10. Bölüm-Sindirella

71 7 5
                                    

Bakışlarımız hâlâ birbirimizdeydi. Kıpırdayamıyordum, gözleri çok güzeldi. Keşke benim de mavi gözlerim olsaydı diye geçirmeden edemedim. Nefesi dudaklarıma çarpıyordu, yutkunmamak için kendimi zor tuttum. Birden çok tanıdık bir gülme sesi geldi, dikkatim dağıldı. Arkama döndüğümde Lara'nın bayağı bayağı sırıttığını gördüm hatta biraz zorlasa ağzı yırtılacaktı.

"Ben niye sizi her beraber gördüğümde Mert çıplak oluyor ya?" diyerek bir kahkaha daha attı. Yanaklarımın ısınmasını yok saymaya çalıştım ama karşımdaki aynadan kendime baktığımda domatese benzediğimi gördüm. Lara yanımıza geldi ve elini omzuma koydu,

"Tamam utanma, utanma. Gerçi bir şey bölmüyorum ya?" Muzipçe sırıtıp, kaşlarını kaldırıp indirdi. Gözlerimi devirdim, ona da iyi malzeme çıkmıştı.

"Yok ben yanlışlıkla girmiştim, gidiyordum zaten." dedim olabildiğince sıradan bir olaymış gibi. 'Evet Ceyda, sizin evde her gün Best Model of Turkey yapılıyor zaten, çıplak erkek de neymiş?' Kendi iç sesim bile benimle dalga geçiyordu. Odadan çıktıktan sonra Bora da yanıma geldi, elinde herhalde bir düzine kitap vardı. Minik kollarıyla zor kaldırıyordu kitapları.

"Bora'cım, ver bana kitapları. Ben taşırım." dediğimde kitapların yarısından fazlasını aldım ve odasına gittik. Odası koyu mavi tonlarındaydı ve futbolla ilgili sürüyle eşya vardı.

"Evet, şimdi sana nasıl yardım edebilirim Bora Bey?" dediğimde parlak gözleriyle gülüverdi,

"Önce bana ödevlerimde yardım edebilir misin?"

"Hay hay, küçük beyzade." diyerek rolümü sürdürdüm. Bora bu eski moda laflarımla kıkırdadı. Bir süre onun matematik sorularına yardım ettim. Bittiğinde ise ona döndüm.

"Melis konusunda hâlâ tavsiye istiyorsun, değil mi?" diyerek kaşımı kaldırdım.

"Tabii ki." diyerek hemen kafasını istekli bir şekilde salladı.

"Sizi dinliyorum."

"Ceyda'cım ben Melis'den çok hoşlanıyorum ama dikkatini çekemiyorum." dediğinde içimden gözlerimi devirdim. 'E yuh yani' dedi iç sesim, çocuk nadirin de nadiri bir görüntüye sahipti. Parlak kızıl saçları ve buz mavisi gözleriyle daha şu andan potansiyeli yüksek olan bir model olabilirdi. Dikkat çekmemesi için kızın kör olması lazımdı, bir dakika acaba renk körü falan mıydı? Bu her şeyi açıklardı o zaman.

"Bora'cım, belki başka birinden hoşlanıyordur? O zaman sana dikkat etmemesi normal olurdu." Sözlerim üzerine göğsünü kabarttı,

"Yok, benim de bağlantılarım var, kimseden hoşlanmıyormuş." Aklımda son bir ihtimal vardı,

"Peki, senin yanında sana nasıl davranıyor?" Bora yüzü düştü, üzüntülü bir tavırla

"Beni tamamen görmezden geliyor. Sanki yokmuşum gibi." dediğinde sırıttım. Bak sen şu küçük cadıya diye geçirdim içimden. Bir insan bir yere bakıyorsa; orada ilgilendiği bir şey vardır. Bir insan bir yere hiç bakmıyorsa; orada ilgilendiği bir şey kesinlikle vardır. Freud'u normalde sevmesem de bunu gerçekten doğru söylemişti. Yüzüme zafer kazanmış bir gülüş yerleşti.

"Bora'cım, sana bir müjde vereyim. Melis kesinlikle senden hoşlanıyor ama ilk adımı atmaya çekiniyor. Bu yüzden senden hoşlandığını görmezden gelmeye çalışıyor." dediğimde o şirin suratı aydınlanıverdi,

"Gerçekten mi Ceyda abla?"

"Gerçekten, bana güven. Melis'i ürkütmeden yavaş yavaş ona olan ilgini belli et."

"Tamam o zaman." dedi mutlulukla. Bora'nın odasının kapısı açıldı, Mert kafasını içeri uzattı.

"Siz ne yapıyorsunuz? Annem sizi çağırıyor. Hadi aşağı inelim." dediğinde ona uyarak aşağı indik. Merdivenlerdeyken mutfaktan gelen yemek kokusunu aldım. Karnımın guruldamasıyla cidden kurt gibi acıkmış olduğumu hatırladım.

Karanlıkta KalanWhere stories live. Discover now