𝐂𝐡𝐚𝐩𝐭𝐞𝐫 𝟏: 𝘌𝘯𝘤𝘰𝘶𝘯𝘵𝘦𝘳 𝘞𝘪𝘵𝘩 𝘌𝘭𝘦𝘷𝘦𝘯

718 46 11
                                    

Kahraman bakış açısı
Koşuyordum. Nerede olduğumu, nereye gittiğimi bilmeden, arkama bile bakmadan tüm gücümle koşuyordum. Sonunda o hapishaneden, o iğrenç yerden kurtulmuştum. Nerede kalacaktım?, Ne yapacaktım?, Ya beni bulup tekrar laboratuvara götürülerse? Kafamdan düşüncelerimi atmaya çalıştıkça, sanki daha da çoğalıyorlardı. Korkuyordum. Ne olacağını bilmeden, olacakları düşünmeden kaçmıştım.

Laboratuvardan uzaklaştığımı farkettiğimde, dizlerimin üstüne düşmüş, nefes nefes kalmıştım. Ne olduğunu anlayamadan gözlerim kararmış ve başımı yere çarpmıştım. En son gördüğüm şey ise bana doğru gelen 2 adamdı.

İlahi bakış açısı
Kız hiç bilmediği bir yerde uyanmıştı, bir koltukta uzanıyordu ve üstünde bir örtü vardı. Tam ayılmamıştı, gözleri yarı açık bir şekilde etrafa bakıyordu. Aklındaki sorularda bitmiyordu. 'Ben nerdeyim?', 'Beni buldular mı?' Aklındaki soruların asla sonlanmayacağını anladığı zaman koltukta oturur hâle geldi. Başını ovdu, ayağa kalktı evi gezmeye başladı. Birden arkasından biri bağırdı.

X: HEY!

Kız korkudan sıçradı ve ona bağıran kişiye baktı. Uzun boylu, sakallı, sarışın ve başında şapkası olan bir adam. 'Kim bu adam?', 'Kötü adamlardan biri mi?', 'Bana zarar mı verecek'...

X: Sana zarar vermeyeceğim. Korkmana gerek yok, sakince koltuğa otur ve konuşalım.

Adam kızın aklını okumuş gibi cevap verdi. Kız adamın dediğini yaptı koltuğa oturdu. Korkmuş, yorgun ve üzgün gözlerle adam'a bakmaya başladı. Adam kızın yanına oturduğu an kız ondan uzaklaştı.

X: Benden korkmana gerek yok.

Adam elleriyle "Sakin ol, korkmanı gerektirecek hiçbir şey yok" diyormuş gibi hareketler yapmaya başladı.

X: Ben Jim, Jim Hopper.

Jim adını söylerken kıza doğru elini uzattı. Kız ilk Jim'in eline sonra yüzüne anlamsız bir şekilde baktı ve elini sıkmadan adını söyledi.

Kız: Lexi, adım Lexi.

Jim elini geri indirdi ve i harfini uzatarak peki deyip sustu.

Jim: Bana neler yaşadığını anlatabilirsin. Kaçırıldın mı? Tecavüze mi uğradın? Ne yaptılar sana?

Lexi bunları duyunca önüne döndü, başını öne eğdi ve ister istemez gözleri doldu.

Jim: Bana bak ve ne olduğunu anlat. Sana yardımcı olabilirim.

Lexi adam'a baktı konuşmak için ağzını açtı ama vazgeçti.

Jim: Peki anlatmıyorsun bunu sonra konuşuruz. Aç mısın?

Lexi evet anlamında başını salladı.

Jim: O zaman sana bir şeyler hazırlayalım.

Jim koltuktan kalktı ve stresten eliyle oynayan Lexi'nin bileği dikkatini çekti. Kızın bileğinde '005' dövmesi vardı. Jim şaşırdı ama kızı korkutmamak için görmemezlikten gelip yemek hazırlamaya başladı. Yemeği hazırlarken derin düşüncelere daldı 'Onun gibi bir kız daha mı?', 'Güçleri var mıdır?', 'Her şey şimdi anlaşıldı', 'Başka denek olmadığını düşünüyordum'... Bunları düşünürken yemeği masaya koydu ve Lexi'yi çağırdı.

Lexi yemek yiyordu sessizce, sadece yemeğine odaklanmıştı. Arada bir Jim'e bakıp gözlerini kaçırıyordu. Lexi tam lokmasını ağzına alacakken birden kapı çaldı. Lexi yemeğini hemen bıraktı, ayağa kalktı ve bağırdı.

