Benim Hala Umudum Var - Mahzar Alanson
***
Başımın ağrısından kafamı sıradan kaldıramıyordum. İki gündür ateşim vardı ve çok yorgundum. Son senem olduğu için de derslerden geri kalmak istemediğimden okula geliyordum. Alp de bana kantinden şerbetli su getiriyordu ve sürekli ilacımın saatini hatırlatıyordu.
Boğazlarım ağrıdığı için bu öğle arasında sıcak su almak için kantine inmiştim. Kantinde sıra beklerken boğazlarımı da tutuyordum. Gerçekten hasta olduğumda çok kötü oluyordum. Bu sırada izlenildiğimi fark edince yanıma döndüm. Kuzey kolunun altında bir kızla beraber kalorifer peteğine yaslanmış bir şekilde duruyordu. Bakışları benim üzerimdeydi. Yanındaki kız ona bir şeyler söylüyordu fakat onun gözleri benimkilerden ayrılmıyordu. Kalbim hızlandığı için hemen gözlerimi çekip sıcak suyumu almış ve sınıfa geçmiştim.
Benden hemen sonra aceleyle Alp sınıfa girdi. Elinde boyunluk vardı. Elime tutuşturup boynuma takmam gerektiğini söyledi. Beni, kantinde boynumu tutarken görünce bir arkadaşından aldığını söyledi. Ben Alp'i kantinde görmemiştim. Gülümseyip boynuma taktım ve gün boyunca da boynumdan çıkarmadım.
Son ders zili çaldığında kitaplarımı çantama koydum ve montumu giyerek hazırlandım. Alp'e görüşürüz dedikten sonra sınıftan çıktım.
Derstte can sıkıntısından dolayı siyah kalemle parmaklarımı çizmiştim. Kötü bir görüntü olduğundan rahatsız olup okuldan çıkmadan tuvalete gitmeye karar verdim.
Tuvalette benden başka kimse yoktu. Çantamı kenara koydum ve musluğu açtım. O sırada kapı açıldı fakat kafamı yerden kaldırmadım. Ellerimdeki boyayı silmeye çalışıyordum. Bu sırada burnum aktığı için de çekiştirip duruyordum.
"Sümüklü." Arkamdaki sesi duyduğumda ellerim hareket etmeyi durdurdu. Onun sesini her duyduğumda beynim komut almayı bırakıyordu sanki. Korkudandı bu, ondan korkuyordum.
Musluğu kapatıp kafamı kaldırdım. Arkamı dönmedim çünkü aynadan onu görüyordum. Yüzünde alaycı bir tavır vardı kafasını sağ tarafına doğru çevirmiş aynadaki yansımama bakıyordu.
"Şimdi de hasta olduğum için dalga geçmeye mi geldin?" diye sordum. Sesim titremediği için mutluydum.
Yüzündeki alay silinip yerini düz bir ifadeye bıraktı. Bana yaklaştığında ellerim titremeye başlamıştı. Hemen arkama geçti. Şimdi ikimizde aynadan birbirimize bakıyorduk. Burnum tıkalı olduğu için zor nefes alıyordum. Bir de heyecan yaptığımdan nefes almam hepten zorlaşmıştı. Rahat nefes alabilmek için dudaklarımı araladım. Gözleri dudaklarıma indi. Refleks olarak dudaklarımı yaladığımda ellerini iki yanımdan fayansa uzatıp kendini vücüduma yasladı.
Utandığım için gözlerimi aşağı indirdim. Sağ elini kaldırdı. Ne yaptığını görebilmek için utanmayı bir kenara bırakıp aynadan ona bakmaya başladım. Elini saçıma çıkarıp önüme düşen birkaç tutamı geriye attı. Bakışları boynuma inince bu sefer diğer elini de fayanstan çekip benden uzaklaştı ve boyunluğuma dokundu. Bakışlarımı ondan çekip ben de boyunluğa baktım. Biraz kaymıştı. Ben fark etmemiştim fakat o etmiş olmalı ki hala boyunlukta olan ellerini hareket ettirip düzeltti.
Kulağıma eğilip nefesini boynuma doğru verdiğinde içim titredi. Yavaşça gözlerim kapandı ve bir iki adım geri gidip sıcaklığına yaklaştım. Daha sonra utanacağımı bilsem de verdiğim tepkilere engel olamıyordum.
"Boyunluk yakışmış.. " fısıltısı kulağımı okşadı. Derin bir iç çektim. İç çekişim onu gülümsetti. "o artık senin." deyip geri çekildi. Ben gözlerimi dahi aralayamadan tuvaletten çıktı.
Kapı kapandığında gözlerimi aralayıp bir elimi destek almak için fayansa yasladım. Diğer elim ise boyunluğa gitti. Boyunluğu burnuma yaklaştırıp kokuyu içime çektim. Az önce Kuzey'den aldığım kokunun aynısıydı. Bilmeden onun boyunluğunu takmıştım ve bu beni rahatsız etmek yerine dudaklarımın kıvrılmasına neden olmuştu.
***
Tatilde olduğum için bölümü yeni yazabildim. Eğer bekleyen olduysa özür diliyorum :(
