0.0

1K 50 24
                                    

remords: Vicdan azabı
- fransızca bir kelime.

...

Bilincim yavaş yavaş yerine gelirken hafif yerimde kıpırdandım. Gözlerimi birbirine bastırarak kafamı oynattım. Her zaman olduğu gibi her yerim tutulmuştu. Yatağım gayet rahattı, neden her gün her yerim ağrıyor anlamıyordum.

Ayağımı yorganın içinden çıkardım ve bacaklarımı gelişine hareket ettirdim. Bununla birlikte belimde hissettiğim sıcaklıkla saniyelik duraksadım. Farkındalık gücüm giderek artarken sırtımda da bi sıcaklık olduğunu hissettim. Bacaklarımın arkasında hissettiğim şeyler de vardı tabi. Bir de ensemdeki nefes..

Gözlerim aniden açılırken vücudum kaskatı kesildi. Karşımda gördüğüm çalışma masası hiç tanıdık değildi. Gözlerim bulunduğum odanın her yerini incelerken kulağımın hemen arkasında usulca nefes alıp veren kişinin burnunu hissettim. Aynı zamanda kafası benimkine yaslıydı.

Kimdi ki bu?

Bedenim bedenine yaslıydı ve kollarıyla bedenimi sarmalıyordu. Başımın altından geçen kolu ve benimkine yaslı kafasıyla bir bütün olmamızı sağlıyordu.

Sakin bir nefes verdim. Her şey yolundaydı. Telaşlanacak bir şey yoktu.

Usulca bir nefes verdim ve yavaşça yerimde kıpırdandım. Bana sarılan bedene dönmemle sarı saçlarının gözlerimin önüne dökülmesi bir oldu. Bedenime yayılan şok dalgasıyla kesik bir nefes aldım ve olası bir çığlığa, feryada önlem olarak ellerimle dudaklarımı kapattım.

Hyunjin'in saçları sarı değildi.

Gözlerimi kırpıştırarak bedenime yayılan paniği bastırmaya çalıştım.

Ben ne yapmıştım..

Derin nefesler alarak kolları arasında bulunduğum sarışından uzaklaştım. Belime sıkıca sardığı kolu çektikten sonra yataktan yardım alarak dirseklerimin üzerine çıktım. Bunu yapmamla kafama yaslı olan kafası omzuma düşmüştü. Sadece sütyen askımın bulunduğu omzuma..

Ben bir halt etmişim.

Zar zor çocuğun kafasını kendimden uzaklaştırıp oturur pozisyona geçtim ama kalçamda hissettiğim dayanılmaz ağrıyla ellerimle yataktan destek alarak yüz üstü döndüm. Ağzımdan kaçan inlemenin ardından dişlerimi sertçe alt dudağıma geçirdim. İçimden ettiğim binlerce küfürle birlikte çarşafı avcumun içine alarak sıktım. Şu an dizlerimin üstünde kafam öne eğik duruyordum. Saçlarım önüme dökülürken görebildiğim tek şey beyaz çarşaftı.

Sıçmıştım.

Bu çocuk her kimse sevgilim olmaktan çok uzaktı.

Kasıklarıma saplanan ağrının geçmesini beklerken yanımdaki çocuk hareketlendi ve kafasını geriye atarak dudaklarını birbirine sürterek sesler çıkardı. Ve ben o an anladım sıçmayı bırakın çoktan sıvadığımı.

Minho'ydu bu.

Sevgilimin en yakın arkadaşı olan.

Gözlerim belerirken kendimi geriye attım. Yataktan savrulan bedenim yerle buluşunca gıkımı bile çıkaramadan ayağa kalktım. Ben benim evveliyatımı sikeyim.

Şokla odada gözlerimi gezdirdim. Üzerimizden çıkardığımız eşyalar her yerdeydi. Küfür etmeye devam ederek odada oradan oraya dolaşıp iç çamaşırımı buldum. Vakit kaybetmeden üzerime geçirip üzerimi tamamen giyinene kadar telaşla etrafta dolaştım. Bir yandan da ses yapmamaya çalışıyordum.

Telefonumu, çantamı, çoraplarımı.. her şeyimi aldığıma emin olduktan sonra çıplak üstüyle yatakta mışıl mışıl uyuyan sevgilimin arkadaşına baktım. Ben benim olmayan beynimi sikeyim.

remord | lee knowWhere stories live. Discover now