Lexi: ONLARI ÇAĞIRDIN DEĞİL Mİ!?

Jim kızın böyle tepki vermesini beklemiyordu ve kıza güven vermek için hemen konuşmaya başladı

Jim: Sakin ol ve sessizce otur. Ben kimseyi çağırmadım, kızım gelmiş olmalı.

Lexi yutkunup masaya tekrar oturdu ve endişeyle kapıya baktı. Jim o sırada kapıya gitti ve kapıyı açtı.

Jim: Hoşgeldin.
X: Hoşbuldum.

Kız içeri geçti ve hemen gözüne Lexi takıldı. Kız ne hissettiğini bilmeden Lexi'ye bakıyordu ama mutlu olduğu her halinden belliydi. Lexi de aynı şekildeydi hareket edemiyordu.

X: FİVE!
Lexi: ELEVEN!

İkisi birbirine koşup sarıldılar. Jim onları şaşkınlıkla izliyordu. Lexi ve Eleven o kadar mutluydu ki, sanki dünyanın sonu gelse onları ayıramazdı. Jim birden konuşmaya başladı.

Jim: Bana biri burda neler olduğunu anlatabilir mi lütfen!?

Eleven güldü. Lexi onun güldüğünü görünce o da gülmeye başladı.

Kahraman bakış açısı
Gülmeye başladığımda uzun zamandır gülmediğimi farkettim. Eleven'ı gördüğüme o kadar mutlu olmuştum ki, sanki hayatımda hiçbir şey olmamış, her şey çok güzel gidiyormuş gibi hissetmiştim, onu görmek bana çok iyi gelmişti.

Time skip

Jim'e her şeyi anlatmış, hep beraber oturup konuşuyorduk.

Eleven: Hey, biliyor musun gerçek adımı öğrendim!
Lexi: Ciddi misin!? Çok sevindim!
Eleven: Evet. Adım Jane, Annemi de buldum.
Lexi: Peki neden buradasın yani annen varken?
Eleven: Annem "Baba" dediğimiz kişi yüzünden felç kalmış. Ona yaptıklarını gördüm çok, çok kötüydü çok acı çekmişti hissettim five, onun yaşadıklarını ve hissettiklerini her şeyini hissettim.

Hiçbir şey söylemeyip sadece Eleven'a sarıldım.

Eleven: İyi ki buradasın
Lexi: İyi ki.
Jim: Hadi ama bu kadar duygusal mı olacaksınız gerçekten?
Eleven: Güler Kıskanma

Eleven kalkıp Jim'e sarıldı. Jim Eleven'a babası gibi davranıyordu, Çok tatlılardı.

Jim: Tamam bu kadar sevgi yeterli. Hadi uyumaya hadi.
Eleven: Peki
Lexi: Şey... Ben nerede kalacağım?
Eleven: Bu da soru mu? Tabiki benimle!
Jim: Peki iyi gecel-

Jim cümlesini tamamlayamadan Eleven elimden tutup beni odasına götürmüştü.

Eleven: Şimdi sana rahat bir şeyler vereceğim.
Lexi: Teşekkürler. Gülümser

Eleven da bana gülümsedi ve dolabına yöneldi, bana bol lacivert tişört, siyah bir eşofman altı verdi. Giyindim ve yatakta uzanan eleven'ın yanına uzandım.

Lexi: Güçlerin... Güçlerini kullanabiliyorsun değil mi?
Eleven: Gülümser Evet, hatta çok güçlü olduğumu bile söyleyebiliriz.
Lexi: Güler ve bir anda ciddileşir Bir şey soracağım.
Eleven: Sor.
Lexi: Her neyse şimdi bunları konuşmanın zamanı değil, uyuyalım olur mu?
Eleven: Elbette. İyi geceler.
Lexi: İyi geceler.

Eleven uyumuştu. Ben sadece düşünüyordum, neden 'baba' dediğimiz adamın beni laboratuvar'a götürdüğü gün orada kimse yoktu. Herkesin öldüğünü söylemişti oysaki. Orada ne olmuştu merak ediyordum.

İlahi bakış açısı
Lexi bunları düşünürken uykuya daldı ama bilmiyordu ki aklındaki soruların cevaplarını bilen kişinin tam yanında olduğunu.

{840 Kelime!}
İlk bölüm hayırlı olsun o zaman. İyi okumalar çocuklarım.

Why me?Where stories live. Discover now