[1]

873 37 60
                                    

Evden çıkmıştım. Rüzgarın esintisi suratımı okşarken o kadar rahattım ki bir an gözümü kapattım ama taşa takılınca hemen açtım.

Az kalsın rezil oluyordum kızz.

Neyse okulun bahçesine girdim ve okula ilerlemeye başladım. Yaa niye okulun bahçesi bu kadar büyüktü? Kapıya git git bitmiyor. Ya da benim ayaklarım çok kısa. Doğru ben çok kısayım

Okulda bir sürü afiş vardı. Basketbol takımına menejer aranıyor falan da filan da intermilanda. Bu konulara pek katılmazdım. Ben bunları düşünürken bir şey bana çarptı ve başımın ağrısıyla yere düştüm. Kafamı kaldırdığımda lanet okudum. Keşke kafamı kaldırıp bana çarpan kişiyi görmeseydim.

"Ayy kıyamam. Kitap kafana mı çarptı? Senin kafan mı vardı kızım yaa?" Bizim Fulya bana çarpmıştı ya da ben ona çarptım bilmiyorum.

Bana elini uzattı.

"Sağ ol ben kendim kalkarım. İlgi odağı olmak için kılıktan kılığa giren habeş maymunlarının elini tutmayı tercih etmem, o yüzden senin elini tutamam canım."dedim ve itici bir sırıtmayla ayağa kalktım. Kalktığım gibi kızın saçıma yapışması bir oldu. İlkokuldayız sanki, oğlum olmuşuz 12. Sınıf halen daha kız saçı çekiyorlar. Ya bir yumruk geçirir insan.

Tamam sakin şiddet yok, şiddette karşıyız.

"Sen bana ne dedin? Habeş maymunu mu? Ben o Habeş maymununu alır..." devamını
getiremedi ve saçıma daha çok yapıştı. Bir anda saçım bıraktı ve önümde siyah bir siület belirdi. Aslında 3 siület. Onlara dikkatli baktığımda birinin Eymen diğerinin Bora ve diğerininde yani benim hemen önümde duranında Uras olduğunu gördüm.

"Çekilsene be sırık, ben arkadaşla konuşuyorum."dedi ve bana gözünü kısarak baktı. Bu kızdan nefret ediyordum. Her dakika beni aşağılayacak bir şey buluyordu.

Niye ben yani?

Babamın annemi öldürüp hapse girdiği için mi? Hah mantıksız.

Uras bana döndü ve konuşmaya başladı.

"Sen onla konuşmaktan hoşlanıyor musun Biray?" Gülüyordu. Hoşlanmadığımı biliyordu. Hayır anlamında kafamı iki yana salladım.

Uras kafasını yukarı doğru kaldırdı ve tavana bakarak güldü. Sonrada Fulya'ya döndü.

"Bak hoşlanmıyormuş." Dedi beni göstererek. Fulya bana pispis baktı.

"Ya ama biz şu menejer işini konuşuyorduk. O menejer olacak mı merak etmiştim çünkü zeki sonuçta o en iyi adaylardan biri. O katılmayacaksa ben seçilecekmişim beden hocası olan Semih Hoca dedi." Fulya'nın R dönüşü yapması beni güldürmüştü. Cidden beden hocası öyle mi demişti? O sırada beden hocası koridorun sonunda gözüktü.

"Ah Biray."dedi ve yanımıza koştu.

"Kızım senden iyi menejer olur. Sen menejer olmuyacaksan yeni menejerimiz Fulya olucak benden söylemesi."dedi ve Fulya'yı gösterdi. Eymen ve Bora yanıma geldi ve yalvarır şekilde bana baktılar.

"Allah rızası için sen ol Biray. Bizi bu cadının eline bırakma. Bak önünde diz çökerim yemin billah. Hadi sen ol."dedi Eymen ve önümde diz çöktü. Ben olanları şaşkınca izliyordum. Sonra Bora konuşmaya başladı.

"Bizi gurbet ellere verme ne olursun."dedi. Allahım neler oluyor burada. Basketbol takımındaki çocuklar bana mı yalvarıyorlar?

Biraz daha yalvarın, hoşuma gitti.

"Siz ne zamandan beri benimsiniz ki vereyim?"dedim tek kaşımı kaldırarak. Eymen kalkıp omzuma vurdu.

"Ayıp oluyor ama. Biz o kadar seni koruyoruz." Tamam haklılardı. Her gün koruyorlardı ama ben mi dedim beni koruyun diye.
Fulya suskunluğumu fırsat bilip konuşmaya başladı.

ANONİMKE: TEK MESAJLA | TextingWhere stories live. Discover now