"Hocam sanırım Biray'ın böyle bir niyeti yok. Bu yüzden ben olabilirim menejer." Seni yelloz seni. Ben çocuklarımı kimseye kaptırmam. Tamam daha demin dediğimle çelişiyorum ama ne yapıyım seviyorum ben bunları.

"Kabul ediyorum hocam. Menejer ben olabilirim."dedim. Herkes bana şaşkınca baktı. Uras bile bunu beklemiyordu. Hah Uras efendi ben Eymen ve Bora'yı gurbete vermem. Tamam Eymen kuzenim oluyor, Bora da yakın arkadaşım bu yüzden yani yoksa verirdim Fulya'ya menejerliği olur biterdi. Hem Fulya'ya inat olmuş oldu ona kaptırmam.

Semih Hoca bana döndü ve elini uzattı.

"Tamam o zaman yeni basketbol menejerimiz sensin. Hayırlı olsun. Tenefüste benim odama gelde halledelim imzaları filan."dedi ve gitti.

Hadi bakalım yine başına bir bokluk aldın Biray ama hadi hayırlısı diyelim.

Eymen hemen bana sarıldı.

"Ay canım kuzişim. Beni vermezsin kimseye deme. Acıdın bana, kıskandın beni deme."

Ay Eymen zaten tek sevdiğim kuzenim sensin. Hemen ona da sarılıp sıyrıldım.

"Evet Eymen, öyle canım kuzenim."dedim ve tam gidecekken Fulya beni tuttu. Ona doğru döndüm.

"Dikkat et de ayağın yerden kesilip menejerliği kaptırma Biray." Ay çokta fifiydi.
Kolundan kurtulup sınıfa girdim ve en arkaya oturdum. Her şey ne kadarda hızlı gelişmişti böyle.

Tenefüste belgeleri halledip çalışma programını aldım. Okul bittiği gibi eve daldım ve Eymen'i aradım. Hemen açtı.

"Ne oldu en sevdiğim kuzişim?" Ayy yalakalıkta yaparmış. Neyse ya seviyorum ben bu çocuğu her şeye rağmen.

"Oğlum bu program ne? Siz hiç mi dinlenmiyorsunuz lan?" Arkadan gülme sesleri geldi. Sanırım yemekteydi.

"Lan sen nerdesin?" Daha çok gülme sesi gelmeye başladı. Her güldüklerinde daha çok sinirleniyordum.

"Basketbol takımı ile yemekteyiz. Sen nerdesin? Aslında seninde gelmen lazımdı ama yoksun." Programa baktım. Cidden yemek yazıyordu ama şimdi tekrar gidemezdim.

"Ne yiyorsunuz?" Eymen hemen ağzını sulandıra sulandıra söyledi.

"Tavuk pilav." Tavuk pilav mı? Belki de tekrar geri gidebilirim.

"Bende geliyorum bekle beni."dedim ve hemen ayağa fırladım. Bana gülüyorlardı ama yemek diyince akan sular dururdu benim için.

"Tamam gel ben senin tabağını hazırladım."dedi. Ayy benim canım kuzenim.

"Helal olsun. Kuzenine tabak hazırlayacağın günleride mi görecektim? Ay gözlerim yaşardı."dedim ve şakacıktan burnumu çektim. Niye halen daha gülüyorlardı?

"Lan ağlama hadi koş."dedi ve kapattı.
Zaten yemekten sonra çalışma vardı. Hemen rahat bir eşorfman takımı giydim.

Spor çantasını alıp içine havlu, su filan atıp taksi çağırdım. 10 dakikaya okula varmıştım ve yemekhaneye fırladım.

Bütün basketbol takımı aç ayılar gibi yemek yiyorlardı. Ben gelince hepsi bana baktı sonra gülümsediler. Eymen eliyle gel işareti yaptı ve bana yer açtı. Hemen sıçraya sıçraya onun yanına gittim ve tekrar güldüler. Eti yerken bir yandan konuştum.

"Siz niye benim her yaptığıma gülüyorsunuz?" Bana bakıp aralarından bir tanesi konuştu.

"Çünkü komik."dedi ve tekrar güldü.
Ben hiçbirini tanımıyordum ve aralarında mal gibi kalmıştım. Hepsinin boyu 1.80-1.95 arasıydı ve ben 1.55 olunca çok kısa kalıyordum.

ANONİMKE: TEK MESAJLA | TextingWhere stories live. Discover now