city of differences

45//"Şimdi öpsem sizi olur mu ki?"

Tünaydın👋🏻👋🏻👋🏻

İyi okumalar dilerim~~~

..........

     Taehyung gözlerini yeni bir gün için araladığında, bedeni belirgin bir yorgunlukla sızlıyordu. Zihni hiç olmadığı kadar berraktı ve o gözlerini araladığı anda pek alışık olmadığı bir şekilde arada herhangi bir engel olmaksızın pencerelerden dışarısını görmüştü. Gözlerini kırpıştırdı. Dün gecenin hatıraları sanki bu anı bekliyormuş gibi zihnine doluştu ve kesik bir nefes alırken yerinde kıpırdandı. Gerçekten yorgundu uyuyakaldığında ve belki de bu yüzden uyuduğu poziyonu değiştirmemişti bile. Gerçi, bunun sebebi arkadan beline sarılan adam da olabilirdi. 

Önce yatakta sırtüstü döndü Taehyung. Ardından başını soluna doğru çevirdi ve görüş açısına yüzünde huzurlu bir ifadeyle uyuyan Lider Jeon girdi. Taehyung ister istemez yanaklarına belli belirsiz bir pembelik yayılırken üzerine örtülmüş pikenin kenarlarıyla oynadı. Ardından iç çekti. Öncesinde kendisinin yaptığı gibi Lider Jeon da üstü açık uyumuştu onun üzerini örtebilmek için. Taehyung boğazında büyük bir yumru oluştuğunu hissetti. 

Bir süre başını çevirdiği yastıkta, kendi başını başka bir yastığa yaslamış olan adamı seyretti. Üzerinde beyaz gecelikleri vardı. Geceliğin üst düğmelerinden iki açılmıştı, tenini ortaya seriyordu. Sarı saçları anlından yastığa dökülüyordu ve bilinçsiz olmasına rağmen yaydığı feromonları, gerçekten güzel kokuyordu. Taehyung üzerine örtülen pikenin içinde ona doğru dönmesine, biraz daha yanaşmasına ve çıplak kolunu pikenin altından çıkarmasına engel olamamıştı. 

Hafif bir serinlik hissi tenini yokladı. Tüyleri bir anlığına diken diken oldu ancak o, o anda bunu umursamadı. Yalnızca elini yanında uzanan adama uzatmış, parmak uçlarıyla çekinir bir tavırla onun yanağına dokunmuştu. Herhangi bir tepki alamadığında parmaklarını tamamen onun yanağına yasladı ve biraz daha yatakta ona doğru sokuldu. Şimdi farklı yastıkların uç kısımlarında yüz yüzelerdi. Taehyung'un kırmızı gözleri önündeki yüzün her bir zerresinde gezindi.

Şimdi böylesine tasasız uyuyor olmasına rağmen dün gece kendisini hiç bilmediği yollara sokan adamdı sarı saçlı omega. Ona hiç tatmadığı hisleri tattırmış, sonrasında da baş etmesi için yapayalnız bırakmıştı. Taehyung onu uyandırmak istiyordu. Kendisine yaptığı gibi onu öpse uyanır mıydı? Dudakları sızladı bu düşünceyle. Yalnızca onu öpmek istiyordu. Uyandırmak bahaneden başka bir şey değildi. Elini yasladığı pürüzsüz yanaktan çekti. Yatakta yükseldi ve dudaklarını belli belirsiz bir baskıyla liderin yanağına bastırdı. 

Ufak bir buseden sonra geri çekilecekti o anda ancak o geri çekilmeye fırsat bulamadan, "Taehyung." diyen boğuk sesi duyduğunda, eli ayağına dolaşmıştı. Yanaklarına ateş basarken nefesini tuttu. Geri çekilip yüz yüze gelecek cesareti bulamıyordu o anda. Üzerinde yine ona seslenen adamın örttüğü pikeden başka hiçbir şey yoktu. Teni hala ondan gelen dokunuşların esiriydi ve mavi gözlere bakarsa kalp atışlarını bir daha toparlayamayacakmış gibi hissediyordu. 

Pekala, utanıyordu Taehyung. Bilgisiz olduğu bir konuda bir şeylerden haberdar olmaktan çekinmezdi normalde ancak bu bambaşka bir kulvardaydı. Utanmaması oldukça saçma olurmuş gibi geliyordu ona ve böyle düşünmesine rağmen, sırf utandığı için kaçıp kurtulacağı bir konumda değildi. 

Lider Jeon hayatının her bir zerresindeydi. Bütün gün dibinden ayrılmadığı kişiydi ve gece de aynı yatağa giriyorlardı. Böyle bir durumda, ondan nasıl kaçabilirdi? Sonsuza kadar bakışlarını bile kaçıramazdı çünkü o elini çenesine koyduğunda, verdiği kararlarla kurduğu kumdan kaleler gürültüyle yıkılıyorlardı.