44//"İyi geceler, biriciğim."

4.9K 462 195
                                    

Tünaydın👋🏻👋🏻👋🏻

hoş bir bölüm😌

Çok fazla olay da yok, geçiş bölümü tarzı ve uzun bu yüzden umarım yorumlarınızı esirgemezsiniz🙏🏻

İyi okumalar dilerim~~~~

........

Siyah araba asfalt yolda kayıp gider gibi ilerliyordu. Güneş tepedeydi. Öğle vaktini geçmişti ancak havanın kararmasına daha çok vardı. Tepelerinde parıldayan güneş arabanın bir tarafını resmen esir almıştı ve Taehyung şansa, tam da o tarafta oturuyordu. Güneş onun tarafındaki cama arkalarından ulaşıyordu. Taehyung ise güneşin yüzüne vuruyor olduğu gerçeğini tamamen görmezden gelerek arabanın penceresini indirmişti. Kolu dirseği camın dışında kalacak şekilde yerleştirilmişti. Başını da koluna yaslamıştı.

Gözleri henüz kapalı değildi ama kapanmaya yer aradıkları da bir gerçekti. Neredeyse dört saattir yoldalardı ve o arabaya binerken her ne kadar bu sefer uyumayacağını söylemiş olsa da bunu başarabilecekmiş gibi durmuyordu. İlk üç saat liderle havadan sudan konuşmuşlardı. Daha sonra ise konuşmaları bir noktada çıkmaza girmişti ve sessizleşmişlerdi. Taehyung'un mücadelesi de tam o anda başlamıştı.

Arabada uyuduğunda sersem gibi oluyordu Taehyung. Gidişlerinde uyumuştu ve sonrasında uyanabilmesi için o uzun yürüyüş boyunca pek çok dala çalıya takılması gerekmişti. Bu sefer ayılmasını sağlayacak bir yürüyüş de yapmayacaklardı, bu yüzden uyumak planları arasında değildi. Gerçi, böyle düşünmesine rağmen onu uyumaktan alıkoyan tek şey yüzüne vuran rüzgardı.

O başını koluna yaslamış geçip giden ağaçları izlerken her an uyuyabilecek gibi duruyorken gözlerini yoldan kısa bir an çekip ona baktı Jeongguk. Taehyung bir dizini katlayıp kalçasının altına koymuştu. Emniyet kemeri takmıyordu. O takmasına gerek olmadığını söylemişti. Başını dışarı doğru çıkarttığı ve camı sonuna kadar açtığı için direkt olarak yüzüne esen rüzgar saçlarını gözle görülür bir şekilde dağıtıyordu.

Jeongguk gülümsedi. İki eliyle tuttuğu direksiyondan bir elini çekti ve Taehyung'a doğru uzattı. Alfanın gözleri hareketinden birkaç saniye önce kirpikleri titrerken kapanmışlardı. İnatçı olsa da uykuya dalmadan yapamayacak gibiydi. Jeongguk uzattığı eli yumuşak yanağa değdiğinde parmak uçlarıyla elinin altındaki teni okşadı. Taehyung gözlerini sıkmış, "Uyumak istemiyorum." diye mırıldanmıştı. Sesi açık pencere yüzünden neredeyse duyulmayacaktı ancak Jeongguk onu duydu.

"İnat etme. Daha yolumuz var, uyuyabilirsin." Taehyung yanağındaki el uzamış tutamlarını kulaklarının arkasına doğru itelerken yerinde kıpırdandı. Hoşuna gidiyor ve daha çok uykusunu getiriyordu liderin dokunuşları. Üstelik, o da uyuyabilirsin dediğinde, bedeni bunu bir tekliften ziyade emir olarak algılamış, kendi kendine verdiği sözü silip atmıştı. Yüz kasları gevşedi. Dudakları belli belirsiz kıpırdadı ve o, "Liderim." dedi uykulu bir mırıldanmayla. Liderin onu dinlediğini gösteren parmak uçları kıvırcık tutamlarından birini etrafına doladı. Taehyung ondan karşı bir cevap beklemezken devam etti. "Saçlarımla oynar mısınız?"

Jeongguk çocuksu isteğini reddetmek için hiçbir sebep bulamadı. Şimdilik arabayı kullanırken iki eline ihtiyacı yoktu, bu sebeple ilgisinin bir kısmını Taehyung'a verebilirdi. Bakışlarını kısa bir an yoldan çekip yanında oturan alfaya baktı ve, "Oynarım." dedi. Taehyung hafifçe gülümsemiş, sonrasında yüz ifadesi normale dönerken bir dakikadan kısa süre içinde kendisini uykuya bırakmıştı. Jeongguk şu anda kendisini ne kadar zor tuttuğunu anlatamazdı. Arabayı kullanıyor olmasaydı koltuğundan sıyrılıp onu öpecekti. Ya da yolculuklarını yalnız yapıyor olsalardı arabayı kenara çekip onu öpecekti. İkisini de yapamıyordu.

city of differencesHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin