𝐂𝐡𝐚𝐩𝐭𝐞𝐫 𝟒: 𝘚𝘵𝘢𝘳𝘤𝘰𝘶𝘳𝘵

407 35 16
                                    

Kahraman bakış açısı
Sabah gözüme çarpan güneşle uyandım. Eleven oda da yoktu. Yerde kıyafetler vardı. Sanırsam üstünü değiştirmişti.

Lexi: ELEVEN! HOPPER! EVDE KİMSE YOK MU!?

Ses yoktu. Sesim yankılanıyordu. Fazla sessizdi burası. Odadan çıkmaya karar verdim. Odadan çıktığımda evin darmadağın olduğunu, evde kimsenin olmadığını anladım. Arkamdan bir ses duydum, kapının kilidi açılıyordu. Kapı yavaş yavaş açıldığında tanıdık bir yüzle karşılaştım. Baba...

Bana doğru yaklaşıyordu, bir şeyler söylüyordu ama anlamıyordum. Tek anladığım şey "Yakında görüşürüz" demesiydi. Birden arkasında Eleven belirdi. Benim üzerimde güçlerini kullanıyordu. Canım yanıyordu, hemde çok fazla. Gözlerimden yaşlar akıyordu buna emindim. Zar zor konuşmaya başladım. Boğazım acıyordu.

Lexi: Eleven ne yapıyorsun!?
Eleven: Neden bunu yaptın Lexi!?

Ve beni duvara itti.

İlahi bakış açısı
Lexi nefes nefese yataktan kalkmıştı. Hemen yanına baktı, Eleven yanındaydı. Her şeyin bir rüya olduğunu anladı. Kalkıp su içmeye karar verdi. Su içerken eli titriyordu, hâlâ rüyanın etkisindeydi anlaşılan. Suyunu bitirdikten sonra odaya geri döndü Eleven'a baktı. 'Neden böyle bir rüya gördüm ki' diye düşündü ve yatağına uzandı, ama uyuyamadı sabaha kadar yatakta uzandı ve gördüğü rüyayı düşündü.

Sabah saat 10.30 gibi Eleven uyandı. Lexi'nin uyumadığı her halinden belliydi. Göz altları morarmış, gözleri kızarmıştı ve yorgundu. Eleven Lexi'yi uyandıracaktı ki Lexi'nin uyanık olduğunu gördü.

Eleven: Ne zaman uyandın?
Lexi: 2 saat önce, 8.30 gibi.
Eleven: Erken uyanmışsın, neden ki?
Lexi: Bilmem, uyku tutmadı.
Eleven: Lexi bana bakar mısın? Arkan dönük konuşuyorsun. Bu iyi bir şey değil.

Lexi yavaşça yataktan kalktı ve Eleven'a baktı. Eleven Lexi'nin uyumadığını anlamış olacak ki, konuşmaya başladı.

Eleven: Lexi göz altların mosmor, neden uyumadın!?
Lexi: Uyuyamadım dedim ya Eleven.
Eleven: Kahretsin. Sana kahve yapalım hadi.
Lexi: Teşekkürler ama kahve içmiyorum.
Eleven: Neden uyuyamadığını anlatmak ister misin?

Lexi karar veremedi. Ona anlatmalı mıydı? Bunun iyi bir seçenek olmadığını düşünüp bir bahane uydurdu.

Lexi: Çok fazla ses vardı uyuyamadım bende.

Eleven buna inanmadı tabii ki.

Eleven: Lexi, arkadaşlar yalan söylemez.
Lexi: Yalan söylemiyorum Eleven!
Eleven: Tamam sakin ol, bir şey demedim say.
Lexi: Özür dilerim. Bağırmak istememiştim.
Eleven: Önemli değil.

Eleven odadan çıktı. Lexi elini alnına koyup, derin bir nefes aldı.

Eleven: LEXİ ÜSTÜNÜ DEĞİŞTİR VE GEL BUGÜN STARCOURTA GİDİYORUZ!
Lexi: PEKİ!

Lexi üstünü değiştirmeye başladı. Turuncu çizgili bir yarım tişört, altına mavi bir kot şort giymişti.

Lexi odadan çıktı. Eleven'ın yanına oturdu. Jim ortalıkta gözükmüyordu, erken çıkmıştı büyük ihtimalle. Lexi umursamayıp, Eleven'ın yaptığı waffle'dan yemeye başladı.

Kızlar kahvaltısını yaptıktan sonra Max'i almaya gittiler. Bugün 3'ü beraber takılacaktı.

Max kaykay sürüyordu, kaykay ayağının altından kaydı, Lexi ve Eleven'a doğru geldi. Eleven kaykayı tuttu. Max'in yanına doğru ilerledi, Lexi de Eleven'ın arkasından gitti.

Why me?Where stories live. Discover now