"Cennet"

73K 2.8K 761
                                    

Gösterişli masalar hazırlandıktan hemen sonra misafirleri yavaş yavaş gelmeye başlamışlardı

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Gösterişli masalar hazırlandıktan hemen sonra misafirleri yavaş yavaş gelmeye başlamışlardı. Böyle günlerde konak o kadar yoğun olurdu ki, herkes oraya buraya koşturur ve misafirleri en iyi şekilde karşılayabilmek için çabalarlardı. Tabii bunun hemen öncesinde Dilber hanım herkesi toplar ve sert bir dille asla bir hata kabul etmeyeceği konusunda tüm çalışanları uyarırdı. Ahmet bey çalışanlarla pek konuşmazdı, gerekli olduğu sürece babamla haber gönderir ve işini bu şekilde hallederdi. Masaların etrafında yavaş adımlarla ilerleyip annemin isteğiyle düzenleri kontrol ediyordum. Uyandıktan sonra kendimi biraz daha iyi hissetmeye başlamıştım. Belki de kendime eziyet eden bendim. Diğer aile üyelerini görünce nasıl kaçıp gidiyorsam, onlara nasıl alıştıysam o adamı görünce de aynısını yapabilirdim. Korkuyla donup kalmak yerine başımı eğip gidebilirdim onu hiç görmemişim gibi.

Bunları düşünürken bazı tabakların yerini değiştirmiştim. Bu masalara büyük bir servet harcanmıştı, evdeki tüm kadın hizmetliler sabahtan beri buralarla uğraşıyorlardı. Yemekler yöresel değildi, sanki burası köyün dışında elit bir yer gibi hissettiriyordu masalar. Kapının önünde duran bir çok adam vardı, hepsi siyah takım elbise giyerlerdi, yüzlerine bakılmadığı müddetçe onları birbirinden ayırmak oldukça zordu çünkü hepsi yapılı adamlardı. Misafirler gelmeye başladığında annem ve diğer kadınlar onları karşılaşmışlar ve masalara kadar eşlik etmişlerdi. Karanlık gökyüzünün ardında bu bahçe zerafetle parıldıyordu. Ahmet bey ve Dilber hanım da yemeğe katıldıklarında büyük bir sohbet muhabbet başlamıştı. Çeşit çeşit yemekler servis edilirken ben de yardım etmiştim. Kadınlar benden daha hızlı davranıyorlardı ama ben bir şeyleri düşürme korkusuyla servis tabaklarını daha yavaş taşıyordum. Herhangi bir yanlış yaparak kendimin ve ailemin azarlanmasını kesinlikle istemezdim. Bir süre sonra annem uyuduğum için akşam yemeğini kaçırdığımı söylemiş ve elime bir tabak tutuşturup beni bahçenin diğer tarafına doğru göndermişti. Yemeğimi hızlı bir şekilde bitirdikten sonra yardım etmek için geri dönecektim. Bahçenin diğer ucunda dört kişilik bir masa vardı, burada birinin beni fark etmesi zordu, eve gitmek yerine hemen burada yiyebilirdim. Nasıl olsa herkes bahçenin diğer tarafındaydı. Masanın kenarındaki hasır sandalyeyi çekip tabağımı da masanın üzerine bırakmış ve yavaşça oturmuşum. Siyah çok basit, sade ve düz bir elbise giymiştim. Bileklerime kadar geliyordu ve kolları kısaydı. Yemeğimden bir kaç çatal aldıktan sonra bir an durup kollarıma dokunmuştum. Annemin söylediği gibi duş da almıştım ama ateşim düşmemişti. Havanın soğuk olmamasına rağmen çok üşümeye başlamıştım. Yemekten sonra eve gidip ince bir hırka alsam iyi olurdu. Çatalımı kaldırıp tekrar tabağıma doğru götürdüğüm sırada omuzlarıma bırakılan bir ceketle şaşkınca arkama doğru bakmıştım. Kader benimle kötü bir oyun oynuyordu. Kader benimle korkutucu, oynamayı hiç istemediğim bir oyun oynuyordu ve ben kaçmaya çalıştıkça beni tutup o oyunun içine doğru fırlatıyordu. Ceketi omuzlarıma bırakan kişi o adamdı. Köşe bucak kaçtığım o adam. Hiçbir şey söyleyemeden elimdeki çatalı bırakıp ceketi geri vermek için ellerimi yukarıya doğru kaldırmıştım ama o benden önce davranıp omzuma dokunmuş ve ceketi indirmeme izin vermemişti.

SEVECEKSİN  (Köy serisi I ) TamamlandıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin