𝐂𝐡𝐚𝐩𝐭𝐞𝐫 𝟔: 𝘛𝘳𝘢𝘯𝘴𝘭𝘢𝘵𝘪𝘰𝘯.

354 35 5
                                    

Kahraman bakış açısı
Mutfakta bir şeyler atıştırıyordum. Dustin'den hâlâ bir haber alamamıştım telsiz yanımdaydı, benimle iletişime geçmesini bekliyordum. Eleven içeri geldi ve direkt telefonun yanına gitti.

Jim: Her şey yolunda mı?
Eleven: Evet.

Eleven birini aradı ve konuşmaya başladı.

Eleven: Merhaba bayan Karen. Mike ile görüşebilir miyim?

Eleven bekliyordu. Ben ise üstümü değiştirmek için telsizi alıp odaya gitmiştim fakat Eleven telefonla yanıma gelip arkasından kapıyı kapatmıştı. Telefonla konuşan Eleven'a bakmaya başladım.

Eleven: Saat 9.32 Neredesin?
-
Eleven: Ne? Neden?
-
Eleven: Ama Hop anneannenin iyi olduğunu söylemişti. Boş yere telaşlanmışlar.
-
Eleven: Ow.
-
Eleven: Annen miydi o?
-
Eleven: Sonra gelebilirsin.
-
Eleven: Yalan mı söylüyorsun?
-

Eleven hiçbir şey diyemeden telefon kapanmıştı. Telefonu koyup odaya gelmişti, gücüyle kapıyı kapatıp yatağa oturmuştu. Ben de ona ne olduğunu sormaya karar verdim.

Lexi: İyi misin sen?
Eleven: Mike bugün gelemiyor.
Lexi: Neden?
Eleven: Anneannesi hastalanmış, onu görmeye gideceklermiş.
Lexi: Hadi ama! Yalan söylediği ortada Eleven!
Eleven: Yalan mı söylüyor? Ama arkadaşlar yalan söylem-
Lexi: Evet arkadaşlar yalan söylemez...

Eleven'ın yanına oturdum.

Lexi: Ama erkek arkadaşlar yalan söyler Eleven. Bence şimdi hazırlan ve Max'in yanına git, onun da erkek arkadaşı var o daha tecrübeli.
Eleven: Sen de gelmek ister misin?
Lexi: Hayır hayır yani ben evde kalsam iyi olacak, biraz yorgunum.
Eleven: Peki... Sen bilirsin ben gideyim o zaman. Teşekkürler.
Lexi: Rica ederim.

Eleven odadan çıkmıştı. Ben de rahat bir nefes verip kendimi yatağa atmıştım ki telsizden sesler gelmeye başlamıştı.

Dustin: HEY LEXİ! ORDA MISIN!?
Lexi: Evet buradayım ve bağırmana ne gerek vardı?
Dustin: O mükemmel duyan kulaklarına zarar verdiğim için üzgünüm gerçekten.
Lexi: Sorun değil affettim.
Dustin: Boş boş konuşmayı bırak ve hemen starcourta gel.
Lexi: Ben boş boş konuşmuyoru- SENİ KÜÇÜK PİSLİK!

Dustin telsizini kapatmıştı. Üstümü değiştirmeye karar verdim. Mavi bir gömlek, açık renk bir kot şort giyip evden çıktım.

İlahi bakış açısı
Eleven ve Max şuan starcourttalardı. Max ile beraber bir kafede oturmuş konuşuyorlardı.

Max: Ve sonra... KIÇINA TEKMEYİ BAS!
Eleven: EVET ÇOK KOLAY!

İkisi gülmeye başladı.

Max: Lexi neden gelmedi?
Eleven: Bilmem yorgunmuş.
Max: Anladım. Her neyse ne yapmak istersin?
Eleven: Dondurma?
Max: Hadi o zaman.

Max ve Eleven scoops ahoya geçti.

Steve: Oh yine mi?
Max: İşini yapmanı öneriyorum Harrington.
Steve: Başüstüne patron.

Robin kızların dondurmasını hazırlarken Steve onlara aklına takılan soruyu sormaya karar verdi.

Steve: Şey Lexi, Lexi nerede?

Steve bunu neden sorduğunu bilmiyordu ama aklına takılmıştı. Eleven ve Max birbirine bakıp gülmeye başlamışlardı bile. Eleven Steve'in sorusunu yanıtlamaya karar verdi.

Eleven: O evde biraz yorgun, o yüzden gelmedi.
Max: Hem sen niye bunu sordun ki Steve?
Steve: Ha şey için ya şey için, alın şu dondurmalarınızı hadi görüşürüz.

Why me?Where stories live. Discover now