2. Bölüm

283 25 16
                                    

Ayzem Kaya'nın ağzından;

Bilincim yavaş yavaş açılırken gözlerim bana inatmış gibi açılmıyorlardı, yeni bir güne daha uyanmıştım.

Gözlerimi kısarak etrafta göz gezdirdim Arat'ın evindeydim odanın ışığına alışan gözlerimi tamamen açtım. Yavaşça yatakta doğrulup oturdum ve birazcık hayatı sorguladım ardından da dün olanları.

Şu an burada kalmam saçmaydı belki ama işin ucunda ölüm vardı gerçi her türlü ölüme çıkıyor, ya şuan evinde olduğum ve hâlâ ne olduğunu çözemediğim garip adam ya da oğlunu öldürdüğüm o mafya herif beni öldürecekti. Bu saatten sonra ne yapacağız gerçekten bilmiyorum ama hâlâ yaşıyorum bu yüzden olaylara takılmadan devam etmem gerekiyor. Öncelikle üzerimdeki şu şoku atmalıydım.

Daha fazla düşünmeden yataktan kalktım ve lavaboya ilerledim. Aynadan şişmiş yüzüme baktım saçımı bileğimdeki tokayla toplayıp elimi yüzümü yıkadım, yandaki havluyu alıp ellerimi ve yüzümü kuruttum. Son kez aynadan kendime bakıp lavabodan çıktım.

Yatağın üzerinde olan telefonumu alıp saate baktım, 10.23.

Telefonu cebime atıp yatağı düzelttim.

Odadan çıkmalı mıyım acaba, odada durup ne yapacaktım ki. Kapıya doğru ilerleyip odadan çıktım kapıyı da ardımdan kapattım.

Merdivenlerden aşağı inerek dün oturduğumuz salona ilerledim içeri girdim. Etrafa bakındım yan tarafta olan uzun masaya bir sürü kahvaltılık çeşidi koyulmuştu, kahvaltı sofrası bu mu cidden, birini davet etti herhalde diye düşünüp kafamı çevirdim ve koltukta oturan Arat ile göz göze geldik

"Günaydın" dedi gülümseyerek ardından ayağa kalkıp masaya ilerledi

"Günaydın" dedim bende onun gibi. Arat masanın ucundaki ilk sandalyeye ilerledi ve çekti ardından bana baktı "gel" dedi sandalyeyi işaret ederek ona şaşkınca baktım ve sandalyeye ilerleyip oturdum ben oturduktan sonra sandalyeyi masaya yaklaştırdı ve masanın başında ki sandalyeye de kendi oturdu.

Bu nazik ve kibar hareketi hoşuma gitmişti açıkçası. Etrafımda nazik erkek sayısı çok az da fazla alışılmış bir şey değil benim için.

Arat kapıya doğru seslendi

"Sultan Hanım servisleri açar mısınız?" seslenmesiyle içeri büyük yaşta bir kadın arkasından da ellerinde bir şeylerle genç dört tane kadın girdi. Tahminimce evin yardımcılarıydılar.

Benim önüme ve Aratın önüne tabakları indirdiler ardından genç kız ne içmek istediğimi sordu

Aniden yöneltilen soruyla bir duraksadım "çay olabilir, varsa" dedim çekingenlikle, kız kafa sallayıp bir fincana çay doldurup önüme indirdi. Kızların işi bitince kapıdaki o büyük kadının arkasına geçtiler.

"Başka bir şeye ihtiyacınız var mı efendim?" Diye sordu büyük kadın. Arat bana döndü bir cevap bekliyor gibi baktı olumsuz anlamda kafamı salladım şaşkınca, Arat kadına döndü

"Hayır yok Teşekkür ederiz" dedi. Kadın kafa sallayıp diğer kızlarla beraber odadan çıktılar.

"Buyur ye çekinme" dedi Arat bana bakarak, ne kadar çekinsem de kafa sallayıp bir şeyler aldım tabağıma. Yavaş yavaş onları yerken Arat konuşmaya başladı

"Ayzem dün sana olayı özet geçmiştim zaten, Kurtuluş Seçkinle dün konuşmamızda intikam almaktan bahsetti. Amacım seni korkutmak değil ama onlar karanlık adamlar ve intikam almak istedilerse almadan durmayacaklar." Arat'ın konuşması içten içe daha da korkutuyordu beni.

AYZEMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin