5. Bölüm

237 27 5
                                    

Salonda bir koltukta dirseklerimi dizlerime yaslamış bekliyordum

Bir diğer koltukta bir kaç tane kadın Arat’ın annesi Rojin hanımın bileklerini ovuyor kolonya koklatıyorlardı, Azade hanım ise odanın içinde sıkıntılı bir şekilde yürüyordu.

Gözlerim ellerime kaydı, kırmızıydılar. Arat’ın kanı ellerime bulaşmış ve kurumuştu. Arat kollarıma düşüp bayılmıştı ve nesi olduğunu bilmiyordum

Anlamsızca çok korkuyordum, ona bir şey olma ihtimali bile beni çok tedirgin ederken o kollarıma düşmüştü ben ise hiç bir şey yapamadan sadece Allah’a yalvarmıştım. Ona bir şey olmasın lütfen Allah’ım.

Arat bayıldıktan sonra onu odasına çıkardılar Berfin’de elinde koca bir tepsi ile odaya girdi, neredeyse 15 dakika oldu ama hâlâ kimseden ses yok.

Daha fazla duramadım ve hızla oturduğum yerden kalktım ve koşarak Arat’ın odasına ilerledim.

Merdivenlerden 3 kat yukarı çıkıp büyük bir kapının önüne geldim Arat’ı bu odaya getirmişlerdi, düşünmeden kapıyı açıp hızla içeri girdim. Arat yatakta oturur pozisyondaydı, Berfin’de başında yarasına son sargıları çekiyordu.

Benim içeri dalmamla hepsi bana döndü ben ise dolu ve kızarmış gözlerimle Arat’a bakıyordum, tam gözlerinin en içine.

“İyisin” dedim gülümseyip ağlamaya devam ederken

“Beni bu kadar sevdiğini bilmiyordum ya” dedi Arat dalga geçerek

Bir şey demeden sırıtmaya devam ettim, iyiydi.

“Gel otur” dedi yatağın sağında ki deri koltuğu göstererek. İlerleyip koltuğa yorgun bedenimi bıraktım. Hastaneden daha yeni çıkmışken böyle bir olay felaket yordu cidden. Derin ve rahat bir nefes verdim.

“Gülüm işin bitti mi?” Dedi Bartın Berfin’e hitaben

“Evet Bartın abi bitti” dedi Berfin de ona cevap vererek

“Abim ilaç istiyor musun?”

Dedi Arat’a bakarak, ağrısı var mıydı acaba.

“Yok, istemiyorum. İşin bittiyse sen çık hadi teşekkür ederim küçüğüm”

Deyip Berfin’in avuç içini öptü, Berfin’de gülümseyerek masada duran tepsiyi alıp odadan çıktı Bartın’da arkasından çıkıp kapıyı kapattı.

Şuan odada sadece Arat ve ben vardım, açıkçası tek kalmak beni bir tık germişti. Kafamı Arat’a çevirdim

Sırıtmayı bırakıp aklımda olan soruyu sordum “neden hastaneye gitmedik?”

Arat biraz daha doğruldu üzerinde tişört yoktu kolunu göğsüne bağlayan kısıma denk gelmişti herhalde kurşun, gövdesinin sağ üstü komple sargılıydı

“Kurşun yarasıydı”

“Yani” dedim anlamaya çalışarak

“Berfin’im anlar bu işlerden babaannemden öğrendi, az sarmadı bu ailenin yaralarını eğer halledilemeyecek bir şey ise gideriz elbet hastaneye ama bak halletti.”

AYZEMWhere stories live. Discover now