𝐂𝐡𝐚𝐩𝐭𝐞𝐫 𝟏𝟒: 𝘙𝘶𝘴𝘴𝘪𝘢𝘯𝘴

267 32 2
                                    

Kahraman bakış açısı
Rus bizi görür görmez ayağa kalktı. Eli tam silaha gidiyordu ki Robin öne çıkıp konuştu.

Robin: Ступать осторожно. Ступать осторожно.
Rus: Вы кто такие?
Robin: Серебряный кот. Серебряный кот.
Rus: Я не понимаю.

Robin bize bakıp tekrar Rus'a döndü.

Robin: Китай?

Rus silahı çıkartırken Steve bağırarak ona koştu. Kavga etmeye başladılar. Tam gücümü kullanacaktım ki Steve adamın kafasına vurup onu bayılmıştı. Daha doğrusu masaya çarptıktan sonra bayılmıştı.

Dustin: Dostum! Başardın! Bir kavga kazandın!

Dustin'e ciddi misin der gibi gibi bakıyordum. Şu an tek düşündüğü şey bu muydu?

Dustin: Ne? Öyle ama.

Steve'e döndüm.

Lexi: İyi misin?
Steve: İyiyim.

Nefes nefese kalmıştı. Dustin Rus'un yanına eğilip Rus'un kartını aldı.

Erica: Ne yapıyorsun?
Dustin: Çıkış biletimizi alıyorum.
Erica: Onca yolu geri yürümek mi istiyorsun?
Dustin: Biraz kalıp dinlenebiliriz, belki piknik falan yaparız.
Erica: Piknik mi? Buraya radyo için geldik.
Dustin: Bu plan daha iyi. Steve'in Rus dövebileceğini bilseydim planı baştan böyle yapardık.

Etrafıma baktığımda Robin yoktu. Robin yoktu ulan. Robin birden çıktı.

Robin: Çocuklar. Orada bir şey var.

Yukarı çıktık. Sessizce içeri girdik ve pencereden bakmaya başladık.

Steve: Vay canına!

Bir makine vardı. Baya büyük bir makine. Prometyum'u o makineye koyuyorlardı. Bir yeri açmaya çalışıyorlardı. Açmaya çalıştıkları yeri ne yapacaklardı?

İlahi bakış açısı
Nancy, Jonathan ve çocuklar hastaneye gelmişlerdi. Tam gireceklerdi ki kadın onları durdurdu.

K: Pardon! Nereye gidiyorsunuz?
Nancy: Tekrar büyükannemi ziyaret edecektim. Bunlar... Benim ailem.
Lucas: Geniş.
K: Kim oldukları umrumda değil. Kuralları biliyorsun. Bir seferde iki ziyaretçi girebilir.
Nancy: Evet ama...
K: İki.

-

Nancy ve Jonathan asansöre binmişti. Sessizdi. Nancy bu sessizliği bozdu.

Nancy: Biliyorsun, dün söylediğim şeylerde ciddi değildim.
Jonathan: Biliyorum.
Nancy: O şerefsizlere benzediğini düşünmüyorum. Ben sadece...
Jonathan: Sinirli miydin? Ben de hatalıydım. Kafanı meşgul etmesin.
Nancy: Etmez.

Çıktıkları kata geldiler, asansörden çıkıp gittiler.

-

Mike otomattan yiyecek alıyordu daha doğrusu alamıyordu. Yiyecek takılmıştı.

Mike: Hadi ama bok çuvalı!

Mike ve Lucas otomata vururken yiyecekler direkt olarak çıktı. Eleven gücünü kullanmıştı.

Mike: Teşekkürler.

Lucas ve Mike eğilip abur cuburları almaya başladı.

Lucas: Dostum, bence oydu.
Mike: O neydi?
Lucas: Zeytin dalı.
Mike: Ne?
Lucas: Aman tanrım. Umutsuz vakasın. Tamam, Max'in dikkatini dağıtıp sana fırsat yaratırım. Onunla konuş. Tamam mı?

Why me?Where stories live. Discover now