15.Bölüm

406 84 39
                                    

Önceki bölüm

Lian Yuan garipsese de bir şey demedi. Sonuçta arada büyük bir kültür farkı vardı. Fakat bu kötü bir şey değildi. Aksine oldukça ilginç ve samimiydi.
.
.
.
Eren'in annesinin ismi Sultandı. Sadece 51 yaşındaydı. Geçinmek için iki farklı işte çalışıyordu. Fakat oğlu için iki günlük izin almıştı.

Güzel bir sabah kahvaltısından sonra çaylarını almışlar, sohbet ediyorlardı. Eren, oldukça mutluydu. Hiç susmadan yaşadıklarını anlatmıştı. Tabi bir çok şeyi anlatmamıştı.

Sadece ne kadar eğlendiğini ve ne kadar kolay olduğunu, ayrıca ne kadar ilginç ve kârlı olduğunu anlamıştı.

Can da Sultan hanım da oldukça şaşırmışlardı. Özellikle de Amerika da bir şirket için çalışmasına ve tek bir zindan için 70.000 dolar kazanmasına şaşırmışlardı. Ayrıca kuleye de çok şaşırmışlardı.

Sultan Hanım, endişelenmiş olmasına rağmen can biraz kıskanmıştı. Keşke o da uyanmış olsa ve kuleye gidebilseydi. Fakat arkadaşı için çok mutlu da olmuştu.

Sultan hanım, endişeli bir sesle konuştu.

-Oğlum, bu tehlikeli değil mi? Ya orada canavarlara yem olursan? Cesetini bile bulamayız. O zaman ben sensiz tek başıma ne yaparım?

Eren, genişçe gülümsedi.

-Oy benim sultanım endişelenmiş mi? Merak etme anne. Bana hiçbir şey olmaz. Bu gördüğün arkadaşım, çok güçlüdür. Bir parmağıyla dağı bile delebilir. Hahahahahah...

Lian Yuan, gülse mi yoksa sinirlense mi bilememişti. Çok sohbet dışı kalmıştı. Hatta kendisini fazlalık gibi hissetmişti.

Sadece Eren'in sözlerini anlıyordu. Diğerlerini anlamıyordu ama az çok fikir sahibiydi. Yine de ortamın samimiyeti onu rahatlatıyordu.

Sultan Hanım, bu sözlere pek inanmasa da oğluna yalancı muamelesi de yapmak istememişti. Bir anne olarak endişelenmesi gayet normaldi.

Lian Yuan, çayına bir süre daha baktıktan sonra küçük bir yudum aldı. Biraz acı ve sert bir tadı vardı. Şeker atılmış olsa da garipti. Fakat hoşuna da gitmişti.

Onun bildiği çaylar daha farklıydı. Aromatik ve çiçek kokulu olurdu. Rengi de daha farklı olurdu. İlk defa siyah çay içiyordu.

Sultan hanım, altın bileziği gördüğünde mutluluktan ağlamıştı. Tüm emeklerinin karşılığını almış gibi hissetmişti. Tabi, oğlunun kendi ayakları üstünde durması ve para kazanmış olması onu daha çok mutlu etmişti.

Sohbet, öğlene kadar devam etti. Öğlen de güzel bir yemek yendi ve sultan hanım da namazını kıldı. Ondan sonra da çay eşliğinde tekrar sohbet edildi. Akşam da yemekten sonra tekrar çay içilmişti. Ondan sonra da meyve ve alıştırmalık ikramı vardı.

Lian Yuan, günde üç defa çay içmeyi garipsemişti. Ne kadar da çok çay içiliyordu. İlginç bir şekilde bağımlılık yapan bir etkisi vardı. 

Sonunda yorucu bir günün ardından herkes odalarına çekilmişti. Can, kendi evine geri dönmüştü.

Eren'in evi sadece 2+1'di. Bu yüzden de Lian Yuan ve Eren aynı odada kalıyordu. Fakat kimse bunu sorun yapmıyordu. Çünkü daha öncede aynı odada kalmışlardı.

Eren, odalarının kapısını kilitledikten sonra Lian Yuan'ın omzunu tuttu ve konuştu.

-Yuan, benim için buraya geldin ama biraz dışarda kaldın. Bunun için üzgünüm. Belki bu ev küçük ve kültürümüz de farklı. Bu da sana garip geliyordur. Yine de sana teşekkür ederim.

Yeni Çağ (BL)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin