dokuz

27.6K 934 112
                                    


•••

"Azra."

O sırada ısrarla çalan telefonumu açmak için ayağa kalktım.

"Notlarım gayet iyi bab-"

"Kızım? Annen ben ne babası?" Direkt telefondaki isme baktım. Annemdi.

"Efendim anne?"

"Akşam eve erken gel. Babam geliyormuş yemeğe."

"Bir ay sonra mı?"

"Biliyorum kızım biliyorum ama sabretmen lazım."

"Deneyeceğim anne."

Biraz daha annemle konuştuktan sonra telefonu kapamıştım. Olmayan moralim daha da bozulmuştu. Ellerimi yıkamamak için zor duruyordum.

Abimi aramıştım ama açmamıştı. Umarım yemeğe gelirdi.

Masaya geçtiğimde ayaklanmışlardı.

"Benim de gitmem lazım Babam yemeğe geliyormuş."

"O zaman kıyafet alman lazım Ada, gel beraber gidelim." Dedi Derin. Onayladım bana yardım ederdi.

Kuzey bilmediği için sormuştu. "Niye?"

"Babam otoriter bir adam yemekte saygıyı gösterdiği için şık giyinmemizi ister. O yüzden, her seferinde yeni bir elbise alırım."

"Zormuş senin için."

"Alıştım artık."

Erkeklerle vedalaştılar sonra Derin ile alışveriş merkezine gitmiştik. Her zaman baktığım bir mağazaya girmiştim. Tek tek bakıyordum. O sırada Derin ellerimi tuttu. "Yine mi yıkadın Ada! Kaç kere dedim bir şey oldu mu bana seslen diye." Ellerim tahriş olup soğuktan da kızarmıştı.

"Tuvalette Beren'i gördüm." Dedim ve anlatmaya başladım. "Sonra da Babam aradı işte."

Ellerimden çekip bana sarıldı. "Kıyamam sana ben." Dedi karşılık verdim.

"Tamam bu kadar hüzün yeter! Ada'ma güzel bir kıyafet bakacağız!"

En sonunda bebek mavisi bir elbise bulmuştuk. "Mavi gözlerinle ile güzel olur."

Elbiseyi de aldıktan sonra Derin ile biraz vakit geçirip eve gelmiştim. Annem hazırlanıyordu bile. "Abim gelecek mi?" Diye sordum. "Bilmiyorum Ada." Dedi. Abim gelmek istemezdi. Babam ile çok zıt iki karakterlerdi.

Bunları düşünürken de giyinmiştim. Saçımı da yukarıdan at kuyruğu yapmıştım.

Gözüme biraz far ve rimel, dudağıma da hafif bir parlatıcı sürmüştüm.

Hazırdım.

"Babamın restoranlarından birine mi gideceğiz?"

"Evet Ada."

Annem de hazırlanınca evden çıkıp arabaya binmiştik.

Annem sürücü koltuğuna geçerken ben de yanına oturmuştum. "Kemerini tak Ada."

Ellerime krem sürmeyi unutmuştum. Daha çok yıkama isteği uyandırıyordu bana şuanki stres ve gideceğim o gergin ortam.

Şık bir restoranın önünde durmuştuk.

İçeri girdiğimizde midem bulanmaya başlamıştı stresten. Tanıdık yüzü görünce duraksamıştım. Babamın çaprazına oturmuştum.

Cankut Deha Dinçer.

Benim babamdı ünlü bir şirket sahibiydi. Otoriter bir adamdı her şey resmî olmalıydı. Bizimle bile resmî bir şekilde görüşürdü.

Babam siparişleri çoktan vermişti.

"Deniz gelmiyor mu?" Diye sordu.

Annem olumsuz anlamda kafasını salladı. "Arkadaşları ile proje üzerinde çalışıyorlarmış."

"Aman iyi derslerine çalışsın sıkı bir şekilde." Tek önemsediği derslerimizdi.

"Senin derslerin nasıl Ada?"

"İyi gidiyor baba, daha sınavlarım başlamadı."

"Çok çalış derslerine iyi bir üniversiteye yerleş."

Suyumdan yudum aldım, elimden geldiğince içten gülümsemeye çalışarak "Umarım babacığım." Dedim. O sırada telefonuma mesaj geldi.

Derin'den 20 cevapsız arama 10 yeni mesaj vardı.

Derin: Ada

Derin: Akın kaza yapmış.

•••

Ada'yı ve ailesini yavaş yavaş tanımaya başlıyoruz düşünceleriniz?

Vuslat | TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin