𝐂𝐡𝐚𝐩𝐭𝐞𝐫 𝟑: 𝘌𝘭𝘦𝘷𝘦𝘯 𝘢𝘯𝘥 𝘧𝘳𝘪𝘦𝘯𝘥𝘴

421 36 10
                                    

Şimdiki zaman

İlahi bakış açısı
Lexi'nin gelmesi üzerinden 2-3 hafta geçmişti. Lexi geldiği günden beri dışarı çıkmıyordu. Daha doğrusu Jim buna izin vermiyordu. Eğer çıkarsa onu bulurlar diye korkuyordu. Lexi bir tek Mike denen çocuğu tanıyordu. Eleven'ın sevgilisiydi. Mike ile hem iyi hem kötü anlaşıyorlardı. Hiçbir zaman ortaları olmadı.

Kahraman bakış açısı
Sabah Eleven'ın neşeli sesiyle bana "Lexi uyan artık! Bugün çok güzel bir gün olacak" deyişiyle uyandım. Yatakta doğruldum ve şaşırmış bir şekilde konuşmaya başladım.

Lexi: Nasıl yani?
Eleven: Seni arkadaşlarımla tanıştıracağım, hadi kalk!
Lexi: Dışarı çıkmam yasak sanıyordum?
Eleven: Babamla senin için upuzun bir konuşma yaptım. En sonunda ikna oldu.
Lexi: Teşekkürler ama yorgunum ve... Arkadaşlarından hiç bahsetmemiştin?

Yatağa geri uzandım.

Eleven: Hey hadi ama, tembellik yapmanın zamanı değil.
Lexi: Çok uykum var, biraz daha uyusam?
Eleven: Olmaz kalk yoksa...
Lexi: Yoksa?

Eleven cevap vermeden bana yastıkla vurdu. Gülmeye başladı bende o yastığı tekrar ona fırlattım ve yataktan kalktım.

Lexi: Oldu mu?
Eleven: Çok güzel oldu. Yemek masasına gel kahvaltı yapacağız. Kıyafetlerin yanında.

Eleven odadan çıkıp kapıyı kapattı. Ben de kıyafetlerimi aldım ve giyinmeye başladım. Kareli bir gömlek, içine giymem için yarım ince askılı bir siyah tişört ve altına da bir kot pantolon. Giyindim ve odadan çıktım. Jim ve Eleven kahvaltı yapıyorlardı. Yanlarına gidip sandalyeye oturdum. Kahvaltı etmeye başladık.

Eleven: Baba bugün dışarı çıkabilir miyiz? Lexi'yi diğerleriyle tanıştırmak istiyorum.
Jim: Peki. İzin veriyorum ama Lexi için.
Eleven: Lexi için. gülümser

Eleven bana dönüp göz kırptı. Jim konuşmaya başladı.

Jim: Ben gidiyorum. İsterseniz sizi arabayla bırakabilirim.
Eleven: Hayır yani gerek yok, zaten biz şimdi gitmeyeceğiz.
Jim: Peki ben kaçtım o zaman.
Lexi: Görüşürüz!
Jim: Görüşürüz, dikkatli olun.

Jim evden çıktı. Eleven hemen pencereye koşup Jim'in gidip gitmediğini kontrol etti. Jim arabaya binip gittiği zaman hemen yanıma geldi bileğimden tutup beni kaldırdı.

Lexi: Ne oluyor?
Eleven: Hadi gidiyoruz!
Lexi: Bu kadar heyecanlanacağını bilmiyordum. Güler sakin ol Eleven.

Eleven bileğimi bıraktı ve kapıyı açmaya gitti. Kapıyı açtığı zaman bana gel işareti yaptı. Yanına gittim.

İlahi bakış açısı
İki kız beraber ormanda, bir yandan yürüyor bir yandan konuşup gülüşüyorlardı. Ormanda ilerlerken Lexi'nin dikkatini bir şey çekti. 'Castle Byers' Görür görmez durdu ve anıları gözünün önünden geçti. 'Byers'lar hâlâ burada mıdır?', 'Onları gerçekten çok özledim.' 'Beni unutmuşlar mıdır?' Lexi bunları düşünürken, Eleven arkasında kalan Lexi'ye seslendi.

Eleven: HADİ SONRA İNCELERSİN!

Lexi kendine gelmek için kafasını salladı, Eleven'ın yanına koştu. Eleven Lexi de bir gariplik olduğunu anladı. Lexi dalgındı iki de bir arkasına bakıp önüne dönüyordu.

Eleven: Sen iyi misin?
Lexi: Evet sadece heyecanlıyım, evet heyecanlıyım.
Eleven: Bana diyene bak güler Her neyse geldik!

Lexi geldikleri eve baktı. Byers'ların eviydi burası. Daha doğrusu, hâlâ onların evi miydi? Lexi'nin içinde sanki savaş vardı, karnına biri vuruyormuş gibi hissediyordu. Heyecanlıydı. Eleven kapıyı çaldı. Kapıyı Mike açmıştı. Her gün Eleven ve Mike'ın ile oda da yiyişmelerini görmeye maruz kalıyordu, o da odadan çıkmak ister ama Jim buna izin verir mi?... Eleven Mike'ı görür görmez sarılmıştı. Eleven Mike'a Lexi'den kimseye bahsetmemesi gerektiğini tembihlemişti.

Why me?Opowieści tętniące życiem. Odkryj je teraz