olduğu her halinden belliydi ama neye sinirlendiğini kestiremiyordum. Ona haber vermeden gittiğimiz için mi yoksa jasonla yalnız kaldığım içinmi?

"bunu konuştuğumuzu sanmıyorum" diye bastırdı alex "en son  onu bu işe bulaştırmayacağız diye kararlaştırmıştık" alex kafasını bana çevirip tekrar jasona döndü "yanılıyormuyum ?"

Jason elindeki portakal suyunu kafasına dikti ve "o burda kalmayı tercih etti ve geçen seferki gibi bir olay olursa diye kendini savunmayı öğreteceğim anladın mı?"

"belki de bu düşünceni bana da söylemeliydin!"

Jason tam cevap verecekken ben ayağa kalktım. "hey! Ben buradayım farkındamısınız!"

İkiside susup bana döndü "benden herhangi bir eşyaymışım gibi bahsetmeyin!! Kalmak istedim ve kaldım!" dedim jasona dönerek "ve jasonla gitmek istedim ve gittim!" bu sefer alexe döndüm.  Ani çıkışım alexi şaşırtmıştı böyle bir şey beklemediği her halinden belli oluyordu. Beni sakinleştirmek için yaklaştı.

"tabiki.. öyle bir şey demek istemedim"

"tabiki demek istemedin alex! Ama bilin diye söylüyorum her ikinizde!" kafamı jasona doğru çevirdim. O sırada bize sırıtarak bakan jason bir anda ciddileşti. "bundan sonra hiçbiriniz benim adıma karar vermeyeceksiniz!"

İKİ ADAM BİR KADINUnde poveștirile trăiesc. Descoperă acum