taehyung:
birkaç gün sende kalabilir miyim

sehun:
lan
niye

taehyung:
durumlar karışık
sorgulama
sonra anlatırım

sehun:
yoongi ile kavga falan mı ettiniz

taehyung:
sehun
sonra anlatırım dedim
lütfen

sehun:
taehyung iyi değilsin

taehyung:
değilim
sikeyim ya bok gibi hissediyorum
uzun zamandır hiç bu kadar kötü hissettiğim olmamıştı

sehun:
neredesin sen
geleyim mi
bir saate çıkacağım işten

taehyung:
bara gitmem gerek
boş ver
yarın konuşuruz yüz yüze

sehun:
off
tamam
anahtarı her zamanki yerine koyarım gece alırsın

taehyung:
tamam
iyi ki varsın sehun
teşekkür ederim

sehun:
ne demek kardeşim
iyi olmaya çalış
şimdi üzgünsün diye ısrar etmiyorum anlat diye
ama yarın konuşalım detaylı
en azından rahatlarsın

taehyung:
tamam konuşuruz
görüşürüz

sehun:
görüşürüz

-

teoman - aşk kırıntıları
(medyaya koydum.)

taehyung, titrek bir nefes alıp bardan içeri adımladı. her şey aynı şekilde devam ediyordu, kimileri kalabalık arladaş grubunu eğlendirmek için saçma sapan dans ediyor, kimileri sessiz sakin birasını yudumluyordu.

gözleri anında jeongguk'u aradı. sonunda hedefine ulaştıklarında ise boğazında bir yumru oluştuğunu hissetti taehyung.

kalbi göğüs kafesini zorluyordu. tanrı şahidi olsun, ne zaman jeongguk'a baksa bedeni olur olmadık tepkiler veriyor, taehyung'un her defasında şaşıp kalmasına sebep oluyordu.

ama bu seferki her zamanki kalp çarpıntısından farklıydı, daha can yakıcıydı. kalbinin her atışında sanki yere yığılacakmış gibi hissediyordu taehyung. öyle yoğun, öyle sert bir etkiydi jeongguk'un kendisi üzerindeki etkisi.

yine içine hüzün çökmesine engel olamamıştı. hoş zaten son konuşmalarının üzerinden henüz birkaç saat geçmişti ama yine de şaşırıyordu taehyung. zaten dibi gördüğünü düşünüyorken, nasıl olur da onu görmek daha fazla canını yakabiliyordu ki? daha ne kadar kötü hissedecekti?

düşüncelerinden dolayı içi içini kemirirken adımlarını bozmayıp barın bir köşesinde oturan arkadaşlarının yanına doğru ilerledi. kimseyle konuşası yoktu aslında, ama yine de yapması gereken şeylerin sorumluluğu vardı üstünde.

"selam," dedi sakince.

"selam, taehyung." dedi namjoon taehyung'a kısa bir göz atıp. tam lafının ortasında geldiğinden dikkatini ona verememişti.

"neyse işte, kısaca yarın doluyum. ama hafta sonu falan bir şeyler ayarlayabiliriz." diye devam etti sözlerine.

"ulan ya, jimin de ne şanslı çocuk. kaptı senin gibi manitayı." diye yanıt verdi seokjin gülerek namjoon'un omzunu patpatlarken.

downtown baby Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin